Sevgili kardeşlerim! Bilindiği gibi Ülkemiz çok hassas bir süreçte adeta sırat köprüsünden geçilmektedir. İçeride Vatan haini PKK ile mücadele sürerken, Sınırımızın güneyi tam bir bataklığa dönüşmüş, İslam yurdu Suriye- Irak parçalanmış ve harabeye çevrilmiştir. Aynı oyun Türkiye üzerinden sergilenmek isteniyor. Avrupa’nın önde gelen ülkeleri ikiyüzlülüğünü ve çifte standardını açıkça sergilemekte, Türkiye’yi bölmek için terör örgütü PKK’yı piyon olarak kullanmakta ve her türlü desteği vermektedirler!..
Ülkemizi Neden bölmek istediklerine birkaç cümle ile işaret edelim. Günümüzde İslam dünyasına önder olabilecek tek ülke Türkiye’dir. Türkiye’ye İslam ülkelerini birleştirmeyi hedef edindiğinden için, bunun önünün kesilmesi istenmektedir. Dolayısıyla kendi menfaatleriyle çelişen güçlü bir Türkiye yerine, güçsüz bir Türkiye’yi istedikleri gibi kontrol edebilecekleri ve menfaatlerine daha uygun görmeleridir. Bunun alametlerini bir kez daha hatırlatalım…
-Batı medyası yıllardır terör yuvası Kandil’de kamp kurup, ülkelerinin sözcülüğü yapılırken, Türkiye terörle mücadele de yalnız bırakılarak, ülkemizin bölünmesi yolunda ciddi planlar yapılmış, Bölücü PKK’ya her türden silah ve sağlık yardımı yapılarak güçlendirilmiştir…
- İkiyüzlü Batı, PKK- PYD- YPG ve FETÖ’ye kucak açmış, ülkelerinde örgüt elebaşlarını makamlarında kabul edilmiş, Türkiye aleyhine yürüyüşlerine sınırsız izin verilmiştir…
- HDP’li vekiller tutuklanınca hep birlikte ayağa kalkan Batılı Siyasetçiler, tutuklu Vekillere destek için HDP gurup toplantısında boy göstermişlerdir…
- Yetmedi, Avrupa Parlamentosu Başkanı Schulz, tutuklu HDP vekiller için Türkiye’yi ekonomik yaptırım uygulamak ve üyelik sürecinin askıya alınacağı tehdidini yapmıştır!..
- Yüzlerce Asker- Polis katili Vatan haini Avrupa şehirlerinde serbestçe gezmekte, iş sahibi olabilmektedir. Bunları, hem Almanya- hem Fransa da bizzat yerinde şahit olmuşumdur…
Şahsen Batının bu tavrını yadırgamıyor, kin beslemiyorum! Nedeni- Açık ifadeyle, Gavur gavurluğunu, dün yaptığı gibi bu günde, hatta kıyamete kadar yapacaktır. Asıl olan biz ne yapıyoruz?
Şu gerçeği unutmayalım! Hangi Parti iktidara gelirse gelsin tek başına ülkeyi yönetebilir ama benzer felaket karşısında tek başına savunamaz! Şu ortamda Milleti olarak sıkı sıkıya kenetlenmek, asla taviz vermemek, Yeni kapı ve FÖTO darbe teşebbüsünde kenetlenildiği gibi, hiçbir gücün Türkiye’yi bölemeyeceğini tüm dünyaya bir kez daha göstermektir. Bunun öncülüğünü yapacak olanların başında, siyasi Partiler, sivil toplum kuruluşları ve meslek odalarıdır. Bu badirede Siyasetçilerimiz birlik içinde olmaz, olamazlarsa vebalden kurtulamazlar!
Dün dost bildiğimiz, bu gün ise arkamızdan kuyumuzu kazanlar dışarıdan, bu vatanın ekmeğini yiyen- suyunu içen, havasını soluyan içimizdeki hainlerle mücadele ve her gün şehitler verilen ortamda, isim zikretmeden iki muhalefet Partimizin genel Başkanlarının açıklamalarını görelim, değerlendirmeyi okuyucumuza bırakalım!
A -Batı- Türkiye’deki gelişmelerden endişe duyuyor. Bu ülkede can güvenliği, mal güvenliği, basın özgürlüğü, kişi özgürlüğü, toplantı ve eylem yapma hakkı ve adalet yoktur. Bizim taşıdığımız endişeyi bütün dünya taşıyor… Vatanını seven, demokrasiye inanan, temel ve hak ve özgürlükleri savunan her yurttaşımız Cumhuriyetimize yönelen bu büyük tehdidi bertaraf etmek için bir araya gelmelidir…
İktidar, Meclisteki milletvekillerini(DDP’liler) tutuklatarak teröre hizmet etmektedir. Hüküm kesinleşmeden milletvekillerinin tutuklanması, Anayasaya aykırıdır... Seçimle gelenleri ben yakalayıp hapse atacağım, öldüreceğim, mafya yöntemleriyle susturacağım derseniz ülkeye barışı gelmez. Seçimle gelen seçimle gider… FETÖ, PKK ve IŞİD terör örgütlerine yardım ve yataklık eden Saray ve yöneticiler, demokrasimize ve ülkemizin geleceğine yönelik en büyük tehdittir… (K.K.)
B- Ankara’da kısır tartışmalar almış başını götürmüştür… Bizim boşa geçirecek zamanımız yoktur. Hükümete terörle mücadele için bugüne kadar destek olduk, her zamanda destek olacağız…-Muhalefet etmekle, eleştirmekle, milletimizin beklentilerini karşılayamayacağımızı iyi biliyoruz… Biz, Türkiye ve Türk milleti için dün fedakârlık yaptık, gerekirse ve yeri gelirse yine yaparız. Devlet ve milletin âli- menfaatleri söz konusuysa gerisi teferruattır…
Türkiye bir yandan PKK’lı canilerle mücadele etmekte, bir yandan da komşu ülkelerdeki anormal tehditlerle karşı kendini savunmaktadır… Türkiye’ye kefen biçmeye kalkanlara aziz milletimiz gök kubbeyi başlarına yıkar… Yurdumuzu taksim hesapları hiç ara vermeden günümüze kadar gelmiştir… İlan ediyorum ki, MHP olarak, ülke ve millet adına yapılanlar konusunda hükümete desteğimiz tamdır. Temel prensibiniz yapıcı ve uzlaşıcı muhalefettir…
FETÖ başarısız olunca cinayet vardiyasına diğer örgütler çıkarılmıştır. Bunu idrak etmek lazım, Şu anda siyasi ve ideolojik beklenti ikinci plandadır. Siyasi çekişme ve kutuplaşmalarla geçireceğimiz vakit yoktur…
Türkiye’ye düşmanca saldıran, her gün şehadetlere neden olan bölücü terör örgütü PKK'ya güzellemeler yapıp sürekli destekleyen HDP’lilerin yargı önüne çıkarılmaları doğru, yerinde ve meşru bir karardır… (D.B.)
Bilindiği üzere, HDP - PKK’nın Meclisteki bir şubesi gibi çalıştı ve bölücülere açık destek verdiği herkesçe malumdur. Onlar Barışın diliyle değil savaş diliyle konuştular. “ Sıkıysa dokunulmazlıklarımızı kaldırın- Savcıya kendiliğimizden asla gitmeyeceğiz- sıkıysa gelsinler bizi alsınlar,” gibi ifadelerle Devlete meydan okudular…
Unutulmasın, Bu ortamda Herkes aklını başına almalı, özellikle Siyasetçilerin ağızlarından çıkanı kulakları duymalıdır. 79 milyon aynı siperde ve aynı geminin içindeyiz. Ülke bütünlüğümüz ve milli birlik ve beraberliğimiz için her kes, üzerine düşeni yapmalıdır. Bu gün birlik zamanıdır!
Özellikle Görevi başında hainlerin kurduğu bomba ile şehit edilen Derik Kaymakamı ve tüm şehitlerimizin, Ana-Baba- Eş ve Evlatlarına Yüce Rabbimden sabır niyaz ediyorum. Mekânları Cennet olsun. İnşa Allah kanları yerde kalmayacaktır. Allah’a emanet olunuz!