Bugün Türk ülkesinin, yurdunun, devletinin, milletinin ağır sıkıntı, bunalım, duygu ve düşünce kopukluğu ile siyasi tıkanmışlıkla seçeneksizliğe zorlanması ileriye dönük tehlikeli ve karamsar bir izlenim vermektedir.
Buna karşın biliyoruz ki Türk milleti, Türkiye bu durumun üstesinden gelecek imkân ve yeteneğe sahiptir.
Çıkış yolu:
Sahip olduğumuz insan unsuru başta olmak üzere tüm imkân ve yeteneklerimizi seferber ederek Türkiye’yi, Türk İslam dünyasının çekim merkezi, yanında batının güvenilir ve uygar bir dostu yapmak amaç olmalıdır.
Bu amaç için manevi imkân ve yetenekler:
- Doğal, tarihi ve kültürel mirasımız
- Beşeri değer ve kaynaklar
- Köklü devlet deneyim ve birikimi
- Kültürler ve uygarlıklar arasındaki konumumuz
Bunları maddi değerlerle birleştirerek güçlü bir ekonomik yapıya erişmek için uluslararası alanda yarışabilir, satılabilir nitelik ve fiyat bileşimine sahip mal ve hizmetler üretmek, bunlardan elde edilecek geliri de toplumun bütün kesimlerine hakça paylaştırmak, adaletli gelir dağılımı sağlamak gereklidir.
Güçlü ekonomiye sahip, güvenilir ve saygın çağdaş Türkiye açılımı bölgede ve dünyada saygınlığımızı ve değerimizi arttıracak, saygın ve kararlı bir yükselişin alt yapısını oluşturacaktır. Bu süreç ülkemizi önder bir ülke konumuna taşıyacaktır.
Güçlü Türkiye; güçlü ekonomi, çağdaş anlayış ve değerler içinde, caydırıcı ve ileri, yüksek teknoloji de bir güvenlik çemberi oluşturacağı gibi;
İçte adaletin geliştirilmesi, demokrasinin tam olarak sağlanması, toplumsal barış ve huzurun sağlanması, beşeri dokunun sağlamlaştırılması, kardeşlik, dayanışma ve bir arada yaşama iradesinin güçlendirilmesi, kültürel farklılıkların korunması ve hoşgörünün sağlanması çok önemli destek sağlayacaktır.
Türk milletinin milli ve manevi değerlerinin manzumesinin tümünü kendine esas alan ve birlikte yaşama azim ve iradesini sürekli koruyan, geliştiren bir siyasi anlayış mutlaka başarı sağlayacaktır.
Milliyetçiliği, yurtseverliği, ülke ve millet sevgisini hep yüreğinde hisseden bir ana ortak anlayış siyasetimizin olmazsa olmazlarından olmalıdır.
Milli / Milliyetçi Kurtuluş, aydınlık gelecek için güneş gibi doğması beklenen umut haline getirilmelidir.
Amaç; Türk milletinin düşünce ve duyguda birlikte ya da gönül birliği ile ortak akılda buluşmasıdır. Duygu ve düşünce köprüsünün kurulmasıdır.
Ortak değerler arttırılmalı ve millet olarak daha çok konuda müşterekliğimiz sağlanmalıdır.
Milletimize aydınlık bir gelecek vadeden vizyon tasarlanmalıdır.
Batı ve Doğu ile çıkarlarımız gereği ilişkileri geliştirip, Türkiye’yi daha zengin bir ülke yapabileceğimizi kanıtlayan tasarımlar yapılmalıdır.
Ekonomi, işsizlik ve sosyal dayanışma başlıkları işlenmelidir.
Uluslararası alanda anlayışımız; küreselleşme sürecinin adil ve insani bir anlayışla yürümesini sağlamak, rekabet ortamını ezici olmaktan öte sürdürülebilir bir anlayışta yürütmek, dünya nimet ve uygarlığına tüm insanlığın ortak mirası olarak bakmak ve koruyup geliştirmek, tüm insanların temel hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınması için üstün çaba göstermek, farklı kültürler arasındaki çatışmalara son vermek ve kültürel farklılıklara saygı göstermek, farklılıklarımızla birlikte yaşanılabilen barış, huzur ve refah içerisinde bir dünya öngörmek artık vazgeçilmez bir anlayış olmalıdır.
Ekilmek istenen kin ve nefret anlayışı ve gerginliklerin yerine karşılıklı saygı ve hoşgörüye dayalı işbirliği esas alınmalıdır.
Asla demokrasiden, hukukun üstünlüğünden temel insan haklarından ve özgürlüklerden vazgeçilmemeli, bu değerleri sürekli koruyan ve geliştiren, istismar edilen değil, bütünüyle kabul edip esas alan bir temel siyaset takip edilmelidir.
Asgari müşterekleri zayıflatmak yerine güçlendiren, ahenkli toplumsal birliktelik zeminini siyasi çıkarlar uğruna zedelemeyen, toplumsal zıtlıklar ve çatışma alanları oluşturarak siyasi çıkarlar sağlamayı ülkemizin ve milletimizin geleceği açısından sakıncalı gören bir anlayış milletimizin her bireyine anlatılmalıdır.
Hukukun üstünlüğü ve insan hakları her şart altında korunmalı, olağanüstü hallerde bile bu değerlere azami dikkat ve saygı gösterilmelidir.
Din ve vicdan özgürlüğünü güvence altına alan ve din istismarını ve dinin siyasallaşmasına fırsat tanımayan bir laiklik anlayışı yaşatılmalıdır.
Ülkenin her köşesindeki insanımız, kendisini her açıdan özgür hissetmeli, hukukun ve demokrasinin sağladığı her haktan haberdar olup sonuna kadar haklarını kullanabilme imkânına sahip olmalıdır.
Bu sebeple;
Türk milletinin ve bütün insanlığın barış, mutluluk içinde, insanca yaşayacağı bir dünya ülküsü, Türkiye merkezli yeni bir uygarlık projesi gerekilidir.
Türk Milliyetçileri;
“Bu millet, bu devlet, bu yurt için gündüz oturmadan, gece uyumadan, ölesiye birlikte çalışacağız ki üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe Türk milletinin ilini ve töresini kimse bozamasın.”
Yolumuz; ‘Dilde, Fikirde, İşte Birlik Yolu’dur. Bu yol; ‘Kutlu Yol’dur.
“Ne Mutlu Türk’üm Diyene!”