Lozan anlaşmasının (antlaşma) 100.yılı, yarın bitmiş olacak. Bu anlaşma, “ Mütemadiyen tartışıldı.” dense yeridir. Özellikle bilmeden fikir sahipleri, bu tartışmalara teşne olmaktadır. Ben de bu tartışmalarda doğru tarafta kalmayı öncelediğimden ilgili ve bilgili olmayı tercih edenlerdenim. Bu sefer, Lozan’da Kıbrıs’ın durumu nedir? Muzaffer taraf olduğumuza göre Lozan anlaşmasına sebep olan Doğru adıyla “Millî Mücadele” sonunda, Türkiye’nin uğradığı zarar ile Kıbrıs konusunda varılan karar üzerinde çok kısa birkaç satır yazmayı düşündüm. “Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az. “ kabilinden anlamak istemeyen çok da yazsak anlamak istemeyeceğinden, anlamak isteyenler için kısa yazmayı tercih ettim.
93 harbinde yenik düşen Osmanlı, Rusların Kars, Ardahan ve Batum’un işgalinden vaz geçecekleri zamana kadar, İngilizlere Kıbrıs’ın idaresini vermişti. Elbette diplomatik temaslar…
Zaman, gelip geçmiş, Harb-i Umumî’de yine yenik düşeceği anlaşılan Osmanlı devletine iade edilmesini söz verdiği halde, İngiltere, 5 Kasım 1914’te Kıbrıs’ı İlhak ettiğini bildirdi. Buna Hayır diyecek bir Osmanlı tokadı yok.
Lozan anlaşmasının “Madde 20 — Türkiye, Britanya Hükümetince Kıbrıs’ın 5 Kasım I914’te açıklanan ilhakını tanıdığını bildirir.”
Bu 20. madde hükmüne itiraz edilmediği gibi “ Madde 21 — 5 Kasım 1914 tarihinde Kıbrıs Adasında yerleşmiş olan Türk uyrukları, yerel yasanın belirlediği koşullara göre İngiltere uyrukluğuna geçecek ve böylece Türk uyrukluğunu yitireceklerdir. Bununla birlikte, bu Türkler, isterlerse bu Andlaşmanın yürürlüğe konulmasından bağlayarak iki yıllık bir süre içinde, Türk uyrukluğunu seçebileceklerdir. Bu durumda, seçme haklarını kullandıkları günü izleyen on iki ay içinde Kıbrıs Adasından ayrılmak zorunda kalacaklardır.
İşbu Andlaşmanın yürürlüğe konulması günü, Kıbrıs Adasında yerleşmiş bulunup da yerel yasanın belirlediği koşullara uyularak yapılan işlem üzerine, o gün İngiltere uyruklusunu edinmiş ya da edinmek üzere bulunmuş olan Türk uyrukları da bu nedenle Türk uyrukluğunu yitireceklerdir.
Şurası da kararlaştırılmıştır ki, Kıbrıs Hükümeti, Türkiye Hükümetinin izni olmaksızın Türk uyrukluğundan başka bir uyrukluğu edinmiş olan kimselere İngiltere uyrukluğu tanımayı reddetmek yetkisine sahip olacaktır.”
21. madde hükümleriyle Kıbrıs adasının Türklerden arındırılması sağlanmıştır. “Bu ada 1571’den beri bizimdir.” diyen çıkmamıştır. Böylece Kıbrıs adası, İngiliz adasına dönüşmüştür.
Kıbrıs’ın durumu bu iken Türkiye’nin Yunan tecavüzleri sonucu uğradığı zararların tazmini konusunda verilen kararların Hiçbir muzafferin uyabileceği kararlar manzumesinden olamayacağı apaçık meydandadır.
O da şöyle.
“Madde 59 — Yunanistan, savaş yasalarına aykırı olarak Anadolu’da Yunan Ordusunun ya da yönetiminin eylemlerinden doğan zararların onarımı yükümünü tanır.
Öte yandan, Türkiye, Yunanistan’ın savaşın uzamasından ve onun sonuçlarından doğan parasal durumunu göz önünde tutarak onarım konusunda Yunan Hükümetine karşı her türlü istemlerinden kesinlikle vazgeçer.”
59. maddenin 1. Paragrafı, çok açık iken Türkiye’nin, Yunanistan’ın savaş tazminatı ödemesine neden lüzum görmediği hiç belli değil. Yunanistan” zararı tazmin edeceğini belirtirken Türkiye, kesinlikle vaz geçiyor.
“Muzafferler, mağluplarla barış yapmaya mecbur değildirler, mağluplara istediklerini yaptırma hakları vardır.” Kuralı, önemi bir savaş kuralıdır. Doğrusu Lozan’da kimin mağlup, kimin galip olduğu terazisi tersine kurulmuştur.
“ Madde 60 — Gerek Balkan Savaşları sonucunda, gerek işbu Andlaşma ile Osmanlı İmparatorluğundan kendilerine toprak verilmiş ya da verilmekte olan Devletler, Osmanlı İmparatorluğunun işbu topraklar üzerindeki tüm taşınır ve taşınmaz mallarına, karşılık ödemeden, sahip olacaklardır.” Bu 60. Maddedeki hüküm, Osmanlı topraklarını alenen peşkeş çekiyor. Kimin malı kime taksim ediliyor?
Savaş tazminatı konusundaki aynî değerin 470 ton altın olduğuna dair de bilgiler yaygın.
Hüküm vermekten çok, akletmeyi sağlama düşünce ve kanaatimin, tarafımdan muhafaza edildiğinin bilinmesini isterim.
Önemli Not: 24 Temmuz 1923’te imzalandığını bilip kabul ettiğimiz Lozan anlaşmasının yürürlüğe girdiği tarihin, imza tarihinden 12 ay 12 gün sonraya bırakılmasını henüz anlamış değilim ki yorum yapabileyim.