1. Türkler tarihin farklı zaman dilimlerinde Anadolu’ya gelmişlerdir. Bazen tarihçiler bir-iki cümleyle bu duruma işaret ederken bazen de gelişmelerin ayrıntılarına dair bilgi elde edilebilir.
2. Türk yurtlarının tamamında görülen kaya resimlerine Anadolu’nun pek çok yerinde de tesadüf etmek mümkündür. Ancak bunların yaşını tespit etmek mümkün olmadığı için onları yapanların Anadolu’da ne zaman bulunduğuna dair tahmin yapmanın ötesinde bir şey denemez. Anadolu’daki Türk varlığını Sümerler’le birlikte başlatan görüşün tarihi bakımdan itibar görebilmesi için daha fazla arkeolojik delile ihtiyaç vardır. Eldeki dil ve mitoloji delilleri bu konuda kesin hükümde bulunmaya yetmez. Türklerin ana yurdunu Doğu Anadolu ya da Mezopotamya olarak kabul eden tarih görüşünün Tevrat dışında da dayanağa ihtiyacı vardır.
3. Hakkari kalesi girişinde bulunan taş heykeller Anadolu’da Türklere ait en eski izlerdir. Bu heykellerden hareket ederek Türklerin MÖ. 3. binde Anadolu’da olduğunu söylemek rahatlıkla mümkündür.
4. Kimmerleri ve İskitleri Türklerle akraba ya da Türk kabul ederseniz MÖ. 8. yüzyıldan itibaren Anadolu’ya ikinci bir Türk göçünün başladığı söylenebilir. Anonim Gürcü tarihinde yer alan bir bilgiye göre MÖ. 339’da Makedonyalı İskenderin orduları Kafkaslar’a yöneldiğinde Çoruh nehri ile Tiflis arasında Bunturki ve Kıpçaklarla karşılaşmıştı. Yine Ermeni tarihçisi Horenli Musa’nın yazdığına göre MÖ. 148-127 civarında Kars ile Pasin arasında Bulgarların Vanand boyu bulunmaktaydı.
5. Anadolu’ya gelen ilk Türklerin ardından 395’te Hunlar’a ait bir keşif kolu bu ülkeye bir keşif seferi düzenlemişti. 465’te Ağaçerilerden bir grup Elbistan ve çevresine yerleşmişti. 516’da Sabirler Anadolu’ya yağma akını düzenledi. Bizans imparatorluğu 530’da bazı Bulgar oymaklarını Trabzon’un güneyine yerleştirdi. Aynı dönemlerde Toroslar’da da Bulgarlar ve Peçenekler vardı.
6. Çağrı Bey’in 1016’da başlayıp 1021’de biten keşif seferinde Selçuklular kendilerine yurt olabilecek bir yer arıyorlardı. Bu sefer sırasında Anadolu’nun çok elverişli bir yurt olduğunu gördüler. Tuğrul Bey 1045’ten itibaren Anadolu’nun fethine yönelik faaliyetleri başlattı. Sultan Alp Arslan zamanındaki fetihlerle yeni bir dönem başladı. Malazgirt zaferinden sonra Romalıların yapılan anlaşmaya uymaması üzerine Alp Arslan Anadolu’nun fethi emrini verdi. Kurulan devlet ve beyliklerle Anadolu, Türk yurdu haline geldi. Bu dönemin önceki yerleşimlerden bir farkı vardı: 1071’den sonra Türkler Anadolu’da hep var oldular.
7. Anadolu’daki Türk varlığına son vermeye çalışan girişimler başarısız olmuştur. Ne Haçlı seferleri ne Moğol istilası Türkleri Anadolu’dan uzaklaştıramamıştır. 12. yüzyılın ortalarında Anadolu’ya gelen Haçlı tarihçileri artık bu ülkeyi Türklerin yurdu anlamına gelen Turcia adıyla anmaya başlamıştır ki Türkiye adı bu isimden türemiştir.
8. Selçuklular’ın yıkılmasından sonra ortaya çıkan beylikler ülkedeki Türk nüfusun gücünü gösterir. Hem bu dönemde hem de Osmanlı Devletinin parçalanma döneminde ortaya çıkan milli tavır Anadolu’daki siyasi hakimiyetin Türklerde kalmasını sağlamıştır.
9. Osmanlı Devletinin parçalanması döneminde yaşanan ve tarihin akışını değiştiren olaylar Anadolu’nun ebedi Türk yurdu olmasını sağlamıştır. Çanakkale zaferi ile zamanın küresel güçleri dize getirilirken 19 Mayıs 1919-9 Eylül 1922 arasındaki Milli Mücadele sayesinde emperyalistlerin Anadolu Türklüğünü yok etme planları tarihin tozlu raflarına kalkmıştır.