Samsun tarihiyle ilgili olarak hazırlanan eserlerin pek çoğunda bazı önermeler yer almaktadır. Samsun adının kaynağı, Samsun’un ilk yerleşimcileri gibi pek çok meselede günümüze kadar tekrarlanarak adeta kalıplaşmış ifadeler haline gelen bu önermeler yerel kurumlar tarafından hazırlanan/hazırlattırılan eserlerde ve veri tabanlarında da boy göstermeye başlamıştır. Ancak yaygınlık kazanan bu görüşlerin önemli bir kısmı gözden geçirilmeye muhtaçtır.
Samsun adı Amisos’tan mı geliyor?
Samsun’la ilgili bir eser okursanız başlangıçta hemen Samsun adı Amisos’tan gelmektedir. şeklinde bir tespit görürsünüz. Bunun aksini yazan eserler azınlıktadır. Dil kurallarına göre bir yer isminin bir başka isme dönüşebilmesi için çeşitli yöntemler vardır. İlk olarak eski adın yeni dilde de bir anlamı varsa, yeni dildeki anlam ne kadar saçma düşerse düşsün, isim olduğu gibi kabul edilip kullanılır. İkinci olarak, eski adın yalnız bir bölümü yeni dilde de anlam taşıyorsa, bu anlam ne kadar saçma olursa olsun, adın o bölümü olduğu gibi bırakılıp, geriye kalan bölüm onunla bağdaşabilecek bir anlam yüklenmek üzere değişikliğe uğratılır ya da bu ada eklenti getirilir. Üçüncü kural olarak, eski adın hiç bir bölümü yeni dilde anlam taşımıyorsa, eski isim, küçük bir söyleyiş değişikliği ile yeni dilde de anlam taşır hale getirilir, yeni anlamın saçma olmasına önem verilmez. Yukarıdaki yolların hiç birine gidilemiyorsa, yeni dil, eski ismi kendi fonetiğine uyarlamakla yetinir ve sözcüğün kendine göre anlamsızlığını kabullenir.
Samsun adı Amisos’tan çoğalmışsa bunun Türkçede bir anlamı yoktur, dolayısıyla bu örnekte üçüncü kuralın bir geçerliliği yoktur. Öyleyse Samsun adı Amisos isminin Türkçeye dönüştürülmüş bir şekli olabilir mi? Dilcilere göre Amisos adının Samsun’a dönüşme ihtimali yoktur. Dolayısıyla yaygın olan görüşler gerçeği ifade etmemektedir.
Samsun’un eski adı nedir?
Samsun tarihiyle ilgili diğer bir sorun Samsun’un eski adının ne olduğudur. Genel itibariyle bu ismin Amisos olduğu yazılır. Oysa Samsun tarih boyunca Enete, Peiraia, Simisso, Samisso, Canik gibi çeşitli isimler almıştır. Canik adı bir şekilde kentin bir bölümü için geçerli de olsa yaşamakla birlikte Samsun’un en eski adı olan Enete ya da Simisso adı yerine neden Amisos tercih edilir? Üstelik Osmanlılardan hemen önce şehre hakim olan Cenevizliler buraya Simisso derdi. Buranın eski adının Amisos’la sınırlandırılması pek doğru değildir.
Amisos/Samsun isimleri Yunanca mı?
Amisos adının Yunanca’da bir anlamı olduğuna dair elde bir belge yoktur. Bu isim ya özel bir isimden bozmadır ve anlamını yitirmiştir ya da Yunanlılar, kendilerinden önce şehir için kullanılan ve günümüze ulaşmayan bir adı değiştirerek Amisos adına dönüştürmüşlerdir. İçerisinde Yunanlıların da bulunduğu pek çok araştırmacının tespitine göre Karadeniz sahilindeki büyük yerleşim yerleri içerisinde adı Yunanca kökenli olan yer isimleri arasında Amisos’un olmadığıdır. Bu isim muhtemelen kolonici Miletosluların kendilerinden önce şehre verilen bir ismi değiştirmeleri sonucu ortaya çıkmıştır.
Samsun’un ilk yerleşimcileri koloniciler mi?
Samsun tarihiyle ilgili olarak hazırlanan pek çok eserde, şehirde ilk ticaret kolonisini kuran Miletosluların aynı zamanda kentin ilk yerleşimcileri olduğu gibi bir kanaat uyanmaktadır. Oysa bu doğru değildir. Samsun’un adı bilinen ilk yerleşimcileri Hititler devrinde bölgede yaşamış olan Gaşkalar’dır. Üstelik Gaşkalardan sonra ve kolonicilerden önce buraya Orta Asyalı ve Türklüğün öncüleri olarak kabul edilen Kimmerler ve İskitler yerleşmiş. Dolayısıyla koloniyi kuranları Samsun’un ilk yerleşimcileri olarak kabul etmek yanlıştır. Haliyle Samsun’un medeniyet tarihi kolonicilerle birlikte başlatan tarih görüşü de gerçeği yansıtmaz. Bu üç topluluğun yerleşik hayat sürdürmemesi, ilkinin göçebe diğerlerinin de yarı göçebe olması şehirde onlardan çok fazla arkeolojik malzeme olmamasına yol açmıştır.
Türkler Samsun’a yerleşme konusunda neden geç kaldılar?
Türklerin Samsun’daki varlığını Osmanlılarla birlikte başlatan tarih görüşü eksiktir. Zira Samsun’un güneyindeki kırlık bölge Osmanlılardan çok önce Türklerin elindedir. Samsun’daki dar kıyı şeridinde hayvancılıkla geçinen konar-göçer Türkmenlerin bu faaliyetlerini sürdürebileceği uygun coğrafi şart yoktur. Üstelik Türklerin yerleşecekleri yerlerde aradıkları özelliklerin başında kuru iklime sahip olması gelmekteydi ki buraların rutubetli iklimi onların hoşlanmadığı bir özellikti. O sebeple askerî zorunluluk olmadıkça sahil şeridine inmemişlerdir. Selçuklular zamanında Samsun’da devamlı askeri güç bulundurma ihtiyacı ortaya çıkınca, bugünkü Saathane-Bedestan arasına kale kurulmuş, bu kale çevresinde de Müslüman Samsun gelişmiştir. Bununla birlikte onların hoşuna giden coğrafi ve iklim şartlarını taşıyan Ladik-Havza-Vezirköprü hattında XI. Yüzyılın son çeyreğinden itibaren Türklerin bulunduğu bilinmektedir.
Samsun’da Amazon isimli bir topluluk yaşadı mı?
Son zamanlarda şehre damgasını vuran tartışmalardan birisi Amazon isimli bir topluluğun bölgede yaşadığıdır ve bu fikir üzerine çeşitli semboller üretilmektedir. Tarihçiler için böyle bir tartışmanın yapılması bile komiktir çünkü tarihi açıdan böyle bir topluluğun yaşadığına dair bir iz yoktur. Tarihçiler, tarih ile mitolojiyi birbirinden ayırabilecek donanıma sahip olduğundan bir bilginin gerçek mi hayal mahsulü mü olduğunu kolayca ayırabilir, dolayısıyla bu tür tartışmalara girme lüzumunu bile hissetmez. Kamuoyundaki bilgi eksikliğini ve yanlış anlamaları düzeltme adına tekrarlamak gerekirse Yunan kaynaklarında adı geçen bu topluluk mitolojik bir topluluktur, gerçek dışıdır, onlar hakkında arkeolojik delil yoktur. Samsun sempozyumuna bildiri sunan arkeologlar da bu yönde görüş bildirerek kamuoyunu bilgilendirmişlerdir. İlla Samsun’a bir kültür kökü aranacaksa, yakın zamanda bulunan ve bilim dünyasında büyük heyecan oluşturan Salıpazarı’ndaki runik harfli yazıtlar güzel bir tercih olur.