Bugünleri (15 Temmuzları) yaşamamak için Mustafa Kemal Atatürk’ten bir ders:
Tam üç vasıtanın yeter derecede hazırlanmış olduğunu görmek lüzumunu duyuyorum.
Birinci vasıta; en önemlisi ve esas olanı, doğrudan doğruya milletin kendisidir. Milletin hayat ve istiklâli için kalbinde, vicdanında belirmiş, gelişmiş arzu ve emellerin sağlamlığıdır. Millet, içindeki bu arzuyu ne kadar kuvvetle ifade ederse, bu arzu ve emelinin gerçekleşmesi için ne kadar çok iman ve azim gösterirse, düşmanlara karşı başarı için o kadar kuvvetli bir vasıtaya sahip olduğumuza inanırım.
İkinci vasıta; milleti temsil eden Meclis’in millî arzuyu ortaya koymakta ve bunun icaplarını inanarak yerine getirmekte göstereceği azim ve yiğitliktir. Meclis ne kadar çok dayanışma ve birlik halinde millî arzuyu tecelli ettirirse, düşmana karşı o kadar kuvvetli bir üstünlük vasıtasına sahip oluruz.
Üçüncü vasıta; milletin silahlı evlâtlarından ibaret olup düşman karşısında toplanmış bulunan ordumuzdur.
Efendiler dedim, bu üç çeşit vasıta veya kuvvetin düşmana karşı meydana getirdiği cepheler, iki şekilde düşünülebilir.
Kolay anlaşılmak için şöyle diyelim: iç cephe, dış cephe… Asıl olan iç cephedir. Bu cephe bütün memleketin, bütün milletin meydana getirdiği cephedir. Dış cephe, doğrudan doğruya ordunun düşman karşısındaki silahlı cephesidir. Bu cephe sarsılabilir, değişebilir, yenilebilir. Fakat bu durum hiçbir vakit bir memleketi, bir milleti yok edemez. Önemli olan, memleketi temelinden yıkan, milleti esir ettiren, iç cephenin çökmesidir. Bu hakikati bizden daha iyi bilen düşmanlar, bu cephemizi yıkmak için yüzyıllarca çalışmışlar ve çalışmaktadırlar. Bu güne kadar bunu başarmışlardır da. Gerçekten, “kaleyi içinden almak” dışından zorlamaktan çok kolaydır. Bu maksatla içimize kadar girebilen bozguncu mikroplar, ajanların bulunduğunu iddia etmek yerinde olur.”
Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk, Cilt II, Kültür Bakanlığı
Yayını, 1000 Temel Eser, No. 68, Millî eğitim Basımevi,
İstanbul, 1975, Sf. 238 – 239.
“Hiçbir sorun, o sorunu yaratan zihniyetle çözülemez.” Albert Einstein
Görülüyor ki Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığı hain yetiştiriyor. Yine görülüyor ki ortak paydası Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığı olanların işbirliğinin sonucu felâket oluyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri, ekonomi, dış politika, istihbarat, emniyet teşkilatı, yargı, eğitim, Meclis’te … Kısaca Devlet yönetiminde Atatürk’e, Cumhuriyete, Demokrasiye inanmayan kişilere asla görev verilmemelidir.
Devlet yönetimindeki bütün kişiler Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutkunu mutlaka okumuş, anlamış ve benimsemiş olmalıdır.
“Cumhuriyet fazilettir, ahlâktır.” Mustafa Kemal Atatürk
YAZARIN BİR ÖNCEKİ YAZILARI İÇİN TIKLA