Tarih boyu milletimizi birleştirici, kaynaştırıcı, birbirine sevgi ve muhabbetle bağlayıcı, tasada ve sevinçte bir arada tutan ruh, Dinimiz İslam’dır. Yüz yıllar boyu İslam’ın hizmetkârlığını yapan ecdadımız bu çimentonun katkı maddesi hükmündedir. Onlar İslam ve İman birliği sayesindedir ki, dünyayı kendine hayran bırakan, muhteşem cihan hâkimiyetini gerçekleştirmişlerdir. Bu hâkimiyeti kuran iradenin temelinde “insanı yaşat ki devlet yaşasın” ilkesi yatmaktadır. Dolayısıyla, İslamiyet kadar Türk milletine, Türk milleti kadar İslamiyet’e uymuş, birbirine yakışmış başka bir millet çok az bulunur. Bu yönüyle İslam, Türk milletin vicdanına girmiş, kanına karışmıştır.
Bu millet’in ecdadı, İslam sancağını 900 sene taşımış, onu Avrupa’nın doğusu ve batısına kadar yaymış, İslam dünyasını içeriden ve dışarıdan gelecek saldırılara karşı korumuş ve zaferden zafere koşmuştur. Bu millet kendini ararken İslamiyet de bulmuş ebediyete kadar onu baş tacı etmeye ahdetmiştir. Geçmişte olduğu gibi bu günde ve yarında gönülden bağlandığı Kur’an ve Sünnet ışığında yürümüş, sonsuza kadar da bu inancında taviz vermeden devam edecektir.
Unutulmamalıdır ki, bu Millet’in önünden birlik kaynağı olan Kur’an ve Sünnet rehberliğini geriye bıraktığınızda, onu bir arada tutmanız mümkün değildir. Çünkü milletimiz, birliğini, huzurunu İslam kardeşliğinde bulmuştur. Türk İslam tarihine dikkatle bakıldığında, kazanılan tüm meydan muharebeleri Malazgirt zaferi, İstanbul’un fethi, Yunanı denize döken gücün arka planında hep İslam’dan kaynaklanan iman gücü görülecektir. Eğer ecdadımızda bu inanç bağlılığı olmasaydı, Kurtuluş Savaşı da, kazanılamayacaktı. İşte bu asil millet kendi içinden liderini çıkarmayı bilmiş ve milli mücadeleyi bu asil ruhla kazanmıştır.
Bu başarı, Türk milletinin İslamiyet’e ve kendine dönüşü olarak tanımlanmıştır. Bu gerçek ortada iken, Allah’ın beğenip gönderdiği Yüce Dinimizin emirlerini, gençlerimize korku olarak tanıtan, hafife alan, dolaylı ve dolaysız dil uzatanların başarı şansı yoktur.
Bir kere daha hatırlatmak isteriz ki İslamiyet, milletimizin kimliğini oluşturan varlık sebeplerinden biri ve en önemlisidir. Dine karşı olmak onu bilmezlikten kaynaklanmaktadır. Nitekim, Cumhuriyetin ulus inşası programın da büyük ölçüde İslam’ın birleştiriciliği esas alınmıştır. Dinimizi tehlike kaynağı olarak gösterme gayretinde olanlara nazik bir lisanla şu hatırlatmayı yapıyoruz. Başkanlığımızın araştırmasına göre, Halkımızın % 85’i Cuma namazı kılıyor ve orucunu tutuyor, %60’a yakını vakit namazlarını kılıyor. Hiç namaz kılmayan insanımız bile, şöyle veya böyle yardım ve hayrını yapıyor. Bu gerçek ortada iken, gençlerimize İslam korkusu salmaya çalışanlar, insanımıza saygısızlık yapmaktadırlar. Yapamıyor inanmıyorsan da, inancını yerine getiren kendi insanına saygılı davranmak insanlık gereğidir.
Din karşıtı söylem ve yazılara burada yer vererek, kimseyi deşifre etmek, onları kötü ifadelerlerle yerden yere vurmak istemeyiz. Çünkü onlarda bizim insanımızdır. Onlara da hoş görü ve muhabbetle yaklaşarak, düştükleri yanlış yoldan dönmeleri için yardımcı olur, duada bulunuruz.
Gelin, ülkemizin Doğusuyla, Batısıyla, Kuzeyi ve Güneyiyle bir bütün olalım. Bizleri bir birimize kaynaştırıp kucaklaştıran, Dinimizi hep birlikte ortak değer kabul edip, onun emirlerini yerine getireni de getirmeyeni de hoş görüyü esas alarak kardeşçe yaşayalım. Şimdi birlik zamanı, bir olalım, güçlü olalım. Ülkemiz üzerine oynanan oyunların farkında olarak, içimizde fitne çıkararak bizi bir birimize düşman etmeye çalışan kötü niyetlilere fırsat vermeyelim. Birlik ve beraberlik içinde Allah’ın yardımıyla bu oyunu bozalım. Allaha emanet olunuz.