Bayramlar... Türk kültürünün en can alıcı ritüellerinden, en sıcak buluşmalarından biridir. Eskiden bayramlar, şimdiki gibi değildi.
Hatırlayın, evlerin kapıları ardına kadar açık, gelen gidenin haddi hesabı yoktu. Sofralar şen, gönüller bir o kadar genişti.
İşte o günlerde bayram, bayram olalıydı.
Büyükler ziyaret edilir, eller öpülür, küçüklerin gözleri şekerleme kutularında parlar, etrafta sevinç çığlıkları yükselirdi. Her bir selam, her bir muhabbet, toplumun dokusunu güçlendirirdi.
Ne var ki zaman, bu güzel geleneklerimizi de yavaş yavaş eritiyor.
Artık bayramlar, bize dair ne varsa hepsini geride bırakıp tatile çıkma fırsatı olarak görülüyor.
Çalışanlar için bir nefes alma aralığı...
Evet, dinlenmek önemli ama peki ya toplumsal bağlar? Onlar ne olacak?
Giderek dijitalleşen dünyamızda, bayramlar bile sanal mesajlarla geçiştiriliyor. Büyüklerin evine gidip hal hatır sormak, çocukların sevinçle koşuşturduğu o büyük evler, artık yalnızca eski fotoğraflarda kaldı.
Şimdi ise bayramlar, belki de şehirlerarası otobüslerin, uçakların doluluğuyla, tatil yerlerinin kalabalığıyla anılıyor.
Geleneksel bayramlaşma kültürü, tatile çıkmakla yer değiştiriyor.
İçtimai hayatımız, modern dünyanın getirdiği bu yeni yaşam tarzıyla derin bir çöküş yaşıyor.
Akrabalık ilişkileri, komşuluk hukuku eskisi gibi pekiştirilmiyor.
Oysa bayramlar, sadece dinlenmek için değil, bir araya gelmek, birbirimizi görmek, kopan bağları yeniden kurmak için de birer fırsattı.
Eskiden akrabalar, bayram sabahı bir araya gelir, kahvaltılar uzun uzadıya yapılır, geleneksel lezzetlerle dolu sofralarda dertleşilir, neşeyle kahkahalar atılırdı.
Şimdi ise en yakınımızdaki insanlarla bile bazen bir bayram mesajıyla yetiniyoruz.
Nerede o eski bayram sabahlarının heyecanı, nerede çocukların koşuşturduğu bahçeler?
Bir zamanlar her bayram, adeta bir buluşma, bir kaynaşma vesilesi olurdu.
Şimdi ise kültürel değerlerimizi, geleneklerimizi korumak adına daha fazla çaba sarf etmemiz gerekiyor.
Geleneklerimiz, kimliklerimiz, toplumsal hafızamız... Bunların hepsi, bayramlar gibi özel zamanlarda nesilden nesile aktarılmalı. Belki de zaman, şimdi, köklerimize geri dönme, yitip giden o güzel bayram an'larını yeniden canlandırma zamanıdır.
Yoksa "nerede o eski bayramlar" diye anmaya devam edeceğiz.
Gerçekten çok şeylerin kaybettiğimizi böyle hatırlatmalarla da acı çekerek görüyoruz. Bilemiyorum ne yapmalı. Giden geri gelmiyor ama var olanlara sahip çıkmalı. Elinize sağlık. Çok güzel bir konuya temas etmişsiniz.
Nereden, nereye dedim yazıyı okurken. Yüreğinize kaleminize hürmetler. Muazzam bir yazı okudum. Yüreğime dokunan...