Daha önce başkalarından farklı olduğunuzu fark etmiş miydiniz? Veya neden diğer insanlarla aynı hissedemediğinizi, düşünemediğinizi ve onlar gibi davranamadığınızı düşündünüz mü?
Aynı ebeveynlerin sadece birkaç sene arayla doğan çocukları arasında farklar olduğunu görmüşsünüzdür. Hatta aynı gün doğan ikiz çocukların bile huylarının farklı olduğuna şahit olmak hayret vericidir. Psikoloji bölümünü okurken kafama en çok takılan soru da işte bu noktadan kaynaklanıyordu: “Beş parmağın beşi bir değil. Peki, ama neden?”
Bireysel farklılıklarımız bugüne değin Freud, Jung, Adler gibi birçok kişilik kuramcısı arasında tartışma konusu olmuştur. Farklı açılardan doğru denilebilecek sonuçlara ulaşmış oldukları da kabul edilebilir. Ancak maalesef birçoğu doyurucu bir sebebe, net bir açıklamaya varamamıştır. Halbuki kadim kültürlere ve özellikle de tasavvufi birikime dayanan enneagram, bu farklılıkları çok geniş ve açık bir şekilde açıklar.
Enneagram neleri açıklar?
Enneagramın bize sağladığı bilgiler birkaç maddeyle şu şekilde özetlenebilir;
- Bizi harekete geçiren temel motivasyonlarımızı,
- Duygu, düşünce, davranış örüntülerini nasıl ortaya koyduğumuzu,
- Yine doğuştan gelen ikinci dereceden etkili mizacımızı,
- Mizaç özelliklerimizi kimlere yönelik ve ne ölçüde gösterdiğimizi,
- Temel motivasyonumuz tatmin olduğunda ve olmadığında nasıl davrandığımızı,
- Bize en güzel şekilde yarayan öğrenme, çalışma yolunu,
- Yaşama ihtimalimizin daha yüksek olduğu psikolojik rahatsızlıkları,
- Farklı sağlık seviyelerinde nasıl davranabileceğimizi,
- Daha yüksek bir sağlık seviyesine ulaşmak için neler yapmamız gerektiğini vs.
Enneagramın Tarihçesi
Enneagramdan bu kadar bahsettikten sonra tarihçesinden bahsetmek olmaz değil mi? Hadi biraz da geçmişine bakalım.
Kelime anlamı “dokuz nokta” olmakla beraber içeriği gerekçesiyle daha çok “dokuz mizaç” anlamı verilir. Tarihçesine gelirsek, enneagramın geçmişi ta Gılgamış destanına kadar dayandırılır. Uzunca bir süre bilhassa Orta Asya ve Orta Doğu’daki kısıtlı bir çevrede bilinmiştir.
Dünyaya yayılması ise Osmanlının son dönem vatandaşlarından George Ivanovich Gurdjieff sayesinde gerçekleşti. Gurdjieff bir anlam arayışıyla çıktığı yolculukta Orta Asya’da enneagamı keşfetmişti. Üzerinde uzmanlaştıktan sonra her ne kadar bu bilgi birikimini memleketi Osmanlı topraklarında yaymak istese de dönemin karışıklıkları yüzünden Avrupa’ya göç etmeyi tercih etti. Sonrasında da öğrencilerinden Claudia Naranjo ve Oscar Ichazo psikolojiye uyarlamıştır.
Günümüzde de bazı terapistler danışanlarının bilişsel şemalarını tespit etmek, iyileştirmek maksatlı enneagramdan faydalanmaktadır.