On beş yıl önce, Site Camii Konferans salonunda yapılan Panel’de,“Başbuğumuzun Liderlik Vasfı” konuşmamın bir bölümünü vererek yad etmek istiyorum.( 8 Nisan- 2000)
… Lider Kim’dir! Önder, Rehber, yol gösteren, sabırlı, ağır başlı, ileri görüşlü, cömert, cesur, güçlüklere göğüs geren, çevresi ve toplumu motive- harekete geçiren, düzene koyan, güvenilir ve etkili hitabete sahip kişidir. Lider kendisini değil, davasının başarısını düşünür, makam- mevki aramaz. Lider, davasını mutlaka başarıya ulaştıran, çetin şartlar ve çok tehlikeli durumlarda en az zararla kurtaran, hesabında yanılmayan kişidir. Merhum Seyit Ahmet Arvasi üstadın ifadesiyle Lire; Kendisini yoklu halinde bile, davanın başarıyla yürütülmesi için gerekli tedbiri alır ve davayı ehliyetli ellere teslim etmeyi planlar. Lider ve kadrosu imal- yapılmaz, onu Milli şartlar ve ortam hazırlar- ortaya çıkarır.
Ozan Arif Lideri şu dörtlüğü ile çerçeveler; Önder nasıl olmalı hepsi dinde mevcuttur./- Aranılan vasıflar sende tek tek mevcuttur./- Onun için ölüme göndersen de giderim./- Sensin benim Başbuğum, sensin benim Liderim... Şimdilerde ise Ozan’ın esamesi bile yok!
1944’ün bunalımlı yıllarında, büyük işkence ve çileleri sabırla geçtikten sonra, sokak ve kahve köşelerinden toplayıp geleceğe taşıdığı ülkü erlerine, nasıl bir güven verdiği, nasıl motive ettiği, onlara yaptığı şu hitabı, Onun gerçek bir lider olduğunun açık belgesidir. Buyurun dikkatlice okuyalım! “Boz kurtlarım! Bu kutsal ülkü bayrağının altında, Türk milleti için hiçbir çıkar düşünmeden çalışacak, ter dökecek ülkücüleri çağırıyorum. Millet- Devlet ve Ülküsü için, asla almayı düşünmeden, daima vermeyi- buna can da dâhil, göze alan fazilet savaşçılarını çağırıyorum... Yolumuz uzun ve çilelerle doludur. Sizlere kolay bir başarı vaat etmiyorum. Kısa zamanda bir iktidar umanlar bizimle yola çıkmasınlar, bizi yolumuz uzun ve çetindir. Dayana bilecekler bizimle gelsinler. Cesur, kuvvetli olan, gerçekten inananlar kafilemize katılsınlar…” Gerçek liderin sözleri bunlarla bitmiyor. Hemen her konuşmalarında O ülkü erlerine,“Boz kurtlarım! Evlatlarım! Sizler çilede, işkence de, açlıkta – yoklukta, sabırda, tasada, kıvançta, mezardaysanız, ben de sizlerle beraber her zaman oralardayım…” Bunları kim anlayabilir? O günleri yaşayan ve hayatta kalabilenler anlar!
Gerçek Lider Türk Milletine dönüyor ve onlara şu unutulmaz sözlerle sesleniyordu! “Ben Türk Milletini ahlaktan mahrum bir hürriyete çağırmıyorum. İslam ahlak ve faziletine, Türklük gurur ve şuuruna, adalette yarışa, birliğe- kardeşliğe, hak yolu- hakikat yoluna çağırıyorum. Dikkat edin Devletler fakirlikten değil, ahlaksızlıktan çökerler… Türk Milletinin kutlu güç kaynağı, Onun 1000 yıldan beri severek benimsemiş olduğu Yüce Dinimiz İslam’dır. İnsanımızın, İslam imanıyla dolu olmasını ve onu en güzel şekilde yaşamasını istiyoruz. Çünkü İslam imanıyla dolu olan insan, vatanına, milletine, hizmet aşkıyla dolu, yüksek ahlak sahibi ve topluma faydalı insandır. Dikkat edin, İslamiyet Türk Milletinin geri kalış sebebi değildir. İslamiyet nere gitti ise oraya ışık götürmüş, medeniyet yolunu açmış olan yüksek bir fazilet ve ahlak dinidir… Yüce dinimiz başta olmak üzere, bütün değerlerimizin kalkınmada milletimize güç kaynağı olacağı inancındayız.
Milletimizin güç kaynaklarında biri de, birlik- beraberlik ve barış ülküsüdür. Birliğini koruyamayan bir milletin çok geçmeden yere serileceği bir gerçektir. Türk milleti birliği sayesinde cihan devletleri kurarak yüzyıllar boyu tarihe şeref damgasını vurmuşlardır. Bölücülük, ayrımcılık bu kutsal vatana en büyük ihanettir… Sözleriyle birliğin önemi ve bölücülüğün felaketine dikkat çekmiştir.
Milli Eğitim ile ilgili Sözleri: Her şeyden önce Milli Eğitim, memleket evlatlarının manevi değerlerine bağlı, milli kültürle yoğrulmuş ondan kopmamış, her zaman ve her yerde Türk milletinin ali menfaattarını temin etmek duygusuyla titreyen insanlar yetiştirilmelidir. Buluşma yerimiz, Türk’ün kafası, onun kalbi, milli düşünce, milli yapımız, milli ahlakımız ve geleceğin güçlü Türkiye’sidir. Her şeyimizin milli olmasından yanayız. Vücudu bizde kafası Avrupa’ya bağlı neslin karşısındayız. Dolayısıyla yabancıları taklit eden nesil istemiyoruz. Yetiştireceğimiz neslin, bilgiyle donatılması ve teknolojik ilerlemenin bu nesille kalkınmasından yanayız…
Merhum Başbuğun, Siyasi partiler arasında uyum, sevgi ve saygı esasına riayet ederek hizmette yarışa önem vermiş olmasından, Mecliste takdirle karşılanmıştır. Bu satırları okuyan tüm kardeşlerimden ricam, Başbuğ ve tüm şehitlerimizin aziz ruhlarına bir Fatiha okumadan siteyi kapatmayalım. Allah’a emanet olunuz.