Bilindiği gibi, içkiye sınırlama getiren kanun, Meclis Genel kurulunda hoş olmayan tartışmalar sonucunda 24 Mayıs gecesi kabul edilmiştir. Avrupa’da olduğu gibi, belli saatlerde içki satışının yapılmayacağı ve belli mekânlarda toplumun huzuru yönünde kısıtlama getirilmiştir. Ardından malum çevreler akıl almaz suçlamalarla feryada başladılar. Ülkede içki yasaklandı… Türkiye gerici Arap ülkelerine benzetiliyor… İçki üreten holdingler zarar edecek… Ülkenin geleceğinden kaygımız var… Bu girişim rejimi yıkmanın ayak sesleridir… Yaşam özgürlüğü kısıtlanıyor, gibi çıkışların ardı arkası kesilmiyor. Aslında bu kısıtlamaya karşı olanlar, en az içenler kadar günaha ortak ve sorumludurlar.
Bir taraftan Halkımızın Yüzde doksan dokuzunun Müslüman olduğunu söylerken, diğer taraftan Allah’ın haram kıldığı içki ile ilgili küçük bir düzenlemenin ardından kopartılan yaygara, oldukça düşündürücüdür. Bir şarap ülkesi olan Fransa ve Almanya’da uzun süre görev yaptım. Şahit olduğum ve öğrendiğim kadarıyla bu ülkelerde, 16 yaşından küçük gençlere içki, sigara satılmadığı ve gecenin belli saatlerinde de satış yasağı uygulanmaktadır. Adamların dinlerinde içkinin yasak olmadığı açık olduğu halde gençliği bu bataklıktan kurtarmak için böyle bir uygulama yapılmakta, kimsede buna karşı çıkmamaktadır. Bize gelince, içki dinimizde yasak ve haram- pis olduğu bildirilmesine rağmen alınan tedbirlere karşı çıkılmaktadır. Nitekim Dinimiz, insana zararlı olan şeyleri haram- yasaklamış, zararlı olmayanlarını helal kılmıştır.(Bakara, 168) Allah’ın yasakladığı haram olan içkiyi savunmak, Onun emrine karşı gelmek demektir.
Dinimiz de, içki ve bazı şeylerin haram kılmasının sebebi, insan hayatının düzenli ve sağlıklı bir şekilde devam etmesi için son derece önemli olan dinin, aklın, canın, malın ve neslin korunması içindir. Bu sebeple haram- yasaklar, her şeyin Allah’ın yarattığı gibi kalmasını sağlamak ve onun fıtratı korumak içindir. Haramların başını çeken içki ve uyuşturucular, insan nefsine çekici gelse de sonucun acılarla bittiğine sıkça şahit oluyoruz. Her gün çok sayıda insanın ölümüne, sakat kalmasına, ailelerin dağılmasına, dostlukların bozulmasına, servetin mahvolması ve haksız olarak el değiştirmesine sebep olan, içki kaynaklı felaketlerin önü alınamamaktadır. Bu bağlamda tüm ülkeler başta polis teşkilatı, adliye ve eğitim faaliyetleriyle, geçliği içki ve uyuşturucu felaketinden uzaklaştırmaya çalışır, bunlara karşı çıkılmasını da kişi özgürlüğü kabul edilmez. Bununla ilgili Peygamberimiz, “Dikkat edin, her hükümdar ve idarenin yasakları vardır, Allah’ın yasakları da haramlarıdır ...” (Buhari, İman, 39)buyurmuştur.
Anayasamızın, 58. maddesin de ise, “Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, kumar ve benzeri alışkanlıklardan korumak için gerekli tedbirleri alır,” yazar. Görüldüğü üzere içki taraftarları, Din kaynaklı yasak emrini tanımadıkları gibi, Anayasaya maddesine de uymadıklarını açıkça ortaya koymaktadırlar.
Anayasamızın, 58. maddesin de ise, “Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, kumar ve benzeri alışkanlıklardan korumak için gerekli tedbirleri alır,” yazar. Görüldüğü üzere içki taraftarları, Din kaynaklı yasak emrini tanımadıkları gibi, Anayasaya maddesine de uymadıklarını açıkça ortaya koymaktadırlar.
Kısaca, Kur’anda haram ve yasakların gayesi, insanı sadece cehenneme gitmekten koruma değil, aynı zamanda dünyamızı da cennete çevirmektir. Günümüz de hızla yayılan ve ülkeleri bir veba gibi saran haramlar, dünyamızı yaşanmaz hale getirmeye hızla devam etmektedir. Bu haramların başını çeken içki, kumar, uyuşturucu, fuhuş ve ahlak dışı yaşam gelmektedir. Allah bunları yasaklayarak İslam toplumu üzerinden bu belayı kaldırmıştır. Ancak kimi insanımız bunun kıymet ve değerini kavramakta inatlarını sürdürmeye devam etmektedirler.
Şahsen, içki destekçileri ve müptelalılarına kafayı bulmaya devam edin, arkanıza bakmayın deyip geçemeyeceğim. Yüce Allah önce alkol destekçilerine, izan ve şuur nasip etsin ki doğruyu görebilsinler. İçki müptelası olan insanımızı da, içine düştükleri bu kötü alışkanlıktan onları kurtarsın, evine, ailesine, çocukları ve topluma faydalı insanlar haline gelmelerini nasip eylesin. Son sözümüz, ne konuşur ne yazarsanız yazınız, lütfen Yüce Dinimizi siyasetinize alet etmeyiniz. Allah’a emanet olunuz.