Bir önceki yazımızda Kuran’da içkinin Müslümanlara kesin olarak haram kılınışını örnekleriyle vermiştik. Bugünkü yazımızda, özet olarak içkinin yasaklanışının nedeni, Sevgili Peygamberimizin konuyu açıklığa kavuşturan hadisleri ve tıbbi yönden alkolün, uzman ifadesiyle kişi ve toplum üzerinde yaptığı tahribatı görelim.
Müslümanlara içkiyi kesin olarak yasaklayan Maide, 90- 91. Ayetlerin meallerini tekrar hatırlayalım. “Ey İnananlar! İçki, kumar, putlar ve fal okları şüphesiz şeytan işi pisliklerdir, bunlardan kaçının ki saadet- kurtuluşa eresiniz... Şeytan, içkide ve kumarda aranıza düşmanlık ve kin düşürmek, sizi Allah’ı anmaktan ve namaz kılmaktan alıkoymak ister.” Her iki ayette, yasağın gerekçe ve hikmeti herkesin anlayacağı bil lisanla açık olarak, içkinin şeytan işi ve murdar oluşu, içenin dünya ve ahrette huzur ve mutluluğuna engel oluşu. İnsanlar arasında düşmanlık, kin ve nefret uyandırması, vücudu tahrip etme ve aklı gidermesi, dolayısıyla Allah’ı anmaktan ve namaz kılmaktan alıkoyduğuna vurgu yapılmıştır. Görüldüğü üzere, İslam Dini 1400 yıl önce insanlık tarihinde ilk defa kişinin aklını gideren ve tüm kötülüklerin kaynağı kabul edilen içki, kumar ve diğer uyuşturucuların her çeşidini yasaklamış ve insanlığa ilan etmiştir.
İçkinin yasaklanışı kararını tereddütsüz uygulayan Müslümanlardan bazıları akıllarında olanların açıklığa kavuşturulması yönünde Peygamberimize gelip, “En Allah’ın Resulü sadece üzüm ve hurmadan yapılan içki mi haram? diye sormuş. Bir başkası, içkiyi ilaç olarak kullandığını ifade etmiş. Başka biri de sarhoş olacak kadar içmediği, yani az içtiği, gibi sorular sormuşlardır. Peygamberimiz soruları şöyle cevaplamışlardır: “Sadece üzüm ve hurmadan yapılanlar değil, sarhoşluk veren her şey içkidir ve tümü yasaklamıştır… İçki ilaç değil, tam tersine hastalıktır… İçkinin azı da çoğu da haramdır,”sözlerinin ardından,“İçkiden uzak durunuz çünkü o bütün kötülüklerin anasıdır” buyurdular. (Buhari, Müslim.Tirmizi, Nesai) Kısaca, dinimizce zararlı madde olarak kabul edilen ve sarhoşluk veren her madde, ister her çeşit alkollü içki, ister eroin, isterse kokain veya herhangi bir başka madde olsun tümünü haram saymıştır. Dünya’da hiçbir kurum, hiçbir tıp uzmanı İslam’ın yasakladığı adı geçen maddelerin hiç birinin insana faydalı olduğunu iddia etmemiş, aksine mücadele edilmesi üzerinde durulmuştur.
Bilindiği üzere alkol sadece dini açıdan değil, uzmanlarının ifadesiyle içen kişinin fiziksel sağlığını bozmasının yanında, ruhsal sağlığını da etkiler. Ailesi ve sevdikleriyle bir takım sorunlar yaşamasına neden olur, toplum yapısını ve huzurunu olumsuz etkiler, suç oranını arttırır. Kişi alkollü iken sağlıklı düşünemez ve sağlıklı hareket edemez. Bu nedenle, alkol hem kullanan kişi için hem de çevresi için bir tehlikedir. Alkol trafik açısından da zararlıdır. Aklı, dikkati ve kontrolü dağıtması gibi sebepler yüzünden trafikte alkollü araç kullanmak yasak olduğu gibi, seçim günleri de alkol alımı ve satımı yasaklanmaktadır. Demek ki alkol açıkça zararlı, tehlikeli ve uzak durulması gereken bir madde olarak kabul edilmektedir. Türkiye Yeşilay Cemiyetinin verdiği yüzdelerin, Trafik kazalarının%70’i, Boşanmaların %80’i, Eşine şiddet kullananların %70’i ve Cinayetlerin %85’inin alkolden kaynaklandığı dikkate alınırsa, içkinin nedenli bir felaket olduğu daha iyi anlaşılacaktır.
Kimilerinin içki şişeleri ellerinde meydanlara ve sahil kenarında, “yaşam hürriyetimize kimse müdahale edemez,” naraları atanlar hem kendileri, hem de başkalarını uçuruma sürüklediğinin farkında olmalıdır. Dinlerinde serbest olduğu halde hiçbir Hıristiyan Batı ülkesinde, bizimkilerin yaptığı gibi elinde içki şişesi, hiç kimsenin sarhoş narası attığına şahit olmadık. Her neyse, yazımıza Sevgili Peygamberimizin hadisleriyle nokta koyalım:“İçkiden sakınınız. Allah’a yemin ederim ki, içki ile iman bir yerde bulunmaz. Biri diğerini çıkarır. Üç grup Cennete giremez: Başa kakıcı, Ana- babasına isyankâr olan ve İçkiye devam eden. (Nesai-eşribe) Allah’a emanet olunuz.