İnsanlığın kurtuluşu için gönderilen son Peygamber, SevgiliPeygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) ’in Kameri aylardan Rebiul-evvel ayının 12. Gecesi, Miladi 20 Nisan 571’de dünya’ya teşriflerine Mevlit Kandilidenir. Bu kutlu doğum başta ülkemiz olmak üzere, tüm İslam devletlerinde çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığımız 1989 yılından itibaren Sevgili Peygamberimizin doğduğu haftayı, “Kutlu Doğum”haftası olarak kutlamakta, hafta dolayısıyla tüm Müftülüklerimiz, vatandaşlarımızı bilgilendiren çeşitli konferans, açık oturum ve ilmi etkinlikler düzenlemektedirler. Ayrıca Camilerimizde okunan mevlidi şerifler saygı ile dinlenmekte, Sevgili Peygamberimizin mübarek ruhuna salât ve selâm okuyarak, Ona engin sevgi ve bağlılıklarını ifade etmektedirler.
Âlemlere Rahmet olarak gönderilenSevgili Peygamberimizin,Dünya’ya teşrifleri çağa bakıldığında, dünyanın her tarafında cehalet, zulüm ve ahlâksızlığın alıp başını gittiği görülecektir. O çağda gönüllerde tek Allah inancı yerine, birçok batıl ilâh yer almış, insanlıkkaranlık bir duruma sürüklenmiş ve dünya yaşanmaz hale gelmişti.İnsanlar, birbirini yiyen canavarlar misali vahşileşmiş, küfür,şirk, cehalet ve zulüm bataklığında boğulmaya yüz tutmuş,yeryüzünü manevi bir karanlık kaplamıştı. İşteSevgili Peygamberimiz, karanlığın böylesine yoğun olduğu bir dönemde dünya’ya gözlerini açmıştır.
Bu göz açışla birlikte Dünya, sanki birden üzüntü ve yasınıunutarak sevince boğuldu, karanlıklar ise Onun nuruyla aydınlandı.Bu olayı Süleyman Çelebi Mevlidinde, “Doğdu ol saatte Sultanı Din, Nura gark oldu semavatü zemin,” diye ifade ederken, Mehmet Akif, “On dört asır evvel, yine böyle bir geceydi, Kumdan ayın on dördü, bir öksüz çıkıverdi... Dünya neye sahipse onun vergisidir hep. Medyun(borçlu) Ona cemiyeti medyun Ona ferdi, Medyundur o masuma bütün bir beşeriyet Ya Rab, Bizi mahşerde bu ikrar ile haşret,”der.Necip Fazıl ise, “Sende insan ve toplum, Sende temel ve bina; Ne getirdin, götürdün, bildirdinse amenna,”diyerek, Peygamberimizin tebliğ ettiklerinin tamamına şeksiz ve şüphesiz inanıldığına işaret etmiştir. Çünkü Yüce Allah Onun hakkında, “Biz seni âlemlere rahmet olarak gönderdik,” buyurarak, Sevgili Peygamberinin doğumunun tüm varlıklar için ne anlama geldiği, hangi işleve sahip olduğu ve ne derece bir önem ifade ettiğinin altını çizmiştir.
Görüldüğü üzere, Sevgili Peygamberimizin doğuşuyla, insanlığın üzerine yepyeni bir gün doğmuş, aydınlık bir devir açılmış, tebliğettiği İslam dini veKur’anışığında dünya aydınlanmış,tek Allah inancı ile kalpler nurlanmıştır. İnsanlar Onun önderliğinde, kökü yüzlerce yıl derinde olan kötü alışkanlıklarını birden terk etmiş, idareci ve ahlak eğitimcilerinin yüzyıllar boyu yerleştiremediği hak, hukuk, adalet, hürriyet ve insan haklarını O, on yıl gibi kısa bir süre içinde gerçekleştirerek Veda Hutbesiyle Dünya’ya ilan etmiştir.Böylece cehalet asrı bir mutluluk asrına dönüşmüş, bu durumasırlara taşınarak çağlar ötesiyle kucaklaşmıştır. Onun ahlak eğitiminde, öncelikle insanları Allah’ın birliğine ve yalnız Ona kulluğa davet, şirk ve tahrif olmuş inançlardan haber veriyor, gerçek kurtuluşun İslam’da olduğu müjdesini veriyordu.Bu çağrıya kulak verenlere, sözün doğrusunu söylemeyi, emanete riayet etmeyi, akrabalık bağlarını korumayı, komşularla iyi geçinmeyi ve kan dökmekten sakınmayı öğütlüyordu.
Yine bu bağlamda insanlarıyalandan, yetim malı yemekten, haksız kazanç sağlamaktan, namuslu insanlara iftira, gıybet, kötü ahlak ve zinadan uzak durma, ibadetlerle ilgilinamaz kılma, oruçtutma, zekât verme, iyilik yapma, bireysel ve toplumsal sorumlulukların yerine getirilmesini tavsiye ediyordu. Böyle kutlu bir günde, Sevgili Peygamberimizinşefaatine nail olabilme dileğimle, Allah’a emanet olunuz.