Sevgili kardeşlerim! Bilindiği gibi Ramazan ayları, üç dört yıldır yaz sıcakları ve günün en uzun mevsimine rastlamaktadır. Bu durum sağ olana birkaç yıl daha devam edecektir. Buna rağmen milletimiz, çoğunlukla sıcağa ve günün uzun oluşuna aldırış etmeden, oruç ibadetlerini yerine getirmeye gayret etmektedirler. Ancak bazı duyarsız vatandaşlarımız cadde, sokak, çarşı, Pazar, çay bahçeleri ve sokağa taşan lokantalarda alenen yiyip içmekte ve bu hareketleriyle oruçlu olan kardeşlerine saygısız davrandıkları görülmektedir. Aynı vatan, aynı şehir ve aynı mahallede yaşayan, oruç tutan ve tutmayan kardeşlerin, birbirlerinin inanç ve ibadetlerine saygı duyması her şeyden önce bir insanlık görevidir. Nitekim insani değerleri benimseyenler, başkalarına karşı saygılı olur sözü işte böyle günler için geçerlidir.
Bunu söylerken, kişinin oruç tutmada sağlık sorunları olabilir, başka bir dine mensup olanlar olabilir, hatta inançsız da olabilirler. Sağlık sorunu olan, tutamadığı oruçlarını kefaretini vererek tutmuş gibi sevabını aldığını herkes bilir. Burada söz konusu olan, oruç tutmayanların tutanlar karşısında açıkça yiyip içmelerinin yanlışlığı ve saygıda kusur etmeleridir. Yukarıda işaret edilen mazeretlerin hiç biri yoksa bir Müslüman evladının açıktan oruçlunun karşısında yiyip içmesi, hiç hoş olmayan bir hareket olduğu gibi son derece de yanlıştır. Oruç tutmayan biri, istediği gibi çayını içer, kahvesini yudumlar, buz gibi suyunu içer, dilediğini yer içer, bu bir inanç hürriyeti deyip geçememeliyiz. İnanç hürriyeti, inananı ve inanmayanı da bağladığından, bu hürriyet, başkasının inancını alaya alma ve ona saygısızlığa izin vermez.
Biz bu saygının örneğini Avrupa’da gördük. Görevimiz çerçevesinde, Ramazan’da kilise görevlileri ve insanları ile toplantılar yaptık birlikte olduk, uzuca sohbetlerimiz oldu. Birlikte olduğumuz süre içinde toplantıya katılanların hiç biri, bizim orucumuza saygılarından dolayı yiyip içtiklerine şahit olmadık. Hatta işyerlerinde çalışan işçilerimiz oruçlu oldukları bilindiğinde, Ramazan boyunca, daha hafif işlere verilir ve mesai sonuna kadar da korunur. Yine Batılı bazı devletler, ülkemize bu ayda turist olarak gelen vatandaşlarına, Müslümanların inançlarına saygılı olun uyarısı yapıldığı da biliniyor. Biz ise çağ atladığımız ve medeni olduğumuzu sıkça tekrarlıyor ama dinin emrini yerine getirenlere saygıyı duyulması gerektiğini hala öğrenememişiz. İster meşru mazeretleri nedeniyle, ister keyfi olarak, oruç tutmayanların bu mübarek ay hürmetine oruçluya saygılı davranmaları ve bu çerçevede hareket etmeleri dileğimle… Allah’a emanet olunuz.