Hicrî: 1442, Milâdî: 2021 Yılı Mayıs ayında; Ramazân’ın Son Günleri: “OSMANLI” GİTTİ-GİDER, “ZULÛM: ASRIN KRALI!..”
Saygıdeğer Okuyucularımız!
Bilindiği üzere; “Kadim Gönül Coğrafyamızın Kanayan Yarası Filistin”de, bir asrı aşan bir süreden beri “kan ve gözyaşı” dinmemekte ve “Emperyal Batı”nın güdümünde “Yahûdiler”, sinsi emellerine doğru hızla ilerlemektedirler…
Bu cümleden olarak, 11’i çocuk olmak üzere, “Mescîd-i Aksa” ve çevresinde “terör” estirmekte ve “400 yaralı ve şehîd” verdirerek “İslâm Dünyâsı”nın kalbine hançer gibi sokulmaya devam etmektedirler.
Diyoruz ve başta bu “Terör Devleti İsrail” olmak üzere, en büyük destekçisi “ABD”yi ve “AB” ülkelerinin, dünkü ve bugünkü bir kısım “bakar da görmez yöneticileri”ni; şiddet ve nefretle kınıyor, kınıyoruz…
Ve dahi bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımız ile de Siz Saygıdeğer Okuyucularımızı başbaşa bırakıyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla…
( - 1 - )
“400 yaralı-şehîd”, “dünyâ a’lem” de şâhid”;
“Coni”nin hem gözü kör(!), hem istemez “müşâhit”;
“Siyon”la sarmaş-dolaş, gizli-aş’kâr var “akit!..”
“Müslüman: Halîfe”siz, eli-kolu sarılı;
“Osmanlı” gitti-gider, “Zulûm: Asrın Kralı!..”
“Zulüm: Asrın Kralı”, kim “İlgili/Oralı?”;
“Filistin”de “şehîd” var, “İslâm: Kalbten yaralı”;
“Gelin-kızlar” perişân, “nişanlılar maralı!..”
“Müslüman: Halîfe”siz, eli-kolu sarılı;
“Osmanlı” gitti-gider, “Zulûm: Asrın Kralı!..”
“Zulüm: Asrın Kralı”, “Kudüs” bak kan ağlıyor;
“Tel-Aviv: Azgın Köpek”, sağa-sola havlıyor;
“Washington: Gel! Git!” diyor, idareyi sağlıyor!..
“Müslüman: Halîfe”siz, eli-kolu sarılı;
“Osmanlı” gitti-gider, “Zulûm: Asrın Kralı!..”
“Zulüm: Asrın Kralı”, “AB: Gizli Teşvikçi”;
“Evangelist Tebaa”, “Döviz ile Tetikçi”;
“NATO: Bostan Korkuluk”, “Zâlimle İşbirlikçi!..”
“Müslüman: Halîfe”siz, eli-kolu sarılı;
“Osmanlı” gitti-gider, “Zulûm: Asrın Kralı!..”
KAYIKÇ’Ali yaz-söyle, bu “Yangın” dinmez böyle;
“Beyaz Saray Sözcüsü”, lâfı “yürekten” söyle;
“Kuru-sıkı kınama”, “oyalama” hiç öyle!..
“Müslüman: Halîfe”siz, eli-kolu sarılı;
“Osmanlı” gitti-gider, “Zulûm: Asrın Kralı!..”
(“Terör Hamisi ‘Yanki’leri Haşlama, Mısra-Mısra “Taşlama”):
Saygıdeğer Okuyucularımız!..
Bilindiği üzere; “Ramazân-ı Şerîf”in son günlerinde “Kudüs”teki vaki saldırıların ardından, bayramın 1’inci gününde de “Abluka altındaki Gazze’ye; karadan, havadan ve denizden topyekün bir tecavüze başlayan İsrail”e en büyük destek, beklendiği şekilde yine “ABD”den gelmiş ve “Terör Devleti İsrail’in Cinâyetler Ortağı” olduğunu bir kere daha göstermiştir.
Diyoruz ve bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımızı da önceki gün yazdıklarımıza eklemek istiyor, Sizleri de bu şiirimizle başbaşa bırakıyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla.
( - 2 - )
“ABD: “‘Böy-yük’ Domuz”, “Terör”e verir omuz;
“Şehîdler Katili O”, “Veto’ların Kralı”;
Bunu görsün ve bilsin, ona göre “Ordumuz!..”
“Gazze: Hedef Tahtası”, bunca “Şehîd-Yaralı”;
“Türk yoksa barış da yok, bunu der ‘Sayduyu’muz!..”
“ABD: “‘Böy-yük’ Domuz”, en ‘böy-yük’ en “gros”a;
Gözlerini dikti bak, “Akdeniz’e-Toros”a;
“Suriye’de-Irak”ta, hep rastlarız “Soros”a!..
“Şehîdler Katili O”, “Veto’ların Kralı”;
“Gazze: Hedef Tahtası”, bunca “Şehîd-Yaralı…”
“ABD: “‘Böy-yük’ Domuz”, “Başkanlar: Sürü Başı”;
“Şeytânların Kardaşı”, “İblis’in de Sırdaşı”;
“Adâlet”miş, “Huzûr”muş, bakar bunlara “Şaşı!..”
“Şehîdler Katili O”, “Veto’ların Kralı”;
“Gazze: Hedef Tahtası”, bunca “Şehîd-Yaralı…”
KAYIKÇ’Ali yaz-söyle: “‘Böy-yükbaş’ daim böyle…
…‘Temiz Kötek’ istiyor, lâfla düzelmez öyle!..
…‘Köşe-Bucak’ yayılmış, çıkmaz öyle ‘Hey!.. Hey!..’le!..”
“Şehîdler Katili O”, “Veto’ların Kralı”;
“Gazze: Hedef Tahtası”, bunca “Şehîd-Yaralı…”
(“Terör Devleti İsrail”i Haşlama, Mısra-Mısra “Taşlama”):
( - 3 - )
“Nil”den “Fırat”a diyor, “Üçgen Gözlü Siyonist”;
“Kuzey”inde “Fırat” var, “Güney”inde ise “Nil”;
“Filistinli Mazlûm”a, olmuşlar bir “Giyonist!..”
“5 Büyükler: Bakarkör”, gönülden çekilmiş “mil”;
“İsrail: Bir Virüs”tür, bu bölgede sanki “kist!..”
“İsrail: Bir Virüs”tür, “Asrın Mikrop Devleti”;
“Herkesi düşman görür”, “inançta var illeti”;
“Üstün Irk” hayâliyle, yaşamakta “zilleti!..”
“Filistinli Mazlûm”a, olmuşlar bir “Giyonist”;
Rabbim “kahr/perişan et”, bu “Terörist Milleti!..”
“İsrail: Bir Virüs”tür, “Banka-Döviz-Basın” der;
“Rötaryen” değil ise, “Önlerini kesin!” der;
“Birbirine düşürün, seslerini kısın!” der!..
“Filistinli Mazlûm”a, olmuşlar bir “Giyonist”;
“FKÖ”(*) ve “HKC”(**), “Birbirini yesin!” der!..
“İsrail: Bir Virüs”tür, “Filistin’i yutmakta”;
“Yüzde 15’i” kaldı, onu da “kurutmakta”;
“Gazze”yi gece-gündüz, ateşlere tutmakta!..
“Filistinli Mazlûm”a, olmuşlar bir “Giyonist”;
“Washington” bir papagan, “Siyon!.. Siyon!..” ötmekte!..
“İsrail: Bir Virüs”tür, Orta Doğu Covit’i”;
“Coni: Rage”(***) oldukça, saldırtmakta bu “İt”İ;
“Talmut-Mişnâ(****) Masalı”, sanki “Siyonist Mit’i!..”
“Filistinli Mazlûm”a, olmuşlar bir “Giyonist”;
“71 Fırka” birden, unutmuşlar “Tevhîd’i!..”
KAYIKÇ’Ali tel’in et, “Zâlimlere bin lânet…
…İnsan kılıklı ammâ, şeytânî yüz alâmet…
…Duyur cihâna duyur, Müslüman’a ilân et:
…‘Filistinli Mazlûm’a, olmuşlar bir ‘Giyonist’…
…‘Nil’den ‘Fırat’a diyor, ‘Üçgen Gözlü Siyonist’!..”
-------------------------------------------------------
(*): FKÖ: Filistin Kurtuluş Örgütü, meşhur lideri Yaser Arafat idi.
(**): HKC: Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, lideri Georges Habbaş idi.
(***): Rage/Rabies: Kuduz hastalığı
(****): Talmut-Mişna: Yahûdilerin Muharref Tevrât’tan sonraki “Mukaddes” iki kitâbı.
(“Türk-İslâm Düşmanı” Üç İsme “Taşlama”, Mısra-Mısra “Haşlama”):
( - 4 - )
“Gâvur’un Gâvuru”, “üç isim” çıktı;
“Netanyahu-Biden”, ve bir de “Macron”;
“Pierre L’ermite”(*) gibi, “Korkak/Kancık”tı;
“Fransız” (-1/eksi bir), hatta bir mikron!..
“Gâvur’un Gâvurluk”, “her işleri”nde;
“Kan” gezer ağzında ve “dişleri”nde;
“Zulûm-sürgün” vardır, hem “düşleri”nde;
“Papa Güdümü”nde, “plânlar” senkron!..
“Gâvur’un Gâvuru”, “düşmanlıkta” bir;
“Kenef” daha temiz, bunlardaki “kir”;
“Kanalizasyon” de, iyi bir “fikir”;
“İnsanlık” bitmiştir, “thend” yahut “son!..”
KAYIKÇ’Ali der ki, “Üç gros gâvur…
…‘Büyük’ dedi isem, al ‘mikron’a vur…
…‘Gâvurlukta Gâvur’, bu teşhiste dur…
…İster ‘9’ numra, istersen ver ‘10’!..”
(*): Pierre L’ermite: 1. Haçlı Seferi’nde, 50 bin Fransız’ı etrafında toplayan merkepli Fransız Keşiş.
DEREBAHÇELİ/ALİ KAYIKÇI
irfanozfatura@tg.com.tr
BİR “TEK FİLİSTİN” VAR, “ONLARCA ZULÛM!..”
Saygıdeğer Okuyucularımız!..
“Üstâd Araştırmacı Gazeteci-Yazar İrfan Özfatura”; “Türkiye Gazetesi”nin 15 Mayıs 2021 günlü nüshası 7’nci sayfasında yazdığı “Sistemetik İsrail Soykırımı: ZULÜM 1948’DE BAŞLADI” başlıklı makâlesine, “Birinin parasını, eşyasını çalarsanız hırsızsınız! Peki ya bir milletin evini ocağını, hürriyetini çalarsanız? Bir insanı tabanca bıçakla öldürürseniz katilsiniz. Peki, sivil halka tankla topla, tayyare ile saldırırsanız?” diyerek âdeta gönül tellerimize dokunan cümlelerle seslenince, biz de bunu şöylece bir “mısra-mısralara” dökelim, dedik. Ortaya, aşağıda okuyacağınız “şiir” çıktı. Onu da Sizlerle paylaşalım istedik. Kalbî sevgi ve saygılarımızla.
(*** )
“İngiliz”le başlar, “Fililstin Zülmü”;
“Balfour” “kapıları”, açar da açar!..
“İT/İttihat Terakki”, dost mudur “el” mi?
“Cephe”yi bırakır, kaçar da kaçar!..
“Kut”da “İngiliz”i, “durduran” kimdi?
“Adana: Kaçkın”a, siperdir şimdi;
“Allenby” sözleri, nefretti-kindi;
Yutarız hepsini, çâresiz/nâçar!..
“Alman: Yenik” düşer, “Osmanlı” biter;
“Musul-Kerkük-Basra”, dumanlar tüter;
“Haganah Örgütü”, borusun öter;
“David Ben Gurion”, “…Aviv”e uçar!..
“15 Mayıs Nekbe: Büyük Felâket”;
“Filistin’e Çile”, “dert” paket-paket;
“BM: Genel Kurul”, başlar hareket;
“Gâvur” Yahûdi’ye, lütuflar saçar!..
“20’de 1 toprak: Vatan” verilir;
Parça-parça ülke, “yere” serilir;
“Mülteci” çıkılır, hep gönderilir;
“700 bin Göçmen”, çevreye göçer!..
“13 bin şehîd” var, “Folke”(*) vurulur;:
Yerine “Ralphe”(**)miz(!), gelir-kurulur;
“Sadak”(***)’ın oyları, “Evet” verilir;
“Siyonlar” sevinir, göklere uçar!..
“70 küsür yıl”dır, yaşanır dram;
“Zulûm-zulûm” üste, “Batı”ya ne gam;
“12 milyon” var, “Mülteci: Nâm”;
“1 milyar” da var ki, “avucun açar!..”:
“…‘Filistin’e yâRâb, onlarca zulûm…
…Sefalet-gözyaşı, işkence-ölüm…
…Acı bize Rabbim, deyiver ‘Kulum!..’
…Zâlimlere ‘dert’ ver, ‘belâya’ dûçar!..”
KAYIKÇ’Ali der ki, “Okudum-yazdım…
…‘Nakba Olayı’nın, sırrını çözdüm…
…Lübnan’da ‘Kimliksiz-Nüfus’suz gezdim…
…‘Müslümana zul’dür ve büyük bir ar!..”
(*): Folke: İsviçreli Diplomat Folke Bernadotte. BM Arabulucu’su. Yahûdiler tarafından düzenlenen bir suikastla öldürülür.
(**): Ralphe Bunche: Amerikalı Diplomat. Siyanistere çalışır ve İsrail Mayıs 1949’da BM’ye kabul edilir.
(***): CHP Dışişleri Bakanı Necmeddin Sadak (8 Şbt 1949).
DEREBAHÇELİ/ALİ KAYIKÇI
“KIBRIS” GELDİ-GELİYOR, İŞARET “KATAR-KATAR!..”
(“KKTC Cumhurbaşkanı Sn. Ersin Tatar”a bir “Güzelleme”):
* “Genevre’de, Anastasiadis’e, ‘Sen ne kadar devletsen, ben de o kadar devletim. Artı, benim arkamda 85 milyonluk Türkiye var’ dedim.” (Ersin Tatar-KKTC Cumhurbaşkanı; Ondokuz Mayıs Üniv. Gençlik Topluluğu: “Bugün Günlerden Kıbrıs: Egemen, Eşitlik Temelinde İki Devletli Çözümn Vizyonu” konulu çevrim içi toplantısı-Türkiye Gazetesi; 09.05.2021, s. 1, 14)
Saygıdeğer Okuyucularımız!..
“Rahmetli Rauf Denktaş’ın Vârisi Sn. Ersin Tatar Beyefendi”nin yukarıdaki sözlerini okuyunca, içimizden bir “Oh!..” çektik. Bu güzel cevaba her bir Türk, alkış tutar dedik, ardından da O’na bir “Güzelleme” yazmağa karar verdik. Sonra da ortaya, aşağıda okuyacağınız şiir çıktı.
Diyoruz ve de bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımız ile de Sizleri başbaşa bırakmayı diliyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla…
( *** )
“Asur-Fenike-Medler”, derken “Roma” ve “Bizans”;
“Dört Hâlife” devrinde, oldu “İslâm’ın” esas;
“Muâviye” gününde, “Ümm-i Hirâm”la atlas;
“Kıbrıs’a mühür” vurduk, “Hala Sultan” tapu’dur;
Bura “taş-toprak” değil, “Türkiye’ye kapu”dur!..
“Lala Mim Paşa” ile “Magosa” ve “Lefkoşe”;
Sonra “Kılıç Ali”yle, baştanbaşa/dört köşe;
“Hilâl”in gölgesinde, “huzur-güven”i döşe!..
“Kıbrıs’a mühür” vurduk, “Hala Sultan” tapu’dur;
“Londra-Zürih” gününde, “Menderes” kattık işe!..
“Enosis’çi Rûmlar”a, “Grivas” da katıldı;
Önce “Boğaziçi”nde, “bomba-kurşun” atıldı;
“Geçitkale Köyü”nde, “Hurra!.. Hurra!..” çatıldı!..
“EOKA” “A”sı “B”si, katilliğe yapu’dur;
“Türk Mukavenemet”le, “Ada” bi kuşatıldı.
“364 Şehîd”, “500” de “Yaralı”m var;
“Nihat İlhan” evinde, 4x4’lük “mezâlim” var;
“Helen Medeniyeti”, bir “Papazî Zâlim” var!..
“EOKA” “A”sı “B”si, katilliğe yapu’dur;
“Atina” “emir” verir, “cinâyete talim” var!..
“103 köy” kuşatıldı, “imha emri” beklendi;
“54 bin asker”le, “Çeteler” desteklendi;
“Kıbrıs” düştü-düşecek, onca kaygı eklendi!..
“EOKA” “A”sı “B”si, katilliğe yapu’dur;
“Sampson” denen bir “asker”, “Ada”ya çöreklendi!..
“20 Temmuz …74”, “Tapu’nun Tescili”dir;
Sonra “14 Ağustos”, “Ay-Yıldız Sicili”dir;
“Türk Federe Devleti”, “Cumhuriyet Dili”dir!..
“KKTC” “TC”nin, “Akdeniz”e sapu’dur;
“400 bin nüfus” ile say ki büyük ili’dir!..
“Denktaş” “Cumhurun Başı”, “Özal” O’nun sırdaşı;
“Akıncı” çıktı raydan, târihe baktı şaşı;
“Ersin Tatar” gürledi, RTE’mizin yoldaşı!..
“KKTC” “TC”nin, “Akdeniz”e sapu’dur;
Akacak bundan gayrı, “sevinçler”in yaşıdır!..
“Anastasiadis”ler, kara-kara düşünsün;
“Zorba-Zalim-Faşistler”, ordan ora taşınsın;
Şimden gerü “Türk Gücü”, korkusu kalbe sinsin!..
KAYIKÇ’Ali yaz-söyle; ne pamuksun, ne yünsün;
“Ersin Tatar” var artık, bunu herkes de bilsin!..
“Kıbrıs” geldi-geliyor, işaret “katar-katar”;
“Palikarya Topçusu”, topu taclara atar;
“Türk elindeki malı, size kârsız da satar!..”
“Kıbrıs’a mühür” vurduk, “Hala Sultan” tapu’dur;
“KKTC” “TC”nin, “Akdeniz”e sapu’dur!..
DEREBAHÇELİ/ALİ KAYIKÇI
“KALEM” “KAĞIDA ÂŞIK”, BEN “YAZIYA MEFTÛNUM!..”
“Oku! Seni yaratan Rabbinin adıyla; Oku!.. O, keremine nihayet olmayan Rabbindir; kalem ile yazı yazmayı öğreten de O’dur. O, insana bilmediği şeyleri öğretti. Sakın okumazlık etme; çünkü insan, kendini nasîhate ihtiyacı yokmuş görmekle muhakkak azgınlık eder!..” (Kur’ân-ı Kerîm; Alak Sûresi, âyet 1-7’den)
- “Şâirler(e gelince), …imân edip iyi ameller işleyenler, Allah’ı çok ananlar…” (K. Kerîm; Şuarâ Sûresi, âyet 224, 227’den)
- “Dinin temeli nasihattir”, “Duyduğu hak sözü, bir Müslüman kardeşine söylemek, ne güzel hediyedir.”, “Allahü teâlânın en çok sevdiği kimse, çok nasihat edendir.”, “Her insan hatâ eder. Hatâ edenlerin en hayırlıları, hatâlarından dönenlerdir.”, “Kendisinden faydalanılmayan ilim, Allah yolunda sarf edilmeyen hazine gibidir.”, “Bâzı şiirler, elbette apaçık bir hikmettir…”, “Hikmetli söz müminin yitiğidir. Onu nerede bulursa, hemen alır.”, “Büyüleyici sözler gibi, hikmetli şiirler de vardır...”, “Şâir Hassan’ın sözleri, düşmana ok yarasından daha tesirlidir…”, “Şiir, bir söz ki, güzeli daha güzel, çirkini daha çirkindir...” (Hz. Muhammed “sallallahü aleyhi vesellem”)
- “En çok sevdiğim kimse, bana ayıp ve kusurlarımı haber verendir.”, “Biri benim yanlışımı görür de beni uyarıp o yanlışı düzeltmezse onda hayır yoktur, benden uzak dursun. O kişi beni uyarır ve yanlışın düzeltilmesi konusunda çaba gösterir fakat ben o söze ve kişiye itibar etmezsem, bilsin ki, artık bende hayır yoktur!..” (Hz. Ömer “r. anh”)
- “Kötü kimseyi; kötülüğü ile anma, bir iyiliğini bul, onu söyle. Eğer kötiülüğü din hakkında ise, bid’at ise onu insanlara söyle ve ona uymaktan onları koru!..” (İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe “r. aleyh”-Türkiye Gzt; 25.12.2020, s. 11)
- “Saygılı Kardeşim! Kureyş kâfirleri uğursuzluklarını, aşağılıklarını, taşkınlıklarını arttırdığı zamanda, Müslümanları çekiştirici, kötüleyici şeyler uydururlardı. Peygamberimiz (aleyhi ve âlâ aleyhisselâtü vesselâm) İslâm şâirlerinden birkaçına kâfirleri kötülemelerini emir buyurdu. O şâirlerden biri, Resûlullah’ın önünde minbere çıktı. Herkese karşı kâfirleri kötüleyen şiirleri okudu. O Server (aleyhisselâtü vesselâm), ‘Bu kâfirlerin kötülüğünü açığa vurdukça, Rûhul-Kûds (Cebrâil aleyhisselâm) bununla beraberdir’ buyurdu.”; “Kitap, altın bir kafes, ilim içinde kuştur/Kafesi satın alan, kuşa sahip olmuştur.”, “Yayılmış olan günâhın tevbesini de yaymak lâzımdır.” (İmâm-ı Rabbânî “kuddise sirrûh”)
- “Türkiye’ye gideceğim. Yeryüzünde iki Türk var ise, biri mutlaka benim. Ben Türk’üm, ama Jön Türk değilim.”, “Arabî nübüvvet lisanı, Osmanlıca devlet lisanı, Uydurukça ise cehennem lisanıdır.” (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî “rahmetullahi aleyh” Efendi)
- “Bilgilerin doğru olması kâfi değil. Esas olan yazarıdır. Yazarının rûhâniyyeti satırların arasında dolaşır. Yazan ihlâslı birisi ise, okuyan istifâde eder. İhlâslı değilse, fâsıksa, habîs rûhu kitâba aks eder. Okuyan zarar görür de haberi bile olmaz. İşte, Müslümanlar böyle kitâpları okuyunca kalblerinde bir kararma meydana gelir. Kitâbı yazan, yazdığından daha mühimdir. Temiz su, temiz borudan geçerse temiz olur. Temiz su, pis borudan geçerse temiz olur mu?.. Pis borudan akan sudan şifâ olmaz.” (Hüseyin Hilmi Işık “r. aleyh” Efendi)
- “Bir saat kitap okumak, yarım saat sohbet etmek gibidir.” (Enver Ören “r. aleyh”; Sohbetler; c. 1, s. 433, 461)
- “Kesinlikle uydurukça kelimeler kullanılmayacak.” (Nuh Albayrak-Gen. Yay. Yönetmeni; Türkiye Gzt. 02.03.2013, s. 16)
- “Dil giderse, din de gider.” (Türkçe İstiklâlini Kaybetmekte-Rahim Er; Türkiye Gzt, 06.08.2013)
- “Ruhsal, parasal, soyut, boyut, yaşam, eğilim/Ya bunlar Türkçe değil, yahut ben Türk değilim! Oysa halis Türk benim, bunlar işgâlcilerim / Allah Türk’e acısın, yalnız bunu dilerim…” , “Bizce şiir, mutlak hakikati arama işidir… Mutlak hakikat Allah’tır…” , “Şiir, Allah’ı sır ve güzellik yolundan arama işidir… Şiir, türlü tecelli yoluyla Allah’tan gelir; ve bütün bu perdeleri devirerek Allah’a yol açmaya doğru gider…” , “Şâir odur ki; renk, çizgi, ses, ahenk, hacim, pırıltı, ışık, buud, hareket, eda, mânâ, her tecelliyi şiir, şiiri de Allah için bilir…” (Necip Fâzıl Kısakürek “r. aleyh”; Çile)
- “Türk eriyiz, silsilemiz kahraman/Müslüman’ız, Hakk’a tapan Müslüman…” , “Emr-i bi’l mâruf imiş ehl-i İslâm’ın işi/Nehyedermiş bir kötülük görse kardeş kardeşi!”( M. Âkif Ersoy; Safahât)
- “Kimi zaman ciltler dolusu kitabın yapamadığını bir şiir yapar.” (Namık Kemâl Zeybek-Eski Kültür Bakanı)
- “Yahu biraz da sizi taltif edenleri değil, tenkit ve teklif edenleri dinleyin!.. Bir kere de hakikatleri haykıranları dinleyin!..” (Prof. Dr. Ahmet Maranki-Yeni Akit Gzt; 11.08.2020, s. 6)
- “Türkçemiz, iki büyük menfî harekete muhatap olmuştur. Bunlardan biri, İngilizcedir ki, Millî Eğitim Bakanlığı’nın resmî uygulamasıyla âdeta ikinci ana lisan olarak ilkokul ikinci sınıftan itibâren mecbûrî ders olmuştur; afişlere, reklamlara ve resmî dairelerdeki tanıtım yazılarına kadar ulaşmıştır. Diğeri ise; âdeta bir hastalık hâlini alan ve yine Millî Eğitim Bakanlığı’nın yanlış uygulamalarıyla okul kitaplarına sokulup çocuklara zorla kullandırılan, Türkçe’de karşılıkları bulunduğu hâlde ‘uydurulan kelimeler’dir.” (M. Hâlistin Kukul-Aydın Efesi Dergisi; S. 53, Kasım-Aralık 2019, s. 3)
- “Şiir; bir yürek törpüsüdür, kazır ve kanatır şâirin yüreğini. Oradan başka yüreklere akar. Şiirde; her kelime önce beyinde damıtılır, yürekte demlenir, rûhta mayalanır ve mısralarda dirilir.” (Yavuz Bahadıroğlu “r. aleyh”-Yeni Akit Gzt; 14.12.2019, s. 7)
- “Toplumu ilgilendiren, toplumun leyh ve aleyhinde olan konularda toplumun bilgilendirilmesi, eleştirilerin açık olması gerekir ki, bu yanlışlar toplumda emsal alınıp, sirayeti engellensin.”, “Bizler adil şahidler olacağız. Kural bu! Hakkı söyleyeceğiz. Kınayanların kınamalarına aldırış etmeyeceğiz. Sözü dinleyecek, işe bakacak, doğrusunu kabul edip, yanlışına karşı çıkacağız.” (Abdurrahman Dilipak-Yeni Akit Gzt; 19.06.2020, s. 9)
- “Dost, kulağa hoş geleni söyleyen değil, doğruyu söyleyendir.” (Prof. Dr. Kurtman Ersanlı)
- “Türklüğün vicdanı bir/Dini bir, vatanı bir/Fakat hepsi ayrılır/Olmazsa lisanı bir!..” (Ziya Gökalp)
- “Allah, şiiri hak yolunda kullananlardan râzı olsun!..” (Prof. Dr. Cevat Akşit-Millî Gazete; 27.04.2017, sy. 9)
Saygıdeğer Okuyucularımız!..
Yukarıda “serlevha” hâlinde sunduğumuz âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîfler ile diğer seçilmiş/ “vecîz” sözlerden sonra lâfı uzatmayı yersiz görüyor ve bu başlık altındaki his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımız ile Sizleri başbaşa bırakalım istiyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla…
(***)
“Kalem” “kâğıda âşık”, ben “yazıya meftûnum”;
Bu kaç “yüzüncü dergi”, kaç “bininci kitap” bu?..
“Okumağa” doymadım, yazmak “gönül tutkusu”;
“Tam İlmihâl” bi başka, “asrın güzel/doğrusu”;
“Türkiye”yi sorarsan, “bâde içtim/vurgunum!..”
“40 yıl” geride kaldı, “41 kere maş’Allah!”;
Her gün “kapıma gelir”, “son nefeste inş’Allah!”;
“Şeytân’ı kovar baştan, kapı dışarı yallah!..”
“Tam İlmihâl” bi başka, “asrın güzel/doğrusu”;
Okuyup yayanlara, imdâda koşar “Vallah!..”
“Kalem” “kâğıda âşık”, ben “Yazan’a tutuldum”;
“Mâşuk” “O Gün” görünse, yemin-billâh “kurtuldum”;
“Aracı: Enver Abi”, “gölgesine tutuldum!..”
“Yaz!” dedi ben de yazdım, “Çile-Huzur” kurusu;
“Onbuçuk Atali” var, “okurlara ben sundum!..”
“Fidan” var, sonra “Hasret”; “5 yıldan kesit” bunlar;
10 yılda “haber” yazdım, bölgedeki “sorunlar”;
“Yeni Nesil” okusun, “ibret alsın Torunlar!..”
“Enver Abi: Yaz!..” dedi, “ABD’yi ve “Rus’u”;
“Bölgede ne var, ne yok? Geçim/malî durumlar?..”
“Enver Abi: Yaz!..” dedi; “şiir” ve “hikâye”ler;
“Demirbaş” “ödül” verdi, “takdir-teşvik” ve neler;
Onca “hayırduâ”lar, inceden “tavsiyeler:
…Koru daim koru: Ar-hayâ ve nâmus’u!..”
…Olaylar köyden olsun; candan olsun yorumlar!..”
“Kalem” “kâğıda âşık”, ben “Üstâd’a meftûnum”;
“Yaz!” dedi “duâ” etti; “Takdim” yaptı, ve “sunum”;
“Değirmenci”dir bunlar, ben “darı”dan bir “un’um!..”
“Tam İlmihâl” bi başka, asrın güzel/doğrusu”;
Bu “Mânâ Havuzu”nda, “Mektûbat” tek “duru su!..”
“Duru Su”dan içenler, “O Kevser”e bağlanır;
“Kevser’e Bağlanan”lar, “Naîm”de ağırlanır;
“Rûyet” nasılmış/neymiş, sanma âşık usanır!..
“Âşık-Mâşuk Hasreti”, anlatılmaz doğrusu;
KAYIKÇ’Ali ne yazsın, kalem-kâğıt kıskanır!..
DEREBAHÇELİ/ALİ KAYIKÇI
BİZİM “1 EREN”E, TAM “40 GEBEREN!..”
- “İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ‘Eren operasyonlarıyla 3’ü kırmızı, 6’sı turuncu, 11 gri kategoride, 2’si bölgede yönetici düzeyinde terörist etkisiz hâle getirildi. Buna, gece Hakkâri’de etkisiz hâle getirilen teröristleri de eklediğimiz zaman Eren Operasyonlarında toplam 40 terörist etkisiz hâle getirilmiş oldu. Burada 75 işbirlikçi de yakalandı. 770 mağara ve sığınak imha edildi. 127 mayın EYP, tuzaklanmış şekilde bulundu. 412 kgr patlayıcı ile 138 silâh, 45 bin 395 mühimmat ele geçirildi.’ dedi.” (Basın-10.05.2021)
Saygıdeğer Okuyucularımız!..
Sn. Bakan’ın, kalbinde “yurt ve millet sevgisi” taşıyan herkesi memnun eden bu açıklamasına ilâveten biz “Erensever Karadenizliler” olarak elbette ki daha bir sevinçliyiz ve gurur doluyuz.
Rahmetli “Eren” kardeşimiz gibi gözüpek gençlere, “Sn. Süleyman Soylu” Beyefendi gibi “Milliyetçi Bakanlar”a ve dahi “Attığını Nallayan Mehmetçikler’e/Ahmetçikler” e sahip olduğumuz için Cenâb-ı Allah’a şükürler eyliyoruz.
Bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımız ile de Siz Saygıdeğer Okuyucularımızı başbaşa bırakalım istiyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla.
( 1 )
Bizim “1 Eren”e, tam “40 Geberen”;
Hem de “renkli-renkli”, cümbüş adamlar!..
“Vur! Kır! Öldür” diyor, bu “Emri Veren”;
“Bâkiler” sözüyle, hep bu “cüdâmlar!..”
Tam “40 Geberen” var, “1 Eren” için;
“Gubur”a düştüler, “Gönderen” için;
Dert mi “Parsaları”, şu “Deren” için;
“İşlerin” özüyle, hep bu “cüdâmlar!..”
Bizim “1 Eren”e, azdır “Nallanan”;
Dünyâdan Cehim’e, doğru “Yollanan”;
Varsa başka gelsin, yine “Dellenen”;
“Soylu”nun gözüyle, hep bu “cüdâmlar!..”
( 2 )
Renkli-renkli “Haşaratlar” kanlandı;
Kimi “baş”tan, kimi “kâlb”ten nallandı;
Duyduk “Kandil”, buna yine dellendi!..
Geberecek varsa, gelsin buyursun;
“Karayılan” “Conilere” duyursun!..
“Bombaları” patlamadan bulundu;
“Tuzakları” kevgir gibi delindi;
“Casusları”, birer-birer bilindi!..
Geberecek varsa, gelsin buyursun;
“Karayılan” “Conilere” duyursun!..
“Mağ’raları” başlarına yıkıldı;
“Gözler açık”, “Erivan”a çakıldı;
“Sünnetsizler”, uçkurlara bakıldı!..
Geberecek varsa, gelsin buyursun;
“Karayılan” “Conilere” duyursun!..
Mehmetçik der: “Destan yazdım, okunsun!..
…Katillere, mızrak olsun dokunsun!..
…Bakan Soylu, 9,90 ve 10’sun!..
…Geberecek varsa, gelsin buyursun!..
…KAYIKÇ’Ali, dünyâlara duyursun!..”
DEREBAHÇELİ/ALİ KAYIKÇI
“İŞÇİ”YE, “MEMUR”A, “EMEKLİYE” VER!..
(“Malûm zihniyet”e bir “Taşlama”, mısra-mısra “haşlama”):
Saygıdeğer Okuyucularımız!..
Bilindiği üzere; şu mahût “Pandemi Dönemi” denilen “Covit-19’lu Salgın Günleri”nde, “Muhalefet”in, özellikle de “CHP”li sözcülerin ağızlarından düşürmedikleri bir lâf var:
“Ver!.. Ver!.. İşçiye ver!.. Memura ver!.. Emekliye ver!.. Köylüye-Tarıma ver!.. Esnafa-Sanayiciye ver!..” Ver babam ver!.. İnsaflı bir “Allah’ın kulu” çıkar da, “Yahu iyi de, bu değirmenin suyu nerden der!..”
(***)
Bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımız ile Sizleri başbaşa bırakalım istiyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla…
(- 1 -)
“İşçi”ye, “memur”a, “emekli”ye ver;
“Köylü”ye, “turizm”e, “teşvikler” gönder;
“Hep bana”, “hep bana”; “illâ bana” der!..
“Vergi-Hizmet” denir, sırtını dönder;
“CHP” mi yoksa, “Kılıçdar…” mısın?..
“CHP” mi yoksa, “Kılıçdar…” mısın?
“Suriye-Irak”ta, sen de var mısın?
“Azerbaycan”ımda, bikarar mısın?..
“Vergi-Hizmet” denir, sırtını dönder;
“Başkaları yapsın”, der arar mısın?..
“Eser beğenmemek”, varıp yıkmalar;
“FETÖ”ye, “teröre”, sahip çıkmalar;
“Kanal İstanbul”da, canı sıkmalar!..
“Vergi-Hizmet” denir, sırtını dönder;
Sen “Yapalım!” dersin, O’ndan cık’malar!..
Yurttaki her hay’ra, “engel” O’ndandır;
“Mânevî Gayret”e, “çengel” O’ndandır;
“Dansözce Kıvırmak”, “kangel” O’ndandır!..
“Vergi-Hizmet” denir, sırtını dönder;
“Fazla Mesai”ye, “yangel” O’ndandır!..
“Dünkü Solcuları”, onlarca sollar;
“HPD-Demirtaş”, kollar da kollar;
“Papa’ya Elçiler”, yollar da yollar!..
“Vergi-Hizmet” denir, sırtını dönder;
“Terörist”e gizli-aşikâr follar!..
(- 2 -)
“Yüz 40 Milyar Nerde?” der, “Bütçesi”ni söylemez;
“Çiçek”(*) bir “ateş” yaktı, “İtfaiye” n’eylesin?
“Altıyüz 50 milyon”, “kimler yer/kimler yemez?”
Çıksın “Özgür Özer”in, kıvır-kıvır söylesin;
“Şeffaf Bütçe” denende, “CHP” sırtın döner!..
“Şeffaf Bütçe” denende, “CHP” sırtın döner;
“Yandaş Medya” beslenir(**), yalan savurmak hüner;
“Keser döner sap döner, birgün bu hesap döner!..”
Çıksın “Kılıçdaroğlu”, kıvır-kıvır söylesin;
“Balonlar” çok şişerse, “gün” gelir “pat” der söner!..
KAYIKÇ’Ali yaz-duyur, sanma ki sular uyur;
“CHP: Kırk Sabunluk”, tokaçla, taşlara vur;
O’nun nice yaptığın, yapmamış inan gâvur!..(***)
Çıksın “Kılıçdaroğlu”, kıvır-kıvır söylesin;
“Çiçek”(*) bir “ateş” yaktı, “İtfaiye” n’eylesin?..
-------------------------------------------------------
(*): CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun on yıllık Avukatı Mustafa Cemal Çiçek. İfşaatları için bkz: Sabah Gazetesi-09.05.2021
(**): Bkz: Fatih Selek-Türkiye Gazetesi; 10.05.2021, s. 9
(***): Bkz: Kadir Mısıroğlu-CHP’nin Günah Galerisinden Sayfalar
DEREBAHÇELİ/ALİ KAYIKÇI
“GÜNÂHLAR GALERİSİ”, SÖZDE BİR “ALTIN ZİNCİR!..”
(“Altın Zincir” üstüne bir “Taşlama”, mısra-mısra “CHP’yi Haşlama”):
Saygıdeğer Okuyucularımız!..
“CHP”nin iktidar olduğu, “kültür-edebiyat, eğitim ve sanat dünyamız”a “Batı Dünyası”ndan “tercüme eserler”in âdeta yağmur gibi yağdığı, “Köy Enstitüleri”nde “Öğretmen Adayları”nın “her yıl için en az 6 çeviri kitap” okumaya mecbur tutulduğu, “Halk Evleri”nin en ücrâ köylere kadar yaygınlaştırılıp âdeta “5. Kol” gibi çalıştığı… senelerde yayınlanmış eserlerden biri de “Altın Zincir-Upton Sinciair (Çeviren: E.T. Eliçin), İstanbul 1940, Nümune Matbaası, 338 s.”dır.
“Pandemi/Covit-19” salgını ve “HES Günleri” sebebiyle “evde kal”ıp okuma fırsatı bulduğumuz (Sanat Tarihi) alt başlığı altında kaleme alınan bu eserde; Aristo’dan Bethoven ve Balzak’a, Dante’den Gogol ve Viktor Hugo’ya, Molyer’den Puşkin ve Tolstoy’a, Volter’den Emil Zola’ya kadar, “Batı Kültürü Hamuru” ile yoğrulmuş 77 tane şair ve yazarın “eserleri” yanında “hayât hikâyeleri/biyografileri” de yer almakta; dikkat çeken yönü ise bu şahısların “aile ve özel yaşantıları” hakkındaki bilgilerin de bulunmasında yatmaktadır. Bunlardan “hırsızlık-ârsızlık” yapan mı ararsın, “alkolik-serkeş”likte bulunan mı sorarsın… say sayabildiğince kanundışı işler yanında “mânevî buhranlar” yaşayıp “intihar eden”e, “sapık cinsî yollar”a sapana mı şaşarsın?..
Diyoruz ve de bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımız ile Sizleri başbaşa bırakıyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla…
“Köy Enstitüleri”nin, “Kurucusu 6 Ok”;
“Batı Klasikleri” ve “Aday Öğretmenler”;
Neden içlerinde bir: “Mızraklı İlmihâl” yok?..
“Şarkıcı-Türkücü” var, mutlaka “Sâzenler”;
“Ateist-Dinsizler” var, “Komünistleri” pek çok!..
Her “Öğretmen Adayı”, her yıla “6 kitap”;
“Sosyaliste-Dinsiz”e, “Hristiyan’a hitap”;
“Fikren Susuz Gençler” var, düşmüşler erken bitâp!..
Neden içlerinde bir: “Mızraklı İlmihâl” yok?
“İslâm: ‘Evrensel’ İnanç”, şâhid buna âfitâp!..
“Altın Zincir” söylüyor, bilcümle “idol”leri;
“Afrodit-Baküs-Hermes” ve onların dölleri;
“Eski-Yeni Dünyâ”dan, kıpkızıl kan elleri!..
Neden içlerinde bir; “Yûnus” yok, “Mevlânâ” yok;
“İsâ-Meryem-Ruh’ûl Kuds”, hep yanlışta dilleri!..
“Altın Zincir” söylüyor, “şenâatler” raf boyu;
“Katolik-Protestan”, kimi “Komonist” koyu;
“Öğretmen: Aydın” sözde, “6 Ok”a hep oyu!..
Neden içlerinde bir; “Kabaklı” yok, “Asya” yok?
“Oğuzhân”dan gelmekte, oysa ki temiz soyu!..
“Altın Zincir” söylüyor, “çamaşırlar hep kirli”;
“Kimisi “Kökten Dinsiz”, kimi “Şeytân Fikirli”;
Kimi “Katil/Câni”dir, kimi “Hırsız”dan “Hırlı!..”
Neden içlerinde bir; “Âkif” yoktur, “Fâzıl” yok?
“Par-ra!.. Par-ra!..” diyorlar, yazdıkları “fırfırlı!..”
“Altın Zincir” söylüyor, “Tencere: Dipten kara”;
“Eski-Yeni Avrupa”, “maskaradan maskara”;
“CeHaPe” örnek alır, akıl-fikir fukara!..
Neden içlerinde bir; “Menderes-Polatkan” yok?
50’nin öncesinde, Ankara bozuk para!..
“Günâhlar Galerisi”, sözde bir “Altın Zincir”;
Bunlar “Altun Zincir”se, “Ecdâdım” bundan incir;
Kalem; mürekkep değil, saçıyor dört yana kir!..
Neden içlerinde bir; “Gazâlî” yok, “Â’zâm” yok?
“Tevfik İleri” gibi; kafa yok, millî fikir?..
KAYIKÇ’Ali yaz-söyle, “6 Ok’u tel’in et;
Memleket neler çekti, hele-hele bu Millet;
“HDP”ye yaklaşır, milyon kere de hayret!..
Neden içlerinde 10, “Muharrem İnce”si yok?
“Memleket Hareketi”, “Kılıçdar…”ı üzdü çok!..
KAYIKÇ’Ali diyor ki, “Şeytân azâpta gerek;
“6 Ok’lu CeHaPe”, “Parti değil engerek”;
“Altın Zincir/Bukağı”: “Küffara Hizmet/Direk!..”
Neden içlerinde bir, “Papaz Sale”(*)leri yok?
“Kur’ân Tercümesi”nde, “doğruları yazdı” çok!..
(*): Papaz George Sale: İngiliz müşteşriklerindendir. 1850 yılında basılan “Kur’ân Tercümesi” adlı eserinin önsözünde, İslâmiyet hakkında uzun malûmat vermiştir. Avrupa dillerinde ilk “Kur’ân-ı Kerî Tercümesi” budur.