Sorumluluk; Kişinin kendi davranışlarını veya kendi yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuçlarını üstlenme ve mesuliyet, anlamını ifade eder. İslam Dinine göre insan sorumlu bir varlık olarak yaratılmıştır. Buna bağlı olarak, gerekli şartları taşıyan her ferdin kendisi, ailesi ve topluma karşı sorumlulukları bulunmaktadır. “İnsanoğlu başıboş bırakılacağını mı sanır,” (Kıyame,36) ayeti ve sevgili Peygamberimizin, “Hepiniz çobansınız, idarenize verilenlerden sorumlusunuz. Aile reisi aile fertlerinden, kadın kocasının evinden, malından ve çocuklarından sorumludur. Hizmetçi efendisinin malını korumaktan sorumludur. Devlet başkanı yönetimi altında bulunanlardan, komutan ordusundan, amir memurundan, anne baba evlatlarından sorumludurlar.”(Tirmizi)Hadisinde, anlamlı bir şekilde insanın sorumlu bir varlık olduğu dile getirilmiştir. Özetle ifade edilirse, bireyden her kademedeki idareciye varıncaya kadar akıl sahibi her ferdin, kendi görev alanı içindeki sorumluluklarını yerine getirmesi, olumsuzluklar karşısında “Neme lazım, bana ne, adam sen de”dememesi emredilmiştir.
Görüldüğü üzere sorumluluk, her yaş, her mevki ve her seviyedeki insan için söz konusudur. Bu bakımdan Yüce Rabbimiz, insana yüklediği sorumluluklar yanında bir takım haklar ve yetkilerle, bütün kâinatı emrine vermiş, seçme, söz ve davranışlarında onu serbest bırakmıştır. Yüce Allah, insana verdiği bu üstün değerler yanında başıboş bırakmamış, gönderdiği Peygamberleri vasıtasıyla sorumlu bir varlık olduğu, dünya hayatında kendisine verilen bunca nimet ve yaptıklarından dolayı hesaba çekileceğini haber vermiştir. Sorumluluklarını yerine getiren, iyi ve güzel davranışlar içinde olanların cennetle mükâfatlandırılacağı, sorumluluklarını yerine getirmeyen ve nankörlük edenlerin ise, cehennem azabıyla cezalandıracağı bildirilmiştir. (Kıyame, 36. Tekâsür, 8. Zilzal, 6-8) Bundan sonrası insanın kendisine aittir. O isterse sorumluluk duygusu içinde iyiyi, doğruyu, faydalı olanı tercih eder ve doğru yolda yürür. İsterse yanlışı ve zararlı yolu tercih eder. Sonuçta, kişi dünya’da yapmış olduğu amellerin karşılığını aynıyla ahrette karşılığını görür.
İnsan her şeyden önce yaratanına karşı sorumludur. Çünkü onun varlık borcunun karşılığı kulluktur. Sonra kendi nefsinden başlayarak aile fertleri, anne-baba, akraba, dost, komşu, çevre, millet – Devlet, hatta insanlığa yayılır. Müslüman bu sıralama istikametinde, merkezden muhite doğru bu görevi yerine getirmekle yükümlüdür. O, yaptığı her işin ve davranışın hesabını önce hak sahibine, sonra er- geç Allah’a vereceğine inanır. İşte bu sorumluluk inancı kişiyi maddeten ve manen yükseltir. Çünkü sorumluluk duygusuna sahip bir Müslüman, harama el uzatmaz, başkasının canına kıyamaz. Malına, ırzına, namusuna göz dikemez, kimseye yük ve muhtaç olmamaya çalışır. Kendine, ailesine, milletine zarar vermez. Komşularının haklarına saygı gösterir, açıkgözlülük yaparak kimseyi aldatmaya kalkışmaz, görev ve iş yerlerinde hile ve fesat çıkarmaz, sorumluluklarını çıkar ve menfaatlerine feda etmezler. İşte toplumda en çok sevilen, sayılan ve güvenilen insanlar da bunlardır.
Sevgili kardeşlerim! Yüce Allah sorumlulukla ilgili Kur’anda bizleri şöyle uyarmaktadır. “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun,”( Tahrim, 6) buyurarak, akıl sahibi her ferdin önce kendi nefis muhasebesini yapmasını, varsa kötü davranışlarını terk etmesini, sonra ailesine, çocukları ve yakınlarına vs. karşı sorumluluklarını yerine getirmeleri emrediliyor. Unutulmasın ve hafife alınmasın! Evlenmek ve çocuk yetiştirmek kolay, ancak onların ana- baba, devlet ve millete hayırlı evlatlar olarak yetiştirilmesi öncelikle ana- baba’nın sorumluluğundadır. Ebeveyn, çocuklarına dinini, ahlakını, saygı ve sevgiyi, vatan, millet, bayrak aşkıyla yetiştirirse, sorumluluğunu yerine getirmiş olur. Bu değerlerden mahrum yetiştirilen nesil, bilindiği gibi, devlet ve millet düşmanı olarak ortaya çıkacak, bunun acısını da sorumsuz davranan ana- baba ve toplum çekecektir. O halde başta ana- baba olarak, sorumluluğumuzu yerine getirerek, adımızın hayırla anılması yolunda, geride imanlı ve vatansever nesil bırakmak öncelikli amacımız olmalıdır… Allah’a emanet olunuz.