Dünya, “covid-19” da denilen, bir “virüse” karşı, topyekûn bir savaş veriyor. İnsanlık; insanların ölmemesi için yardımda, âdeta, birbiriyle yarışıyor. Bunca sömürüye, katliama ve acımasızlığa rağmen, yine de takdir edilmesi gereken bir tavır!..
Selâhiyetliler, bu “virüs” hakkında bilgi verirken; ben, bir başka hususu düşündüm ve ister istemez, Çağrı Dergisi’nin 1998 Şubat sayısında yayınlanan ‘Hastahâne Sözlüğü’ başlıklı makalem aklıma geldi.
Bir şey’le mücâdele etmeniz için, önce, onun ne olduğunu bilmeniz gerekir. Bunun için ise, anlaşılır bir dil kullanmak şarttır.
‘Hastahâne Sözlüğü’ başlıklı yazımdan bir-iki örnek vereyim: İster şehirden ister köyden geliniz, kapıda “DONÖR KABUL ODASI” yazıyorsa, bundan bir şey anlamazsınız. Türkçe veya Türkçeleşmiş olan, asabiye/sinir hastalıkları yerine, “NÖROLOJİ”; cildiye yerine, “DERMATOLOJİ”; kalp hastalıkları yerine “KARDİYOLOJİ”; beyin cerrahisi yerine, “NÖROŞİRÜRJİ”; kanbilimi yerine “HEMATOLOJİ”; kırık-çıkık-çarpma yerine, ORTOPEDİ ve TRAVMATOLOJİ vesâire yazılı ise, yine bir şey anlamazsınız.
Herkesin bildiği “teşhis” bile, “tanı” yapıldı. Teşhis etmek, teşhis koymak yerine tanı etmek mi yoksa tanı koymak mı diyeceksiniz? Elbette tanı yanlış değil, fakat yerli yerine oturtulursa!..Teşhis; çok yaygın kullanılışlı ve herkesin bildiği bir kelimedir.
Kısacası, ilk önce, vatandaşa bu hastalığın ne olduğunu anlatmanız, p(i)sikolojik bir zarûrettir.
Meselâ; bir adam çıkıveriyor ekrana... Kilosu, boyu-posu da yerinde. Diyor ki: “ Bu korona, bana bir şey yapamaz!” Hattâ, kabadayılık (!) bile yapıyor, gülüyor ve kendince, karşısındakiyle de dalga geçiyor.
Bir başkası da çıkıp diyor ki: “Ben, îmanlı adamım...Korona-morona bana vız gelir!”
Elbette ki, îmanlı olacağız ve elbette ki, duâ edeceğiz. Fakat, Kâinatın Efendisi’nin: “Eğer dünyayı istiyorsan, ilme sarıl. Sâdece âhireti istiyorsan yine ilme sarıl. Eğer her ikisini de istiyorsan, yine ilme sarıl” buyurduklarını da asla unutmayacağız, değil mi?
Peki; daha, bu meret Çin’de ortaya çıkar çıkmaz, bunun nasıl bir illet şey olduğunu anlamaya/anlatmaya başladık mı? Yâni; dedik mi ki, “Virüs, virüs, virüs deniliyor da, bu virüs, senin benim görebileceğim, hattâ ciddî mütehassıs ilim adamlarının, doktorların ancak elektron mikroskobuyla teşhis edebileceği bir âfetin kaynağıdır.”
Birçoğu(muz), hâlâ, virüs denilen şeyin, nasıl bir mahlûk olduğunu bilmiyor(uz). Sanılıyor ki, “koronavirüs”, karşımızda boy gösterecek, güle-oynaya önümüze çıkacak!..
Televizyonlarımız ve diğer yayın vasıtalarımız yâni ‘yazılı-görülü ve sesli’ her türlü bilgi verme unsuru, bu hususta ehil kişiler tarafından, önce, ‘virüs’ denilen bu gözle görünmezin tehlikesini îzah etmelidir. Bu durum, p(i)sikolojik bir aydınlatmadır.
Elbette ki, her mesleğin bir öğretim usûlü/metodu/tarzı vardır. Tıbbî, hukukî, felsefî, edebî, bediî, ticârî, askerî, târihî, dînî...sahalarda kullanılan kelimeler ve tâbirler elbette ki, başka başkadır. Fakat..
Bunların Türkçeleri varken veya anlaşılırlıkları Türkçe îzahlarla mümkünken, niçin anlaşılmazlarda ısrar edilir, işte bunu anlamam mümkün olmamıştır!..
Meselâ, en başta geleni: Pandemi nedir?
Bunun yerine “salgın hastalık” dense, ne olur!..
Bir diğeri, “izolasyon”...Sâdece tıpta değil, pek çok yerde kullanılıyor. Ancak; “Şu bizim ‘tecrit’ kelimemize ne oldu?” demekten de kendimi alamıyorum. ‘Tecrit’ çok mu, hatta “izole”den de mi yabancı bir kelimedir? “İzolasyona alındı” ve “izole olarak yaşayacak” nasıl birer hâl’dir?
Peki; izolasyon, izolasyon ise, “sosyal izolasyon”, nedir? Elbette ki, bu, bir şey/şeyler ile, bir/bir şeylerin ayrılması/tecrit edilmesi’dir. “Sosyal” kelimesine ihtiyaç var mı?
Entübe’yi bir türlü çözemedim. Hâlâ da tereddüt içindeyim. Cümle içinde, “Entübe edilen hasta sayısı..” kullanılmış!..Yâni, ne olmuş “hasta sayısı”?
Bana öyle geliyor ki; hastahâneye yatarak/yatırılarak “solunum tüpüne/cihâzına bağlı hasta” olsa gerek!!! O hâlde, “cihâza bağlı hasta sayısı” dense de herkes/hepimiz anlasak olmaz mı?
En çok kullanılan bir tâbir de “sosyal mesâfe”, “sosyal hareketlilik” ve bir de yukarıda sözünü ettiğim “sosyal izolasyon”dur. Hepsinden de, “sosyal” kelimesi atılsa, kalanları ihtiyaç için kâfidir. “Sosyal mesâfe” yerine “yaklaşma/yakınlaşma mesâfesi” denilmesi daha uygundur.
Meselâ; “pozitif /negatif çıktı” veya “pozitif vaka sayısı” ifadeleri, genel tıp dilinde yaygındır. İlk değildir!..
Pozitif, menfî/kötü; nefatif ise, müspet/ iyi mânasında kullanılıyor. Yâni; pozitif, olumsuz; negatif, olumlu demek. Öyleyse, bunlardan birini tercih etmemiz mümkün olamaz mı?
Muhakkak ki, “Kendinizi riskten koruyunuz!” çok güzel bir nasihattir. “Risk” yerine, ‘tehlike’ desek, nasıl olur?
En sık kullanılan bir ifade de, “Hijyene dikkat etmeli/edilmeli” dir. Elbette, etmeli/edilmeli!..Fakat, “Acaba, şu hijyen de nedir?” diyen kişi az mıdır sanıyorsunuz?!
Bu kelimenin mânası, “Sağlık koruma, sağlık bilgisi, hıfzıssıhha”dır. (Bknz. Misâlli Büyük Türkçe Sözlük, İlhan Ayverdi, Sf. 507)
Meselâ; “hijyen yardımı yapıyoruz?” derken ne kastedilmektedir?
“Temizlik” değil mi?..Peki, öyleyse, niçin, “Temizliğe dikkat etmeli!” denilmiyor?
Şu “simülasyon” nasıl bir şeymiş ki, her yere giriyor. Son zamanların en gözde kelimelerinden biri!..
Meselâ; “simülasyon(lar) yapıyoruz” ne demektir? Yâni, ne yapıyorsunuz?
Meselâ; “simülasyon verileri” ne demektir? Sözlüklerdeki gibi, “Yalancıktan yapma” mı? Yoksa; benzeri’ni, taklidi’ni yapma mı? Birini yakıştırın ve söyleyin ki, biraz daha bize yakınını anlayalım!..
En çok söylenen sözlerden birisi de “enfekte etti, enfekte oldu”. Aynı soruyu soracağız: Ne etti, ne oldu? “Bulaştı/bulaştırdı” değil mi?
Halkın anlayabileceği lisanla anlatılırsa daha inandırıcı olunur...Bunlar, ‘tıbbî dil”in dışında da târîfi mümkün ifedelerdir. Böylece, mes’eleler, halk/bizler tarafından daha iyi anlaşılır!..
Son olarak, hemen hemen hiçbir şey anlayamadığım bir cümleyi nakledeyim: “Semptromu olan hastalar için bir algoritmamız var”.
Bunu, ya söylemeyiniz yâhut da bizim anlayabileceğimiz bir lisânla ifade ediniz!..
Allah; vefât edenlerimize rahmet, etsin. Hastalarımıza âcil şifâlar versin. Fedâkâr sağlık mensuplarımızın çalışma azmini, gücünü ve sabrını artırsın!..