Milliyetçi Hareket Partisi Tabanında bir huzursuzluk var. Bu huzursuzluğun en kısa zamanda çözülmesi farz olmuştur.
MHP içerisinde bir taraftan İç muhalefetin diğer taraftan MHP Genel merkez yöneticilerinin yaptıkları agresif açıklamalarla tabanı iyiden iyiye yorulmuştur. Kafası karışan taban nerede duracağını ne yapacağını bilememekte siyasi olarak genel merkezin tavır ve davranışlarını da anlamakta güçlük çekmektedir. Bir tarafta iç muhalefetin hücumu devam ederken diğer taraftan başkanlık sistemiyle ilgili düşünceler keşmekeşliğinde karışık duyguların hâkim olduğu bir tabanla seçim sathında hangi noktalarda bileşilecek merak konusu.
MHP lideri ve yöneticileri tabana seslenmelidir. Tabanı rahatlatmalıdır. Tabanla konuşmalıdır. Bölük pörçük yaşayan tabanla barışmalı ortak bir çizgide buluşmalıdır.
Türkiye’nin içinde bulunduğu durum hepimizin malumudur. Yarın başımıza neler gelir, neler gelmez bilemiyoruz. Ancak, tüm Türkiye Milliyetçi Hareket Partisinden çok şey beklemekte ve ümit etmektedir.
MHP, Türk milletinin her zaman güvencesi olmuştur. Vatanını, milletini seven ve sevmekte de sınır tanımayan Ülkücüler her ne olursa olsun liderin ve teşkilatının hep yanında olacaktır. Hiçbir zaman ülkücüler bölünmeyi ve bölmeyi arzu etmeyecektir. MHP’nin daha fazla güçlenmesi ve yol alması için mücadele edeceklerdir.
MHP Genel Başkan adayları her yaptıkları açıklamalarda MHP içerisinde mücadele edeceklerini ısrarla söylerken algı politikasını çalıştıran yanlı basın ısrarla ‘Yeni Parti’den söz etmektedir. MHP’den Yeni bir parti çıkması demek MHP’yi bölmek demektir. Bu raddede yeni bir parti kurmaya yeltenenler ülkücü harekete ihanet etmiş olacaklardır. İktidar Partisine hizmet etmiş, istek ve arzularını yerine getirmiş olacaklardır.
MHP Genel Başkan Adaylarından Sinan Oğan ve Koray Aydın daha önce söylediklerini bugün de tekrar ve ısrar ederken önceki gün Akşener’in yaptığı açıklama adeta bomba etkisi yaratmıştır. Bu açıklama belki çok fazla seslendirilmedi ancak, Meral Akşener’e karşı iyiniyet besleyenler ve duygusal yaklaşanlar bile acaba demeye başlamışlardır. "Önümüzde Başkanlık seçimi var. Önce biz bunun Meclis’ten geçmemesi için elimizden geleni yapmak zorundayız. Oradan geçerse ondan sonra referandumda hepimiz birlikte elimizden ne gerekiyorsa yapmamız gerekiyor. Orada hayır çıkarsa, zaten bütün aktörler değişecek. Bunları yapmak zorundayız. Bunları yapana kadar hiçbir girişimde bulunmayacağız. Ama tüm arkadaşlarıma da söz verdim kimseyi yarı yolda, ortada bırakmayacağım, kimse merak etmesin. Arkadaşlarıma ne düşünüyorlar onlara soracağım, ne düşünüyorlar onlara göre bakacağız.“ (AKŞENER'İN AÇIKLAMASI)
Akşener, şimdiden kulaklara kar suyunu kaçırmıştır. Yani ne demek şimdi bu?
Sizin arkadaşlarınız "parti kuralım" derse ne olacak? Böyle bir niyet ve hedef söz konusuysa baştan bilelim. "Benim dediklerim olursa MHP içinde kalır size genel başkan olurum; yok eğer dediklerimiz olmazsa bir başka parti kurar yine genel başkan olurum" demek midir.
Bu niyetin her zaman gerçekleşme ihtimali vardır.
Ülkücü lider, bulunduğu yerde mücadelesine devam eden, kaçmayı ve ayrılmayı düşünmeyen, kaçarken veya ayrılırken arkasından insanları sürüklemeyandir. Bu düpedüz bölücük olur ki, bunu hiçbir ülkücü kabul etmez ve tavizde vermez.
Parti içerisinde beğenmediğimiz şeyler olabilir ki vardır da. Ancak beğenmediğimiz ve yakıştıramadığımız hususlar karşısında yapılacak hareket bölmek, parçalamak, içeride huzursuzluk yaratmak olmamalıdır. Yapılacak tek şey mücüdele etmektir. Mücadele esas olmalı. Doğruyu bulmak, yanlışı silmek içen tek çare mücadeledir. Ülkücü Hareket Mücadele edenlerin peşinden gidecektir. Ülkücü kendisini satanların ve kaçanların peşinden gitmeyecektir.