Yıl 2009... Türkiye, 25 Mart'ında yaşanan ve Büyük Birlik Partisi'nin (BBP) Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopter kazasıyla sarsıldı.
Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesi üzerinde meydana gelen bu trajedi, Yazıcıoğlu'nun siyasi hayatı, ilkeli duruşu ve dik karakteri ile hafızalarda derin izler bıraktı.
Yazıcıoğlu, genç yaşta siyasete atıldığı andan itibaren, darbe karşıtı söylemleri ve millet iradesine duyduğu derin saygı ile Türk siyasetinin unutulmazları arasında yerini aldı. 31 Aralık 1954'te doğan Yazıcıoğlu, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi mezunuydu. Siyasi hayatına Ülkü Ocakları'nda başlayarak, yolunu BBP'nin kuruluşuna kadar sürdürdü.
Yazıcıoğlu'nun siyasi yolculuğu, Anadolu gençliğinin en iyi şekilde yetişmesine yönelik çalışmaları ve "Eller silah değil, kalem tutmalı." söylemi ile tanımlanır. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi sonrası geçirdiği zorlu cezaevi yıllarına rağmen, davasına olan inancını ve milletine olan bağlılığını hiç kaybetmedi.
2009 yılındaki yerel seçimler için mitinglerine devam ederken yaşanan trajik kaza, Yazıcıoğlu'nun siyasi hayatını ve onun Türk siyasetindeki önemli konumunu sonlandırdı. Kazanın ardından yapılan aramalar sonucunda Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişinin cansız bedenleri bulundu. Bu olay, sadece Yazıcıoğlu'nun ailesi ve sevenleri için değil, tüm Türkiye için büyük bir kayıptı.
Yazıcıoğlu'nun hayatı ve siyasi kariyeri, darbelere karşı duruşu ve millet iradesine olan inancı ile de anılmaktadır. "Ordu gözbebeğimizdir ancak namlusunu millete çevirmiş tanka selam durmam." gibi sözleri, darbelere karşı net bir tavır sergileyen Yazıcıoğlu'nun, siyasette ne denli önemli bir insan olduğunu gösteriyor.
Yazıcıoğlu'nun şiirleri ve sözleri, vatan ve millet sevgisi ile dolu duyarlı yüreğinin bir yansımasıdır. "Üşüyorum" şiiri ve diğer eserleri, onun siyasetçi kimliğinin yanı sıra, duyarlı bir insan olduğunun da ispatıdır.
Muhsin Yazıcıoğlu, siyasi hayatı boyunca sadece kendi partisi ve yakın çevresi için değil, tüm Türkiye için önemli bir kişi olmuştur. Onun vefatı, sadece bir siyasi kayıp değil, aynı zamanda milli bir kayıptır. Yazıcıoğlu'nun siyaset anlayışı, kişisel menfaatlerin ötesinde, ülkenin ve milletin menfaatlerini önceleyen bir anlayıştı. Bu, onu günümüz politik arenasında nadir bulunan gerçek bir devlet adamı yapıyordu.
Yazıcıoğlu'nun hayatı, özellikle genç politikacılar ve liderler için bir ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Onun dürüstlüğü, cesareti ve milletine olan bağlılığı, siyasetin nasıl icra edilmesi gerektiğine dair güçlü bir örnek teşkil ediyor. Yazıcıoğlu, politikada dik duruşun ve ilkelerin mümkün olduğunu gösterdi. Onun hayatı ve mirası, siyasi kariyerlerini kişisel kazanç yerine milletin hizmetine adayanlar için bir rehber niteliği taşıyor.
Yazıcıoğlu'nun vefatından sonra ortaya çıkan sır perdesi, Türk siyasetindeki karanlık alanlara dair soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Bu trajedinin ardındaki gerçeklerin açığa çıkarılması, sadece Yazıcıoğlu'nun ailesi ve yakınları için değil, tüm Türk milleti için bir borçtur. Adaletin sağlanması ve gerçeklerin gün ışığına çıkarılması, onun hatırasına duyulan saygının bir göstergesi olacaktır.
Muhsin Yazıcıoğlu'nun siyasi mirası, onun fiziki varlığının sona ermesiyle bitmedi. O, fikirleri, değerleri ve Türkiye'ye olan sevgisiyle yaşamaya devam ediyor.
Yazıcıoğlu'nun idealleri, bugün bile birçok insan için ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Onun vefatı, bir dönemin sonu gibi görünse de, aslında bıraktığı izler ve değerler sayesinde bir başlangıçtır.
Yazıcıoğlu'nun hayatı ve çalışmaları, gelecek nesillere aktarılacak değerli bir mirastır.
Sonuç olarak, Muhsin Yazıcıoğlu, Türk siyasi tarihinde silinmez bir iz bırakmıştır. Onun hayatı, mücadelesi ve vefatı, siyasetin ne için yapıldığını ve nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini hatırlatan bir ders niteliğindedir.
Yazıcıoğlu, Türkiye için bir kayıp olmanın ötesinde, bir kazançtır; çünkü bıraktığı değerler ve öğretilerle, hala ve gelecekte de yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor.
Vatan ve millet sevdalısı MuhsinYazıcıoğlu’nu vefatının 15. sene-i devriyesinde rahmetle anıyorum. Ruhu şad, mekanı cennet olsun.