Televizyon ve sinema, sadece birer eğlence aracı değildir. Aynı zamanda toplumun değerlerini şekillendiren, nesiller üzerinde etkisi olan güçlü araçlardır.
Özellikle gençler, izledikleri dizilerden ve filmlerden büyük ölçüde etkilenir. Bu yüzden bu yapımlarda işlenen konulara ve sunulan karakterlere çok dikkat edilmelidir.
Son dönemde dizilerde ve filmlerde Şakir Paşa gibi bazı karakterler ön plana çıkıyor.
Güçlü, otoriter ve kural tanımaz tavırlarıyla dikkat çeken bu kişiler, çoğu zaman başarıyı ve gücü kötü yollarla elde eden kişiler olarak gösteriliyor.
Daha tehlikelisi, bu olumsuz davranışlar özenilecek bir şey gibi sunuluyor. Bu durum, özellikle gençler için büyük bir risk oluşturuyor.
Gençler, toplumun geleceğidir.
Onların ahlaklı, dürüst ve sorumluluk sahibi bireyler olarak yetişmesi, hepimizin görevidir. Ancak televizyon ve sinemada bu tür olumsuz örnekler sürekli sunulursa, gençlerin yanlış yönlere sapması kaçınılmaz olabilir. Çünkü genç bir zihin, gördüğü ve beğendiği bir şeyi benimsemeye çok açıktır.
Bugün ekranlarda, kötülüğün bir çözüm yolu olarak gösterildiği çok fazla yapım var.
Şakir Paşa gibi karakterler, bazen güçlerini hileyle, bazen şiddetle, bazen de başka kötü yollarla elde ediyor. Ancak bu kötü davranışlar cezalandırılmak yerine alkışlanıyor.
İzleyiciye, özellikle gençlere, “Başarıya ulaşmak için her yol mübahtır” mesajı veriliyor. Oysa bizim ahlaki değerlerimizde bu tür bir anlayışa yer yoktur.
Türk milleti, daima doğru ve dürüst olmayı, haksızlık karşısında dik durmayı öğütlemiştir. Atalarımızdan bize kalan bu değerler, toplumun ayakta kalmasını sağlayan temellerdir.
Gençlerin de bu değerlere sahip çıkması gerekiyor. Ancak bu, sadece ailelerin değil, aynı zamanda medyanın da büyük sorumluluğudur.
Televizyon ve sinema, toplumu şekillendiren, insanların düşünce yapısını etkileyen güçlü araçlardır.
Bu nedenle bu alanlarda yapılan işler büyük bir özenle hazırlanmalıdır.
Gençlere kötü örnek olacak davranışlar ve karakterler yerine, doğruluğu, adaleti ve ahlakı anlatan yapımlar ön plana çıkarılmalıdır.
Her insan izlediğinden, gördüğünden etkilenir.
Ancak gençler, bu konuda daha hassastır. Onlara yanlış mesajlar veren bir dizi ya da film, geleceklerini karartabilir.
Bu yüzden yapımcıların ve senaristlerin daha dikkatli olması gerekir. Halkın değerlerini, milletin ahlaki temellerini göz ardı eden yapımlar, toplumun geneline zarar verir.
Şakir Paşa gibi karakterlerin ekranlarda nasıl sunulduğu çok önemlidir.
Eğer bu kişiler kötülüğün temsilcisi olarak gösteriliyor ve sonunda yaptıklarının cezasını çekiyorsa, bu bir ders niteliği taşıyabilir. Ancak bu karakterler sürekli övülüyorsa, kötülüğün, hilenin ve ahlaksızlığın bir başarı yolu olduğu mesajı verilir. İşte asıl tehlike de budur.
Nitekim, televizyon ve sinema gibi alanlar, toplumun geleceğini şekillendiren en önemli araçlardan biridir. Özellikle gençlerin ahlaki değerlerle yetişmesi için bu alanlarda yapılan işlerin çok dikkatli hazırlanması gerekir.
Gençlerin doğruya, iyiye ve güzele yönlendirilmesi hepimizin görevidir. Bu, yalnızca bir sanat ya da ticaret meselesi değildir. Bu, milletimizin geleceğini koruma meselesidir.
Televizyonlarda ve sinemalarda kötülüğün övülmesine karşı hep birlikte ses çıkarmalıyız. Yapımcılar, senaristler ve izleyiciler olarak hepimiz bu sorumluluğun bilincinde olmalıyız. Çünkü ahlaklı bir toplum, ancak doğru değerlerle yetişen bir gençlikle mümkündür.