Dünya değişiyor. Teknoloji gelişiyor, şehirler büyüyor, insanlar daha hızlı yaşıyor. Ancak değişmeyen bazı değerler var. Tarihin derinliklerinden gelen öğütler, bugünün insanına hâlâ ışık tutuyor. Osmanlı Devleti'nin manevi kurucusu olarak bilinen Şeyh Edebali, yüzyıllar önce söylediği sözlerle sanki bugünü anlatıyor. Gelin, onun öğütlerini alıp modern dünyaya bir pencere açalım.
"İnsanı Yaşat Ki Devlet Yaşasın"
Şeyh Edebali’nin belki de en bilinen sözlerinden biri: "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." Bugün devletleri, şirketleri, sistemleri ayakta tutmak için inanılmaz çabalar sarf ediliyor. Ancak asıl önemli olan, bu yapılar içinde yaşayan insanların refahı ve huzuru.
Peki, günümüzde insan gerçekten "yaşıyor" mu?
Trafikte, iş yerinde, markette, sokakta gergin insanları görmek artık sıradan.
Birçoğumuz, teknoloji sayesinde daha hızlı iletişim kuruyor ama gerçek sohbetlere zaman ayıramıyoruz.
Şirketler kâr ederken çalışanlar tükenmişlik sendromuyla mücadele ediyor.
İnsan gerçekten mutlu değilse, devletler, şirketler ve sistemler ne kadar güçlü olursa olsun çökebilir. Bugün büyük ekonomilerde yaşanan krizler, çalışanların iş tatminsizliği, ülkeler arası huzursuzluklar aslında bu sözün ne kadar haklı olduğunu gösteriyor.
"Ey Oğul, Güçlü Olmak İçin Öfkene Yenilme"
Öfke, insanın en doğal duygularından biri. Ancak Şeyh Edebali, Osman Gazi'ye nasihat ederken şu uyarıyı yapıyor:
"Öfke bize; sabır sana... Güçlü olmak için öfkeye yenilme."
Bugünün dünyasına bakalım. Sosyal medyada bir yorum görüyoruz, hemen sinirleniyoruz. Birisi trafikte önümüze geçiyor, sinirleniyoruz. İş yerinde bir eleştiri alıyoruz, sinirleniyoruz. Peki, bu öfke bize ne kazandırıyor?
Birçoğumuz, öfkeyle verilen kararların zararlarını sonradan anlıyoruz. Öfkeye kapılıp arkadaşlıkları, iş fırsatlarını, hatta hayatımızın en güzel anlarını kaybedebiliyoruz. Oysa sabır, bize çok daha büyük kazançlar sunabilir. Belki de bazen durup düşünmek, bir adım geri çekilmek en güçlü hamle olabilir.
"Bilen Konuşmaz, Konuşan Bilmez"
Günümüz dünyasında en büyük sorunlardan biri de "her şeyi bildiğini sananlar." Bilgi çağında yaşıyoruz ama çoğu zaman bilgiye dayanmayan fikirler sosyal medyada, televizyon programlarında ve günlük sohbetlerde havada uçuşuyor.
Sosyal medyada gördüğümüz her habere inanıyoruz.
Komplo teorilerini gerçek sanıyoruz.
Konunun uzmanı olmadığımız hâlde her konuda yorum yapıyoruz.
Gerçek bilgi, çoğu zaman sessizdir. Alanında gerçekten uzman olanlar, dikkatle dinler ve ölçülü konuşur. Oysa bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak, günümüzde en büyük hastalıklardan biri haline geldi.
"Kişi Kendini Bilmezse O Kişi Nedir?"
Şeyh Edebali’nin bu sözü, insanın kendini tanımasının önemine dikkat çeker. Peki, biz kendimizi gerçekten tanıyor muyuz?
Sosyal medyada beğeni almak için mi yaşıyoruz, yoksa gerçekten mutlu olduğumuz şeyleri mi yapıyoruz?
Çevremizdekilere uyum sağlamak için mi bazı şeyleri yapıyoruz, yoksa içimizden geldiği için mi?
Kim olduğumuzu biliyor muyuz, yoksa başkalarının bizim için çizdiği yolda mı ilerliyoruz?
Kendini bilen insan, eksiklerini ve güçlü yanlarını bilir. Hedeflerini belirler ve ona göre hareket eder. Ama en önemlisi, başkaları için değil, kendi mutluluğu için yaşar.
"Geçmişini Bilmeyen Geleceğini De Bilemez"
Günümüzde insanlar sürekli "yenilik" peşinde. Yeni telefonlar, yeni teknolojiler, yeni yaşam tarzları... Ancak geçmişi unutan bir toplumun geleceği sağlam olmaz. Tarih, sadece kitaplarda yazan eski olaylardan ibaret değildir. Tarih, bugünü anlamak için bir rehberdir.
Büyük liderlerin başarılarını incelediğimizde, onların hep tarihten ders aldığını görürüz.
Geçmiş hatalar tekrar edilirse, aynı sonuçlar alınır.
Aile büyüklerinin deneyimlerinden faydalanmak, geleceğimizi daha sağlam adımlarla inşa etmemizi sağlar.
Tarih, bize neyin işe yaradığını ve neyin yanlış olduğunu gösteren en iyi öğretmendir. Onu dikkate almayanlar, gelecekte aynı hataları yapmaya mahkûmdur.
Bugünün Dünyasında Şeyh Edebali’nin Sözleri Hâlâ Geçerli mi?
Şeyh Edebali’nin sözleri, yüzyıllar öncesine ait olabilir ama aslında bugünü anlatıyor. İnsan hâlâ aynı insandır. Teknoloji değişmiş olabilir, yaşam tarzımız farklı olabilir ama insani değerler hâlâ geçerlidir.
Eğer modern dünyada huzurlu ve başarılı bir hayat sürmek istiyorsak:
Öfkemize yenilmemeliyiz.
Bilgiye dayanmadan konuşmamalıyız.
Kendimizi tanımalı ve ne istediğimizi bilmeliyiz.
Geçmişten ders alarak geleceğe hazırlanmalıyız.
En önemlisi de, insanı yaşatmalıyız. Çünkü insan mutlu olursa, toplum da mutlu olur.
Büyük fikirler zamansızdır. Şeyh Edebali’nin öğütleri, bugün de hayatımıza yön verebilir. Yeter ki, dinleyelim ve ders çıkaralım…