Bir paket daha bu sabah erken saatlerde Meclis'ten geçti.
Başbakan'ın 30 Eylül 2013 tarihine açıkladığı, İmralı görüşmeleri neticesinde hazırlanan Çözüm(!) Paketi aylar sonra apar topar, sabaha karşı yasalaştı.
Her paket öncesi olduğu cezaevlerindekilerin ve ailelerinin gözü kulağı bu paketten çıkabilecek olası bir ceza indirimiydi. Ama öyle olmadı malesef. Zira AKP Hükümetinin, cezaevlerini de ailelerini de YOK hükmünde gördüğü bir kez daha kesinleşmiş durumdadır.
Vatandaş yaparsa vay haline, kendilerine yakın isimler yaparsa sütten çıkmış ak kaşık. Kendilerine yakın isimlerin cezaevleriyle adları anılınca adalet farklı işliyor. Jet hızıyla işliyor hem de adalet. Bir anda tecelli ediveriyor. Sihirli bir el değiyor. O sihirli elin kim olduğunun ve kimler için olduğunun farkında olmamak için yaylalarda otlayan koyun olmak gerekiyor.
Bir yanda hafta içi yaşanan adamına göre muamele ile daha iddianameleri bile hazırlanmamışları tahliye etmek ve adalet yerini buldu demek, diğer tarafta ise demokratikleşme adı altında hazırlanmış, toplumun her kesimini değil, sadece belli bir kesimini hem de teröristbaşını mutlu edecek yargı paketi.
'Sözün bittiği yer' tabiri işte cuk oturuyor bütün bu yaşananlar sonrası.
Yıllardır cezaevlerinde bekleyen kader mahkumlarına küçük bir indirimi çok gören AKP hükümeti artık mahkum ailelerinin gözünde sıfırlanmıştır. Mahkum aileleri AKP'ye 30 Mart seçimlerinde ve sonraki iki seçimde de sıfırı basacaklardır.
Yıllardır cezaevlerinde bekleyen kader mahkumlarına küçük bir indirimi çok gören AKP hükümeti artık mahkum ailelerinin gözünde sıfırlanmıştır. Mahkum aileleri AKP'ye 30 Mart seçimlerinde ve sonraki iki seçimde de sıfırı basacaklardır.
Birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci yargı paketleri, demokratikleşme paketleri, mini paketlerle mahkumları ve ailelerini oyalayan hükümet, 150 bini aşan sayıları ve 1 milyon civarında yakınları ile bu üç seçimde kendilerine yapılanların hesabını sandıkta soracak ve AKP'yi paketleyeceklerdir.
Buna emin olun...