İzmir'in Narlıdere ilçesinde büyük bir dram yaşanıyor ve bundan neredeyse otuz yıl (30) önce, onlarca aile ve yılların emeğiyle, çalışmasıyla biriktirdiklerini, yapılacak ve yapılma aşamasındaki 5 bloklu binalardan, bir konut alacakları için mutlu oldular.
Nasıl mutlu olmasınlar ki sonuçta kira derdinden kurtulacak ve başlarını sokacakları bir evleri olacaklardı ama bir umutla yerleştikleri evlerine ise arsa sahibinin dava açmasıyla her şey altüst oldu ve onlarca yıldır da umutsuzluk içinde mahkemenin kendileri lehine verecek kararları bekliyorlar. Kooperatifin istinat duvarına gereki özeni göstermediğini ve bu yüzden mahkeme yoluna giden arsa sahibi, sözleşmede kendisine verilen kırk iki (42) daireyi de kabul etmemiş.
Özmavikent Kooperatif sakinlerinin ve başkanınıyla konuştuğumda ise özellikle Narlıdere CHP Belediyesi'nin ve encümenlerinin almış oldukları yanlış karar sonucunda mağdur olduklarını ve neredeyse hiçbir denetime gelmediklerini özellikle belirtiyorlar. Maalesef İzmir'deki CHP belediyelerinde bu durum çokça var, yani yanlış bir karar verip ve sonra da onu düzeltmek isterken de daha çok yanlışa sebebiyet veriyorlar.
Mevzumuza dönersek dile kolay otuz yıllık bir süreçte, kooperatif üyelerinin anlatımlarından öğrendiğim kadarıyla kimi ev sahipleri bu nedenden dolayı hastalanıp öldü ve kimileri ise psikolojik bunalımlara girdi. Doksan sekiz (98) aile ve yaklaşık beş yüz kişiden fazla insan nereye gideceklerini bilmiyorlar şu an, çoğu emekli ve çalışmaz halde olan bu insanlar sahipsizler mi?
Olmalılar ve olamazlar da çünkü Kenar-ı Dicle'de bir kurt bir kuzuyu aşırdığında ben sorumluyum ve yalnız bırakmam diyen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın kendilerine yardım etmelerini bekliyorlar ve ben de kooperatif sakinleri gibi sonuna kadar inanıyorum ki kendisine ve kim olursa olsun şahsına yardım talebi çağrısında bulunduğunda, iki eli kanda bile olsa kimseyi sahipsiz bırakmayan Cumhurbaşkanınımız, bu mağdurların sesini duyacaktır.
Renk, ırk, millet ve parti fark etmeksizin, kendisinden bir yardım istenildiğinde, yardıma koşan ve elinden gelenin en iyisini yapan Recep Tayyip Erdoğan'a tüm mağdurlar adına yardım çağrısında bulunuyoruz.
Onlarca insanın sokaklara atılması ve vebalinin kıyamete kadar gideceğini inancımız tamdır ama neredeyse tüm aileler çoluk çocuğa karışmış ve kimilerinin torunları bile evlenmiş, şimdi bu insanları ve onca yılın emeğiyle biriktirip aldıkları evler moloz yığınına mı dönecek veya dinamitlerle gözlerinin önünde yerle bir mı edilecek? Daha çok mağdurun hastalanıp ölmesine ve dertleriyle başbaşa kalmalarına Sayın Cumhurbaşkanımız izin vermeyecektir ve tüm mağdurların isteği bu doğrultudadır.
Kooperatif başkanı ve kooperatif sakinleriyle konuştuğumda, evlerinden çıkarıldıkları takdirde ise bazıları sokaklarda yaşayacaklarını ve bazıları da akrabalarının veya arkadaşlarında kalacaklarını çünkü maddi güçlerinin olmadığını belirttiler.
Nereye gidecek bu insanlar? Kimseye kambur olmak istemediklerini ve hatta bazı bina sakinleri ise evlerimizden atılacağımız günler bizim ölüm günümüzdür diyor. Görüldüğü üzere büyük bir trajedi yaşanıyor, herkes endişeli ve korku içinde, nasıl olmasınlar ki yıllardır yaşadıkları evlerinden atılmayı kim içine sindirebilir ki!
Son sözümüzü en başta söyledik aslında ama yine de kooperatif sakinlerinin söylemlerini son defa belirtmek gerekirsek, Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın kendilerine yardım edeceği günü sabırsızlıkla bekliyorlar, umutları ölmeden ve bedenleri toprağa düşmeden bir yardım eli talep ediyorlar reis- i cumhurlarından.