Kalabalıkların öylesine olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bir kalabalık düşünün! Hiçbir gayesi olmadan öylesine giden bir kalabalık…
Kalabalığın İskeletini Oluşturan Uzuvlar
Eğer bir kalabalık varsa bunun bir sebebi, mantığı ve ruhu olmalıdır değil mi?
Hiçbir kalabalık kendiliğinden oluşmaz; mutlaka bu insanları bir araya getiren, kalabalığı oluşturan bir sebep vardır.
Bugün bu kalabalığın, mantığını, psikolojisini ve ruhunu konuşacağız.
Kalabalığın oluşmasında mutlaka bir sebep vardır; bunun parçaları da olmalıdır.
Kalabalığın Önünde Yürüyenler
Kalabalığın önünde yürüyenler, hızlı ve emin adımlarla yürür ve kalabalığı peşinden sürüklerler. Bunlar kalabalığın beynidir. Bunlar bir gayeye bir ülküye kilitlenmiştir. Bu beyinler gittikleri yöndeki yollarda karşılaşacakları her zorluğa bela ve musibetlere öncesinden razıdırlar.
Bu beyinler gelecekteki her zorluğu, her meşakkati, her çileyi önceden kabul ettikleri için yaşadıkları sıkıntıları dert etmez hatta işin ruhuna uygun hareket ettiklerinden dolayı çocu zaman dertleri zevk edinirler.
Kalabalığın Ardından Gidenler
Kalabalığın ardından gidenler ise kısa boylu tıknazdırlar. Ya da uzun boylu göbeklidirler. Çoğunlukla geri kalmalarının da sebebi budur. Bunlarda art niyet ve samimiyetsizlik aranmaz. Zaten ter-su içinde kaldıklarından dolayı mütemadiyen hep yürürler. Kalabalığın neresinde yürürse yürüsünler Onların da bir değeri ve mantığı vardır.
Kalabalığın Yanında Yürüyenler
Kalabalığın yanında yürüyenler'de sanki kalabalıkla hiç ilgisi yokmuş gibi görünürler. Bunlar aslında gönüllüdür ve kalabalığı göz hapsinde tutarlar. Dışarıdan müdahaleyi görürler ve gereğini yapmak için hazır ve tetikte yürürler. Bunlar kalabalığın iskeletini oluşturan uzuvlardır.
Kalabalığın Ortasında Yürüyenler
Kalablığın ortasında yürüyenler vardır ki, bunlarda gürültücüdür; asla öne geçmezler, önde olmanın tehlikesini bilirler. Arkada da kalmazlar, kalabalık hedefe ulaştığında kavuşacakları nimetlerden, ganimetlerden uzak kalmak onların dayanabileceği bir şey değildir. Bu insanlar genellikle dedikoducu, iftiracı, asalak tiplerdir. Kalabalığın düşmanı da bunlardır. Eğer o kalabalığın içine bir casus- ajan sokulacaksa işte bu ortadaki gurubun içinden tercih ederler.
Beşinci Uzuvlar(Balkoncular)
Diğer taraftan kalabalığın beşinci uzvu vardır; bunlara da balkoncu diyoruz. Balkoncular, kalabalığın en ifrit, en yalan uzvudur. Bunlar kalabalığın amacını ve gücünü en iyi bilen en çok bilenlerdir.
Kalabalığın yürüyüşü esnasında karşılaşılan bazı engellerde balkoncular çıkar ortaya. Gücünü, nüfusunu, parasını kullanarak ortaya çıkan engelin aşılmasını sağlayan balkoncular, asla balkonlarından aşağı inmez sonucu izlerler. Aslında onlar için sonuç çokta önemli değildir. Kalabalığı zaman zaman ihtiyaçlarını karşılarlar. Ancak düşmanı da gizliden gizliye beslerler. Bu balkoncular bir karşılık beklemedikleri için bu kalabalıkların her zaman ağabeyidirler.
Sanırım kalabalığın iskeletini ve psikolojisini bir kalıba soktuk. Bu kalabalığa bir mana katabilmek adına bir isim vermemiz gerekir.
Ulviyetin ve uhreviyetin uç noktasında KALABALIK, Millet adını alır. Bir daha ki yazımızda “Kalabalığın Millete Geçeşi” ni Anlatacağız.
Hoşçakalın.