Daha önceki yazımızda, “Kalabalığın İskeletini Oluşturan Uzuvlar” başlığını kullanmıştık. Kalabalığın Önünde Yürüyenler, Kalabalığın Ardından Gidenler, Kalabalığın Yanında Yürüyenler, Kalabalığın Ortasında Yürüyenler, Beşinci Uzuvlar (Balkoncular) şeklinde de ara başlıkları altında değerlendirmelerde bulunmuştuk.
Makalemizin son bölümünde ise Ulviyetin ve uhreviyetin uç noktasında KALABALIK, Millet adını alır. İfadelerini kullanmıştık.
Kalabalığı bir arada tutabilmek için mutlaka ulvi ve uhrevi değerlerle desteklenmesi gerekir. İşte o zaman kalabalıklar millet olur. Millet olmanın olmazsa olmazı mensubiyet şuuruna erişmektir. Mensubiyet şuuruna erişmek için ise ortak değerlerimizi askariden azamiye doğru çoğaltmak gerekir.
16 bin Yıllık millet tecrübesi ırk, dil, tarih, din, vatan, ülkü ve kültür, gibi değerlerde bir olmamızı gerektirir. “Kalabalığın İskeletini Oluşturan Uzuvlar” başlıklı makalemizde belirttiğimiz gibi, milletin yalnızca nimetlerinden faydalanmak için yaşayan balkoncular gibi etliye-sütlüye karışmadan millete ne kadar verdiğini bilmeden şuursuzca muhalefet eden ortada yürüyen güruhta var.
Fakat her şeye rağmen önde giden bir gayeye, bir ülküye sahip değerlerimiz olduğu gibi elinden bir şey gelmese de tıknefes-ter su içinde arkadan gelen iyi niyetli dava ve gönül erbabı – gönül eri insanlarımızı asla unutmamak gerekir. Varlığını kimsenin bilmediği milletinin yalnızca sıkıntıya düştüğünde ortaya çıkan ya da çıkacak olan kahramanlarımız oldukça kalabalıklar millet olur; yaşadıkları yer vatan olur.