Türkiye’de siyaset devlet ve millet lehine işlemekten ziyade kişilerin menfaatleri doğrultusunda işletiliyor.
Türk milletinin geleceği önemli olmaktan çıkarılmış, yandaşların, arkadaşların, akrabaların, ve partililerin geleceği yönünde rota ayarlanmış, kaptan ve mürettebat buna göre tanzim edilmeye başlanmıştır. Yıllardan beri devam eden hassas çalışmalar neticesinde zaman ve zemin ustaca kullanılarak ülke bölünmenin eşiğine getirilmiştir.
İnsanlarımızın ekonomik sıkıntıları giderilmek yerine vatandaş borç batağı içinde yapayalnız bırakılmıştır.
Ülke ekonomisinin çözümsüz halini vatandaşın sırtına binerek çözmeye çalışan hükümet diğer taraftan israf derecesinde ki harcamalarıyla dünyanın diline tebelleş olmuştur.
MHP Milletvekili Lütfi Türkkan, Ak-Saray harcamasının işsizlik fonundan karşılandığını ve bunu Bakanlığın gizlediği iddiasında bulunuyor. 79 milyar liraya ulaşan İşsizlik Fonu’ndan 2,2 milyarın nereye harcandığı hala bir cevap bulmuş değil. Kulisler bu anlamda adeta çalkalanıyor. Ve dolayısıyla Çalışanların işten çıkarıldığında mağdur olmaması için kurulan İşsizlik Fonu’nda 79 milyar lira birikirken devasa miktara ulaşan paranın amaç dışı kullanılması eleştiriliyor. MHP’li Vekil kesin olarak bildiğini savunarak ve iddia ederek; “Ak Saray harcamasının İşsizlik Fonu’ndan karşılandığına dair net bilgiye sahibim.”diyor.
Bilindiği üzere 57. Hükümet döneminde, kamuda kadrolaşmanın önüne geçmek amacıyla kamuya personel alımlarının merkezi sınavla yapılmasına karar verilmişti. Bu uygulama ile birlikte torpilde sona ermişti. Bu zaman içinde AKP Hükümetinin gayretli çalışmaları neticesinde delinmeye başlanarak bazı kurumlarda sınavsız personel alımına gidilmişti.
Bu konuyla alakalı Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Bazı kurumlara sözlü sınavla bazı kurumlara da KPSS olmadan yazılı ve sözlü sınavla eleman alınması kararı, kamuda kadrolaşmanın geldiği içler acısı hali gösteriyor diyerek tepki göstermişti.
KPSS’ye umut bağlayan milyonlarca genç bekleye dursun, eğer “yandaş” değillerse daha çok bekleyeceklerdir.
‘Yandaş’sanız zaten sınav falan işin hikayesi…
Hayırlı uğurlu olsun artık türkiyede kadrolaşmanın kapısı ardına kadar açılmıştır.
Maliye Bakanlığı’nda geçen yıl da denetim alımı sınavlarında ‘renkli fişlemeler’ yapıldığı ve adayların ‘Cemaat üyeleri’, ‘Gezi eylemlerine destek verenler’ ve ‘Alevi olanlar’ olarak kırmızı listeye alındığı iddia edilmişti. AKP’ye bağlı olanların mavi listede, hiçbir görüşe yakın olmayanların da yeşil listede işaretlendiği uyguluma, memur adayları tarafından tepkiyle karşılanmış ve yargıya taşınmıştı. Yargı süreci ise hâlen devam ediyor.
Ne desek boş. Atı alan Üsküdar’ı geçiyor. At bulamayanlar yaya kaldırımlardan bile geçemeyecek.
Hani adalet ilkesi, eşitlik ilkesi, tarafsızlık ilkesi.?
Her ne oluyorsa garibanlara oluyor.
Tek çaremiz kaldı: artık hepimiz AKP’li (!) olacağız.
İşe girmek için; ticaret yapmak için, ihalelere girmek için, pazarda limon satabilmek, kalabalık caddelerde simit satabilmek için AKP'li olacağız.
En doğal hakkınız olan resmi dairelerde bile işlerinizi görmeniz zor artık.
Bu zorluklardan kurtulmanın tek bir yolu kaldı.
YANDAŞ OLMAK.
Ve KARA LİSTELERDE YER ALMAMAK…
İster kabul edin ister etmeyin ama geldiğimiz nokta bu.