12 Eylül 1980 güdümlü darbenin üzerinden 41 yıl geçti.
12 Eylül Darbesini yaşayanlar bir daha aynı hadiselerin yaşanmaması için yazmalı, tecrübelerini aktarmalıdır. Yazacak o kadar çok şey var ki, binlerce sayfa kitaplar yazılsa yine de kifayet etmeyecektir.
12 Eylül, darbeler tarihinde başarıya ulaşmış, profesyonelce hazırlanmış ve gerçekleştirilmiş önemli bir tarihin adıdır.
12 Eylül’ü yaşayanlardan birisi de benim.
Tam 41 Yıl önce bugün darbeciler tarafından işgal edilen Emniyet Müdürlüklerinde ve Askeri Kışlalarda aylarca süren sorgulamalar ve işkenceler ardından özel donatılmış askeri mahkemelere sevk edildik.
Ben o zamanlar daha çocuk yaşta idim. Henüz 18 yaşını bile gün almamıştım.
Benim gibi yaşları 15 ile 20 arası bir sürü genç ellerine kelepçe vurulup, başlarına maske ve çuval geçirilip sorgulanmak üzere götürüldü.
Özel olarak hazırlanan mekânlara götürüldük. Özel olarak seçilmiş timler tarafından sorgulandık; işkencelere tabi tutulduk.
Darbenin baş sorumlusu, başkomutanı Kenan Evren ve yaverlerinin emrinden çıkmayacak, talimatlarla yönlendirilen savcılar ve hüküm verecek hâkimler tarafından yargılandık.
Gençliğimizi elimizden alan yeni bir dönemin, karanlık bir dönemin ilk karanlık dehlizlerine adımlarımızı attık. Darbeleri daha önce tecrübe etmemiştik.(!) Sabahın ilk saatlerinde uykudan gözlerimizi açtığımızda yeni bir karanlığa uyandığımızın farkında bile değildik.
Türkiye’de değil sanki… Düşman eline esir düşmüştük. Toplama kamplarında emir komuta zinciri hâkimdi. Yüzlerinde tüyü bitmemiş genç insanların sayısı yüzde ellinin üzerindeydi.
Umutlarımızdan, hayallerimizden vazgeçmemiştik.
Bizim büyük ülkülerimiz sevdalarımız vardı. “Bizler ‘dava’yı Ağrı Dağı’nın zirvesine çıkaracaktık.” Fırtınalar, boralar, ölümler bizi yolumuzdan çeviremezdi. Umursamadan yürüdük acıların gözyaşların ve çığlıkların arasından…
Zirveye çıkacaktık. Yolumuzdan hiçbir şey çeviremeyecekti bizi. Veremeyeceğimiz hesap yoktu. Alnımız ak, başımız dik, vicdanımız rahattı. Öyle oldu, 12 Eylül darbecilerinin hazırladığı mahkemelere ve darağaçlarına düğüne gider gibi gülerek gittik.
12 Eylül'ü gerçekleştirenler hakkında Yıllar sonra yani 7 Nisan 2011 tarihinde ilk soruşturma başlatıldı. 4 Nisan 2012 tarihinde darbenin yargılanmasına başlandı. Dava sonucunda Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya, 765 sayılı TCK'nin "Devlet kuvvetleri aleyhine cürümler" başlıklı 146. maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldılar.
NOT:
Resmi rakamlara göre 650 bin kişi gözaltına alındı. Bunların yüzde 95’i işkenceye tabi tutuldu ve işkencede 171 kişi öldürüldü. 1 milyon 683 bin kişi fişlendi, 50 kişi idam edildi, Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.
Allah bir daha 12 eylülleri bu memlekette yaşatmasın.