AKP Ağrı Belediye Başkan adayı Savcı SAYAN katıldığı bir programda Kürtçenin okullarda zorunlu ders haline getirilmesine dikkat çekti. Batıdan Doğuya gelen bireyler arasındaki iletişimi artırmak adına böyle bir fikrinin olduğunu beyan etti.
Çözüm sürecine ilişkin açıklamalarda bulunan SAYAN acaba Çözüm sürecine hasret mi duymaktadır ? Söylemlerinde ayrışmanın olmadığını önceden belirten SAYAN ; ‘’İngilizce Öğreneceklerine Kürtçe öğrenilsin’’ dedi.
"İngilizceden taviz vermemişlerdir."
Evvelinden beri vaatler arasında da süre gelen bir tabir vardı; Kürtçe radyo televizyon ve eğitime de vakti zamanında hep dikkat çekmeye çalışmışlardır. Bu husus üzerinde Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ gaflet ve delalet içerinde bir talep olduğunu açıkca belirtmiştir. Milli uyanıklık ve Milli kültürü parçalamaya ve ayrılığa hız verileceği için sert bir şekilde ikaz etmiştir. Bu taleplerin Dünya ülkelerinde de olduğunu ancak Fransa’da aynı talep söz konusu olduğunda Fransızca dışına çıkılmadığını. Aynı şekilde Amerikanın 120 den fazla çeşitli milletden oluşan bir devlettir. Böyle bir yapıya sahip olmasına rağmen eğitim, kültür ve resmi dilleri İngilizceden taviz vermemişlerdir. Dünya devletlerinden örnekler vererek bu durumu sert bir şekilde eleştiren TÜRKEŞ, Milli uyanıklığın şart olması gerektiğini vurgulamıştır.
"Türklüğün vicdanı bir, dini bir, imanı bir; fakat hepsi ayrılır, olmazsa lisanı bir.” (Ziya GÖKALP)
"Dil bir milletin mihenk taşıdır. Ama evvelinde o dile ait yazılı edebi ürünlerin varlığı olmalı gereklidir ki belirli bir statü sahibi olsun. Çünkü eğitim dili olcaksa en başta aranması gereken husus budur." Açıklamaları nazik bir şekilde sadece anlaşma ve iletişim kurma olarak gösterilse de bunun iyileştirecek bir yanı yoktur.
"Yerlerinden zıplayan Sosyalist ve Ulusalcılar..."
Kişi ana dilini elbette konuşacaktır, elbette ana diliyle iletişim kuracaktır. Ama bunu resmi dili Türkçe olan ve bu kadar asimile ve kültürel emperyalizm tuzakları ve saldırılarının arttığı bir dönemde talep etmek sizce ne kadar doğrudur ? Kültürel emperyalizm zaten Türk Milleti için muazzam bir savaş durumu halindedir. Milli şuur ve Milli kültüre sımsıkı sarılmak zorunda olan Türk gençliği bu tür karşılarına çıkan durumlarda elbette geri adım atılmasa bile yerinde saymaya sebep olacaktır. Benim Kürtçe eğitimi hususuna bu tavrımdan ötürü yerlerinden zıplayan Sosyalist ve Ulusalcılar da sakın Faşizan bir söylem oluşturmaya kalkmasın.
"Dil bir milletin beynidir"
Türk milliyetçileri birleştiricidir kucaklayıcıdır. Ama Türk Milliyetçileri Milli şuur ve Kültür hususunda uyanık davranmak zorundadır. Asıl bu taleplerde bulunanlar üzerine pembe bir perde çekmeye çalışsalarda bu ayrımın ve gafletin zuhur ettiği haldir. Türkçe eğitimin güçlenmesini talep etmeyip de neden farklı arzulardasınız? Bunun yerine Türkçe Eğitimi hakkında güçlü bir kadronun eğitim talebinde bulunsanız daha efdal olmayacak mıdır? Türk kültürüne her yerden akın akın saldırılar düzenlenirken böyle bir talep ve isteklerin kazanç mı vardır yoksa kayıp mı ? Buna seçim bölgesinde Aziz Milletimizle karşı karşıya olan politikacılar cevap vermelidir. Bu kararıda ; Aziz milletimiz vermelidir. Dil bir milletin beynidir. Onu yaşatmak zorunluluğu milleti oluşturan temel unsurlar arasındadır.
“Türk Milletinin dili, Türkçedir. Türk Dili dünyanın en güzel, en zengin ve en kolay dilidir.” (Mustafa Kemal Atatürk)
Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurucusu ATATÜRK, en kolay ve zengin dil olan Türkçemiz hakkında sözlerini beyan etmiştir. Peki şimdi sizin bunu zorluk olarak görme isteğinizin altındaki hakikat nedir ?
Kürtçe dersin zorunluluğunu istemekteki arzunuzun altındaki gercek nedir ?