İnsanı yaşat ki Devlet yaşasın! Bu düsturun gayesi nedir?
Bu şiarın ölçüsü şudur ; Töreden ayrılmadan Devlet düsturumuz ile hareket etmektir. Göçebelikten yerleşik hayata, Beyliklerden Devlet’e bu düstur ile geldik. Hiçbir zaman Töre tavizi verilmeden
Töre konuşunca Han susar! Bu derinlik, bu içtenlik, bu kural Türk’ü Türk yapan özdür.
Sırrı muhafazaya hakimiyet de zaten buradan gelir. Sırrı muhafaza nedir peki? Sırra nail olanların Devlet ve Milletin akıbeti için dil hakimiyetini yapmalarıdır. Bu dilin hakimiyeti kilit noktalarda olan, kilit noktalardaki sırlara vakıf olanların bu sırra sadık kalmaları gereğini vurgular. Devlet böyle yönetilir, Millete böyle hizmet edilir. Bu Devlet Terbiyesi ile olanlar ancak hizmet edebilir. Bu hizmetin, bu şiarın şartı Devlet Milleti ile ebedi müddet var olmasıdır.
Devlet Terbiyesi ; Devlet ve Yüce Türk Milletine sonsuz itaat ve sadakat ile olur. Devlet Terbiyesi Türk İslam hukuku ile olur. Devlet terbiyesi yediği kaba ihanet etmemektir. Biz Türk Milleti olarak bu terbiye ile ayakta dururuz. Türk Cihan Hakimiyeti mefkuremizin özü Devlet Terbiyesidir. Bu terbiye Türk Töresi ve İslam ahlakıdır.
Devlet Terbiyesi; edep ve haya ekseninden şaşmadan Milli Menfaatler için yürümektir. İŞİ EHLİNE VERİN! (nisa 58) buyrulduğu gibi ehiller ile olur. Terör örgütü FETO ve APO nun Devlet’in kurumlarına sızmasındaki ve orada ihanetin havuzuna su taşımaları, bu terbiyeden yoksun olanların tavizi ile baş göstermiştir. Devlet terbiyesi almamışların Devlet ve Millet hizmetinde olması zarardır! Hezeyandır! Devlet Terbiyesi ise öyle girdikleri sınavlarda veya mülakatlarda edinecekleri bir durum asla değildir!
Devlet ve Milletin dizi dibinde tedrisattan geçmektir. Bu eğitim şarttır, bu eğitim olması gerekendir. Olmadığı takdirde sızmalara sebebiyet verir ve sonucunu topyekun çekmek zorunda kalıyoruz ve kalırız. Devlet terbiyesi Eline, diline sahip olmayı gerektirir. Yolsuzluk, ifşa gibi ahlaksız eylemlerin zuhuru Töresiz ve terbiyesizlikten gelir.
Hangi kurum olursa olsun, hangi iş söz konusu olursa olsun Devlet terbiyesi şarttır.
Bu Devlet Terbiyesi ; Milleti sevmek ve Devlet’e hizmet etmekten geçer. Had bilmekten başlar ve had bildirmeye kadar devam eder. Devlet’in gücünü idrak edemeyenlere sil baştan gösterilmelidir bu güç ve kudret. Çünkü Devlet; Milleti ile ayakta durur ve bu milletin sadakatli ve özverili çalışması en büyük şarttır.
Disiplinsiz her oluşum tehlike ve ihanet doğurur. Devlet disiplini her çalışanın gönlüne ve zihnine kazınmalıdır. Nerede ve ne için çalıştıklarının bilincinde olunmalıdır. Devlet Terbiyesi sadece ve sadece Devlet ve Milletin milli ülkü ve milli çıkarı içindir. Bu terbiye duruştur ve bu terbiye yeri geldiği vakitte vuruştur. İşte bu sebeple Ülkücü hareketin kadrolaşması şarttır. Çünkü Ülkücü Hareket bu terbiye ile hareket etmektedir. Ülkücü Hareketin adım attığı yerde Devlet Terbiyesi şahlanır. Devlet Terbiyesi var ise orada hakiki manada hizmet vardır.
Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkü Ocakları Devlet terbiyesi ile bu ahlak ile kadrolar yetiştirir. Felah Devlet Terbiyesi ile bezenmiş Ülkücülerin kadro harekatıdır. Neme lazım diyenlerin, aman bana ne! Diyenlerin, gamsız ve liyakatsiz insanların Devlet kurumlarında vazifede bulunması, onların ihanet ve gevşeklikleri ile nihayeti ve neticesi kötü olan sonuçlara meydan verir.
Devlet ve Millet bütünlüğünü idrak edemeyen, Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve Yüce Türk Milletine hizmet edemez!
Türk Milliyetçiliği, bu Devlet terbiyesi ve ahlakı üzerine kurulmuş bir kurumsallaşmayı ifade eder. Her türlü darbe ve ihtilal teşebbüslerinin önünde bu Devlet terbiyesi set olur. Türk Milliyetçiliği ; bu gaye ile hareket eder ve ettirir.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel başkanımız, Bilge Liderimiz, Ahlak abidemiz, Türkmen Beyimiz, Başbuğumuzun emaneti, Dürüstlüğün ve adaletin timsali; Sayın Devlet BAHÇELİ beyefendinin emrinde ve izinde Ebedi Devlet Terbiyesindeyiz. Bize bu terbiyeyi Devlet Beyimiz vermiştir.
Apocu ve Fetocu hainlere nefes aldırmamanın da yek yolu Devlet terbiyesi almış insanların bulundurulmasıdır. Galeyandan uzak aklı selim bir harekettir bu. Bu yüzden Ülkücü Kadro şarttır ve hakikattir. Allah, Vatan, Millet yolunda olanların Devlet kadrolarında olmaları şarttır. Marksist düşüncenin temeli Maddiyat olduğu için, yıllarca bu gibi ahlak kurallarına karşı çıkan söylemlerde bulunuyorlar. Onlar için tek gereken husus materyalist bir düzen sebebi olduğu in, elbette sosyalist düşüncelerinin izinde Ahlak yoksunluğu ile devam edeceklerdir. Töreyi elinin tersiyle itenler, kendilerini hep Okyanus ötesinin kucağında, Kandilin kollarında, Moskof hayranlığında bulmuşlardır. Türkiye Cumhuriyeti Devlet’inde sadece ve sadece Devlet Terbiyesi almış olanların tek tek seçilerek çalıştırılması şarttır. Mülakatların esası Devlet Terbiyesinin gözetilmesidir. Amir ve memur ilişkisi zaten bu Devlet Terbiyesinden gelmektedir.
Devlet Terbiyesi almayanların işgal ettiği yerlerde ; 68 kuşağının darbe meraklısı sol ve sosyalistlerin içlerinde ki, rezil emellerini gerçekleştirmek için böyle hayasız söylemler etmektedirler. Devletin kolonları töre sahibi, Türk Milliyetçisi, Adaleti ve Ahlakı bilenlerin üzerinde olmalıdır. Adalet terazisinin Ahlak ve edep terazisi olduğunu bilmeleri ile ancak bu düzen sağlam kalır. Ülkücü hareket nefes aldığı sürece Devletin kolonları bizim üzerimizdedir. Ülkücü Kadro ; Hiçbir haine, hiçbir fitneye ve hiçbir laubali hususa meydan vermeyen bir Devlet Terbiyesine sahiptir.
Devlet Terbiyesi, temeli ;Allah rızası, Devlet ve Millet sevgisi, Adalet, ahlak, edep, sırrı muhafaza, yüksek fedakarlık, sonuna kadar teslimiyet, ebedi temsildir.
Allah Türkiye Cumhuriyeti Devlet’imize ve Yüce Türk Milletine zeval vermesin inşallah.