Ey Türk Gençliği. Bir mübarek baş kaldırıdır bu Mübarizce. Sütçü imam olur dik durur, Hasan Tahsin olur ilk kurşun olur. Senin adın Türk. Varlığını Türk’ün varlığına armağan eden o yüce ruh, o mukaddes davanın sancaktarı. Kelimelerin yetersiz kaldığı o KUT almış Kudretsin o beden de can bulansın. Asaletini damarlarındaki kandan alan o durmak bilmeyen tufansın acunu baştan başa saran. Nedir seni bu bilinmezlikler içerisine sokan. Karanlıkları aydınlığa kavuşturacak o direniş sende mevcut. Yeni ufuklara hürriyetin namını duyuran o yiğitlik sende mevcut. Bilinmezlik ve kimsesizliğin olmadığı Tanrı’nın koruduğu ve yücelttiği o muazzamsın sen. Senin adın Türk gençliği. Kızınla yurt kuran, oğlunla ordu olan o asil soyun teminatı sensin!
Altaylardan Tuna’ya
Kafkaslardan Bosna’ya
Çin ilinde Kürşad
Türkistan da Enver Paşa
Medine de Fahrettin Paşa
Bugün Türk gençliğine yüklenen misyon ve vizyon sebebi ile geleceğin tek teminatı konumundadır. Her taraftan yangın yerine dönen memleketin ilim ve irfan İhtilalinin ateşini yakacak Türk Gençliğidir. İktisadi yönden, coğrafi yönden, sosyolojik ve psikolojik alandan, siyasi arenaya kadar hakimiyetin portalı Türk Gençliğidir.
Gençliğin içinde bulunduğu kültürel emperyalizm illeti ile karşı karşıya kalması ; Özünden uzak tutularak farklı güruhların arzu ve istekleri ile donatılmak istenmektedir. Bu isteyişin sebebi Türk’ün son Devletinin üzerinde ki kirli oyunların ve kahpe emellerin arsız bir nihayet ile neticelenmesidir. Bu haşereleri, bu tümörü, kurutacak ve kökten çözecek Türk Gençliğidir. Kalemleri kılıç eyleyip. En büyük kavgayı okul sıralarında verecek olan gençliğimiz; Milli ve Manevi değerler için vakti zamanında verilen mücadele ruhunu nişan eyleyip bu husus çerçevesinde hareket etmelidir.
Peki nedir bu hassasiyet. Milli bir yönetim ve Milli bir hakimiyet töresizliğe ve disiplinsizliğe mahal vermeyecektir. Milli kimliği oluşan kadroların söz sahipleri Türk Milliyetçileri olmak zorundadır. Kaygan zemin üzerinde olan o deri koltuklardaki oturan gölgeleri oralardan alacak kudret okuyan, araştıran ve sorgulayan bir Türk gençliği ile olacaktır. Tarihsel süreçte gençliğin içine çekildiği ve halen de çekilmekte olduğu bu savaştan zaferle çıkmak mecburi bir Milli vazifedir. Gayesiz ve amaçsız bir topluluk hezeyana uğramaya mecbur kılınmıştır. Bu hazin sonu yıkacak sahalar ise Devlet Erki başta olmak üzere, en muazzam kadrolarda bulunması gereken Milli Ülküyü zemzem misali kana kana içen Türk gençliğidir.
Hoşlanmadığı, gidişatını sevmediği bir konuyu düzeltecek tek çözüm ; o sorun olan bölgeye sorunu çözecek bilgi ve donanıma sahip kişilerin gelmesidir. Bu liyakat ve sadakat sahibi Türk gençliğinde olmalıdır. İvedilikle bu kördüğümü çözecek gençliğimizdir.
Milli Ahlak ile yetişip, Milli Ülkü ile boy vererek. Cehalet okyanusunda ilim kulaçları atarak ; leş kargaları ve baykuşların pusuda beklediği bu dönemde onlara meydan vermemelidir. Devletimizin her kadrosunda Allah, Vatan, Millet yolunda Türk Gençliğimiz olmak zorundadır. Bu zorunluluğun kaybedecek vakti yoktur. Kan emici bu vampirlerin, Mezopotamya farelerinin, Okyanus ötesi tapınakçılarının, Kandil hainlerinin, Mason localarında haritacılık yapanların KAFALARINI EZMEK TÜRK GENÇLİĞİNİN ASLİ VAZİFESİDİR..
Kalemleri kılıç, kitapları kalkan eyleyip bu arsız ve soysuzların haddi TÜRK GENÇLİĞİ Tarafından kazanılan Milli Kadrolar ile verilecektir.
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE