27 Mayıs 1960 darbesinin üzerinden 60 yıl geçmiş olmasına rağmen hala kahırla anılıyor. Kim yaptı neden yaptı gibi soruları tarihçilere bırakarak ken penceremden değerlendirme yolunu tercih edeceğim. Her darbe milletin sırtına saplanan bir hançer gibidir. Dikkat edin kalbine demiyorum. Zira Brütüsler kalbinden değil sırtından vururlar insanı. Ordusuna bu denli güvenen bu millet darbe ile sindirilmek istenmiştir.
Özgürlükler ülkesi olma yolunda ilerleyen ve bunun mücadelesini verdiklerini söyleyenler tarafından seçilmiş Başbakan ve iki bakanı darağacına götürülmüştür. Tarihe utanç tablosu yazdırılmış, ülkemiz dünyaya mahcup duruma düşürülmüştür. Darbe samimiyet güven düşünce ve cesaretten uzak kişilerin başvurduğu kirli tezgahtır. Bunu yapanlar sinsi kimselerdir. Bulanık ve müsait havayı oluşturabilmek için hiçbir şeyden kaçınmazlar. Milleti sürü kendilerini sürünün sahibi olarak görürler.
Neyse;
27 Mayıs 1960 darbesinin üzerinden 60 yıl geçti geçmiş olmasına da kendisinden sonra gelecek baskılara ve özellikle 12 Eylül 1980 darbesine yol hazırladı.
Tabi 1970 gibi ara darbeleri gözardı etmezsek 28 Şubatları, 15 Temmuz 2016 Darbe kalkışmasını gözden kaçırmazsak ülkemizin içerisinde bulunduğu duruma yol açanların arkalarında bıraktığı faturayı daha iyi anlayabiliriz. "Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir" Sözünün altında yargılanan onbinleri nasıl unutabiliriz.
Gidip gelmeyenleri... Gelip ölümünü bekleyenleri... Bir darbe köpek ve bebek davasıyla kendini haklı kabul ettiremez. Düşünün ki gerekçe olarak tutacakları bir dalı bile olmayanlar koca çınarı nasıl parçaladılar. Peygamber ocağı bildiğimiz kahraman aziz ordumuzu amaçlarına kurban ettiler. Bu kötü niyetli kimseleri milletimiz affetmeyecektir.
Bugün hala gözü orada yani darbelerde olanların gözü çıksın. Allah bu millet bir daha darbeleri yaşatmasın. Darbeye karışan kanlı elleri bir kez daha kınıyor telin ediyorum.