Şu güzeller güzeli, şirin, zümrüt ve cennet şehir Samsun ve ilçelerini; bir anda kâbusa çevirdik! Nedir bu rehavet, nedir bu duyarsızlık ve aymazlık ?
Yazık değil mi bu güzide şehrin, ilin ve ilçelerin mâsum insanlarına! Hazan, güz yaprakları gibi birer birer dökülüyoruz toprağa ! Yerel gazeteler, ulusal gazeteler, basın, radyo, tv siteleri ve kuruluşları her Allah' ın günü halkımızı, vatandaşlarımızı uyarıyorlar !
Sağlık Bakanı uyardı, devlet birimleri, hastaneler, sağlık kuruluşları, Dünya Sağlık Örgütü, il ve ilçe sağlık müdürlükleri, il valileri, ilçe kaymakamları, köy muhtarları uyardı. Sonç ne oldu peki ? Bence sonuç hiç de iyi değil !
Tüm dünyada olduğu gibi; korona çok sayıda eve, okula, spor sahalarına, emniyete, adliye, spor kulüpleri ve daha birçok yere sıçradı. Sıçramaya da devamediyor. Peki biz ülke olarak ve bölge insanları olarak hiç mi suçlu değiliz bunda ?
Samsun ilinde; koronanın en çok yaygın olduğu ilk 3 ilçe şöyle belirlendi: İlkadım, Atakumve Bafra. Atakum' da milet biraz güneşli ve sıcak, güzel havayı görünce sahile akın ediyor. Samsun Valisi demiş ki: "Ne var bu Mecidiye' de ? " Doğru demiş sayın valimiz ama sadece Mecidiye ile sınırl ı değil, daha nice Mecidiyeler var Samsun' da !
Bir örnek daha verelm Atakum'dan: Havanın iyi, güneşli ve çok güzel olduğu günlerde; sanki vatandaşlarımız; korona bir yalanmış, hikâyeymiş, bir masalmış gibi, bir uydurmaymış gibi bir düşünce içersinde !
Arkadaş; güneşi gören; Atakun sahillerine ellerinde şezlongları, portafif masalar, piknik türü sandalyeleriyle sahilere hcum etmişler. Gelsin içecekler, yiyeceler dersiniz ki korona illetini yenmişiz de bunu kutluyoruz !
Ne gezer; bir de yanlarında o küçük çocukları, bebeler, beşerli, onarlı masa başı sohbetleri ! Gerçekten durum vahim. Bu vurdumduymazlık niçin peki ? Neyi ispatamaya çalışıyoruz? Yoksa " Kim daha erken ölecek ? " gibi bir yarışa mı kalkıştık!
Sizin anlayacağınız; çok zorlu, riskli ve tehlikeli bir süreçteyiz. Sadece maske takmakla da bu illetin üstesinden gelebiliriz de sanmayın! Mesafe deseniz, o da ayrı bir eksimiz ve koronaya açık bir davet.
İçelerin de ilden pek farkı yok.Bafra almış başını gidiyor. Hastaneler koronalı hastalarla dolmuş. Herkesde korku ve endişe hâkim. Evce karantinada tedavi görenler var hem de azımsanmayacak bir sayıda !
Ne kadar yazsak da bu illet bir kere başımıza, evimize, topluma ve ülkeye ve de tüm dünyaya ağrlığını koymuş. Bu nedenle; herkes korona için konulan kurallara, yasaklara riayet etmeli. Maske ve mesafe iyi uygulanmalı.
Banka ön ve diğer kurumların önleri, uzun kuyruklar oluşturup, mesafe de neredeyse, bir adım kadar iç- içe! Hiç bu şekilde korona defolup da gider mi ? Yâni işimiz oldukça zor.
Allah sonumuzu hayırlara vesile kılsın inşallah. Yoksa bir uçuruma doğru gitmeye devam ederiz ve ediyoruzda zaten. Herkesi; bu konuda duyarlı ve dikkatli olmaya davet ediyoruz.
Günü kurtarmakla bu işler olmaz. Köklü tedbirlere ihtiyaç var ve yarın çok geç olmadan gerekenler yapılmal. Öğrenciler ve okullar konusu tekrar sağlık açısından gözden geçirilmeli. Hemşirelere, doktorlara ve tüm sağlık çalışanlarımıza da Allah kolaylık versin ki onlara çok şeyler borçluyuz.
Ben de kısmetse; 29 Mart Pazartesi günü Samsun'da 2. doz aşısı olacağım. Allah hepimize, hastalarımıza âcil şifalar versin. İnşalah ülke ve bölge olarak; el birliği ile koronayı yeneceğiz !
Saygılarımla.
Oktay ZERRİN