İnsanları bir araya getirmek sonra bir arada tutmak kolay değildir.
İnsanları idare etmek büyük bir sanattır. Uzaktan davulun sesi hoş gelse de esasta öyle değildir.
İnsanları bir araya getirip besleneceği kaynakları, yürüyeceği yolu, metodu ve hedefleri belirleyip top yekûn ayni tarafa yönelmesini sağlamak ve yürümesi için O heyecanı vermek ve diri tutmakta kolay değil tabii.
Dünlerini (yaşadıklarını) unutanların geleceklerine yönelik inançlarını ve ümitlerini de kaybettiklerini görüyoruz. Demek ki dün”ler unutulmayacak. Savunmakta olduğunuz davanızın Dün’lerini unuttuğunuzda kendinizi hala ayni kategori içinde değerlendirme gibi bir hakka sahip olarak göremezsiniz. Ya varsınız, Ya yoksunuz…
Dün inandıklarınızı bu gün inkar noktasında değerlendirirseniz bu gün de inandıklarınızı yarınlara taşıyamazsınız. Dava mensubu kişi, Davasını yarınlara taşıyabilmek için önce birlik ve beraberlik noktasında ısrarlı olabilmelidir. Birlik ve beraberliğin oluşturulmasında samimiyet her şeyden önce bir dava adamında olması gereken bir duygudur.
Diğer taraftan Ülkü sahibi insanlar kendi fikri kaynaklarını korumak, çaga ve teknolojiye göre uyarlamak ve yeni nesillere en hızlı ve en güvenli şekilde esasları bozmadan aktarmak zorundadır.Fikri kaynaklarına sahip çıkmayan Ülkücülerin zaman sonra sadece bir döneme özgü ortaya çıkıp tedricen yok olduklarına şahit olmamız mümkündür. O halde, yapılması gereken en önemli husus, Davaya sahip çıkmak. Fikri kaynakları nesillere aktarmak ve Milliyetçi Türkiye’nin oluşumunda mihenk taşlarının var olmasını sağlamak en önemli husus olmalıdır. Aksi taktirde fikri kaynaklar kirletilerek, asıl amacın dışına çıkarılarak istenilen hedeflere vasıl olmak mümkün olamaz.
İnsanların besleneceği kaynakları kirleterek sağlıklı nesiller meydana getirmek nasıl mümkün değilse, Fikri kaynakları kirletilen Davalarda gelecekle alakalı sağlıklı düşünen beyinlere kavuşamaz. İnsanlar nereye gideceğini bilmeli ve fakat nereye neden gideceğini de bilmelidir.
Milliyetçi Hareket Partisi Teşkilatları içerden ve dışarıdan yoğun baskı, şantaj , oyun ve tuzakların muhatabı olduğunu biliyoruz.bütün bu oyunları bozacak tek kuvvetin birlik ve beraberlik olduğunu da biliyoruz. Birlik ve beraberliği pekiştirecek ve kuvvetlendirecek ana unsurun Teşkilat olduğunu da bilmeliyiz. Teşkilatlar egoları tatmin etmek için kurulmamıştır. Teşkilatlar bir hedefe bir gayeye ulaşmak için vardır.
Gönüllüler bu hareketin olmazsa olmazlarıdır. “Ben Ülkücüyüm “ diyerek ortaya çıkan ve bir dava etrafında toplanan insanların hayalleri, sevinçleri ve inandıkları ile hiç kimse oynayamaz. Bu değerleri ile oynadıklarında zamanla vehim sonuçlar doğacağından kimsenin kuşkusu olmasın.
Son zamanlarda Milliyetçi Hareket Partisi içerisinde baş gösteren gerilimlere dikkat edilmesi gerekir.
Hoşça kalın
Hoşça kalın