Medya her zaman önemli olmuştur. Medyanın gücünü önemsememek aptallık olur.Bir Ülkede demokrasinin varlığından söz etsek dahi iktidarlar gücünü medyadan almaktadır. Bu sebeple iktidarlar, medya kurum ve kuruluşlarına önem verir ve hatta mümkünse kendi tekellerinde bulundurmak isterler. Bu yüzdendir ki, Basın “dördüncü kuvvet” tir.
Mustafa Kemal Atatürk ‘her ne kadar Matbuat hiçbir sebeple tahakküm ve nüfuza tabi tutulamaz’ demişse de hiçbir zaman bu böyle olmamıştır. Genel olarak medya çeşitli güçlerin elinde veya yönlendirmesinde bulunmuştur. İktidar olmak veya iktidarda tutunabilmek için kullanılmış, tahakküm altında tutulmuştur. Bu hususta wandel phillips’in “Bizi idare edenler, hükümetler ve gazetelerdir” tespiti pratikte doğru bir tespittir diyebiliriz.
İdeolojiler, siyasi partiler, sendikalar veya topluluklara hitap eden her türlü organizasyonlar kendilerini ifade edebilmek, etkinlik ve toplantılarını halka duyurabilmek için, fikirlerini ve yol haritalarını içinde bulundukları toplumla paylaşabilmek için kendi neşriyatlarına sahip olmak isterler.
Türk Dünyasında, Türk Milletinin varlığını ve birliğini, çalışmalarını, etkinliklerini ele alarak, ilmik ilmik dokuyabilecek, nakış nakış işleyebilecek güçlü diyebileceğimiz bir neşriyata sahip olunmadığını görüyoruz. Var olan neşriyatlar ise maalesef daha güçlü olmayı bir tarafa bırakalım ayakta durmakta bile zorlanmaktadır.
Türk Milletinin varlığının ve geleceğinin sigortası, Türk Milletinin güçlü kılınabilmesinin yegane temsilcisi Milliyetçi Hareket Partisidir. Bu manada siyasallaşabilmiş ve Türkiye’yi yönetecek kadroları yetiştirebilmiş tek parti olarak görünen Milliyetçi Hareket Partisi, basın ve yayın organlarından yararlanamayan, güçlü diyebileceğimiz basın yayın organlarına sahip olamayan bir partidir. Ülkücü kurum ve kuruluşların etkinlikleri ve mitingleri Türk Milleti için önem arz ettiği halde, Türkiye’nin gidişatını etkileyebilecek söylemlerin sahibi bulunduğu halde, geniş kitlelere ulaşamamakta mevcut medya ile de ulaştırılması mümkün olamamaktadır.
Mevcut medya yayınları sizin sesinizi, sözünüzü, miting ve etkinliklerinizi duyurmuyor, göstermiyorsa eliniz kolunuz bağlı oturarak “Ne yapalım medya bizi göstermiyor hep onları gösteriyor” gibi bir mantıksızlıkla kendimizi haklı çıkartmamız doğru bir yaklaşım tarzı olamaz. Eğer bu meydanlarda “bende varım” diyorsanız diğer var olanların silahıyla silahlanmak zorundasınız. Aksi taktirde bu meydanlarda sözleriniz daha söylemeden diğer söyleyenler ve söylenenler arasında boğulur gider.
Yukarda belirttiklerimizin tüm sorumluluklarını, beceriksizliğini veya eksikliğini yöneticilere yükleyerek Ülkücü bireyler olarak görevimizi yapmış sayılmayız. Ülkücü bireylerin görevi sadece seçim geldiğinde sandıkta oy kullanmak olmamalıdır. Ülkücü bireyler, eğer ülkücü bir kimliğe sahipse bu kimliğe sahip olmanın verdiği sorumlulukları da yerine getirmek zorundadır.
Bir hareketin veya bir davanın gücü bireylerin gücüdür. Her bir bireyin farklı meziyetleri, ayni minval üzerinde düşünüşleri, teşkilatlarına bağlılıkları, kendi uzmanlık sahalarında gösterdikleri gayretler ve davalarına olan katkıları hareketi güçlü kılmaktadır. Balkondan seyrederek Ülkücülük olmayacağını bilmek zorundayız. Ülkücülük sahada olur. Her Ülkücü verebileceği her şeyle birlikte sahada olmak zorundadır. bu söylediklerimiz yapıldığında inanın başarılı olamama gibi bir ihtimal yoktur.
Olaya böyle bakıldığında, Ülkücünün medyası güçlü olur. Ülkücünün sesi tok çıkar. Ülkücüler etkinliklerinde, mitinglerinde Türkiye’yi sallar.
Ülkücü medyanın güçlü olabilmesi için yapılması gereken çok basit ve çok kolay bir yol var. Her ülkücünün bunu zevkle, gururla, şevkle yapacağına inanıyorum. Başka bir alternatifimiz de bulunmamaktadır.
Her ülkücü evinde, işyerinde kendi televizyonunu seyretmeye gayret etmelidir. Ne kadar zaman ayırabilirse o kadar o medyanın güç kazandığını bilmelidir.
Diğer bazı kanallarda Ülkücü insanlarımızın programları, konuşmaları olduğu taktirde önem verilmeli ilgi gösterilmelidir.
Var olan mevcut Ülkücü gazetelerimiz gücümüz nispetinde alınmalı okunmalı ve okutulmalıdır.
Hepimizin evinde ve işyerinde bilgisayarlarımız var. Her birimiz internet haberleriyle bir şekilde ilgilenmekteyiz. İnternette yeterli sayıda Ülkücü haber sitelerimiz mevcuttur. İnanın, diğer haber sitelerinde gördükleriniz Ülkücü haber sitelerinde de bulunmaktadır. Artı olarak diğer haber sitelerinde seninle ilgili vermediği bir çok haberi Ülkücü Haber sitelerinde bulabilirsiniz. Her ülkücü mutlaka Ülkücü haber sitelerini takip etmeli ve destek olmalıdır.
Her Ülkücü bu sorumluluk şuuruyla hareket ettiğinde kısa zaman içinde güçlü medyalara sahip olmak mümkündür.
Allah rızası için, davamızın selameti için, çakallara meydanları bırakmamak için, bu küçük ve çok kolay fedakarlığı esirgemeyelim. Göreceksiniz, yarınlarda daha güçlü, daha büyük ve daha zinde bir Ülkücü Hareket’le Türk Milletinin “İŞTE BUDUR” diyebileceği bir dinamizmin sahibi olacağız.
Allah yar ve yardımcınız olsun