Çağrı Dergisi’yle yolculuğum, Haziran 1972 tarihli 173. sayısının 13. sayfasında yayınlanan “Sen” başlıklı şiirimle başladı. Çağrı, henüz onbeş yaşındaydı ve ben de, otuzumu sürüyordum. Bundan önceki yolculuğum ise, ilk şiirimin yayınlandığı Harbiye’nin Sesi Dergisi (1961)’ndeydi. Ardından; Ajans-Türk Şiir Antolojisi’nde, Şölen, Kümbet, Defne, Ülkemiz, Çaba Dergileri’nde şiirlerim yayınlanıyordu.
Çağrı Dergisi’nde ilk nesir yazım, “Davul ve Biz” başlığını taşıyordu ve Haziran 1976 tarihli 221. sayısında yayınlanmıştı. Bundan önceki nesir yazılarım da, Çığ, Ülkemiz, Bayrak, Türk Edebiyatı, Özyurt, Hisar, Öncüler Dergileri ile, Samsun Yenises, Bab-ı Âli’de Sabah ve Ortadoğu Gazeteleri’yle devam etmiş ve bugüne ulaşmıştı.
İlk şiirimin Çağrı’da yayınlanışının üzerinden elli yıl geçti. 173. sayı, yüzlerce sayıyla devam ederek, bugün (742.) sayıya ulaştı ki, bu zaman zarfında onun sayfalarından geçen nice şâir ve yazarlar, bugün aramızda yoktur ve hepsini rahmet ve minnetle anmaktayız.
Demek ki, Çağrı Dergisi’yle geçirdiğim 50 yıl içersinde, 577 sayı neşredilmiş ve ben, bu 577 sayıda, 281’i nesir yazısı ve 112 şiir olmak üzere toplamda 393 yazı yayınlamışım.
Dergi demek; edebî hâfıza demektir. Yaşadığı dönemin, belli hâdiselerini, belli san’at ilkeleriyle, bediî bir üslûpla kayda alır ve onları, geleceğe intikal ettirir.
Şâirleri, edibleri, fikir insanları, onda, çeşitli görüşlerle hizmet sunarlar. Maksatları, asla ve asla ticârî ve siyâsî menfaat elde etmek değildir.
Bu mânada dergicilik, çok zor bir iş’tir. Okuruyla, sıkı bir irtibat kurmak zorundadır. Okurunda, bir fikrî ve bediî heyecan uyandırmak için, onunda desteği şarttır. Derginin ve okurunun, birbirine karşı ciddî mânada vazîfeleri vardır.
Derginin uzun ömürlü olmasından, okuyucu memnuniyeti olduğu çıkarabiliriz. Türkiye’mizde, şu anda, en uzun ömürlü olan dergi, 24 Kasım 1911’de İstanbul’da ve bilâhare de Ankara’da yayın hayatına başlayan Türk Yurdu Dergisi’dir.
Çağrı Dergisi, bugün, 111 yaşını süren Türk Yurdu Dergisi’nden sonra fikir, sanat ve edebiyat dergisi olarak, 66 yaşında yayın hayatını sürdüren en uzun ömürlü dergilerden biri hüviyetindedir.
Aslında; Çağrı’nın Şubat 2016 târihli sayısının 4. ve 5. sayfalarında yayınlanan “Türk Dergiciliğinde ÇAĞRI DERGİSİ” başlıklı yazımda ifade ettiğim hususlara çok da ilâve edebileceğim bir şey yoktur:
“Kitap, dergi ve gazeteler, insanlık için birer hâfıza, hattâ, muhtevâsına göre de hazîne hükmündedir. Hiçbir insanın, kâğıt / kitap ve kalem olmadan geçmişin tecrübe ve bilgilerinden faydalanması ve bu vasıtalarla, yeni kıymetler keşfederek geleceğe 'bilgi" ve 'hizmet' nakletmesi mümkün değildir.
Sözünü edeceğimiz "Çağrı Dergisi" de, bir döneme imza atmış, millî edebiyatımız içersinde yerini almış ve almaya da devam eden bir 'mektep' dergidir.
Kurucusu ve her şeyi: Feyzi Halıcı'dır. Yalnız, son zamanlarda; Eşi Fatma Bahar Halıcı (Gökfiliz) ve oğlu Emrehan Halıcı'nın, bu ağır, mes'uliyetli fakat nezîh 'hizmet yükünü' paylaştığının şâhidi olmaktayım.
Öylesine bir 'hizmet yükü' ki, bu; uhrevî ve beşerî bütün bilgi ve tecrübe unsurlarımızı 'kültür hâfızası' içersinde muhafaza ederek, geçmişimizi geleceğimize intikalle kendini vazifeli bilmiştir.
Bizde, ilk Türkçe dergi, 6 Mart 1849'da yayın hayatına başlayan, sağlıkla ilgili meslekî bir dergi olan "Vakayi-i Tıbbi'yedir. Yayın hayatına 27 Mart 1891 tarihinde başlayan ve ilmî bir hüviyette çıkan Servet-i Fünûn Dergisi ise, daha sonraları Edebiyat-ı Cedide veya diğer adıyla Servet-i Fünûn Edebiyatı olarak anılan edebî topluluğa adını verir. İstanbul'da çıkan haftalık bir dergidir. Elli dört senede 2464 sayı çıkarak 26 Mayıs 1944 tarihinde yayınına son verir.
Bu ilklerin ardından, bâzı edebî dergilerimizi hatırlayalım. Sırat-ı Müstakim / Sebilü'r-reşâd (1908), Aşiyan (1908), Türk Yurdu (1911), Genç Kalemler (1911), Yeni Mecmua (1914), Dergâh (1921), Atsız Mecmua (Orkun-1932), Varlık (1933), Çınaraltı (1941), Büyük Doğu (1943), Hisar (1950), Türk Dili (1951), Çağrı (1957), Diriliş (1960), Türk Kültürü (1962), Türk Edebiyatı (1972), Töre (1969), Mavera (1976), Erciyes (1978)...
Bunlardan, şu anda, yüz yaşını aşan bir tek Türk Yurdu dergimiz bulunmaktadır. Ancak; Erciyes Dergisi'nin mîmârı Av. Nevzat Türkten, Erciyes'in Kasım 2001 tarihli 287. sayısının birinci sayfasında şöyle bir bilgi verir:
"Bilindiği gibi Erciyes'in ilk çıkış tarihi 1910'dur. 1912'ye kadar aralıklarla yayınlanmış, 1938-1950 yılları arasında Kayseri Halkevi Dergisi olarak neşredilmiştir. Ocak 1978'den bu yana da tarafımızdan yaşatılmağa çalışılmaktadır."
Bu bilgileri vermekteki maksadım, sözünü etmeye çalıştığım ÇAĞRI DERGİSİ'nin, tam mânâsiyle olmasa bile, umûmî bir îzahla, Türk edebiyatındaki mümtaz yerini târif, mekânını tasvirden başka bir şey değildir.
İsim babalığını Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın yaptığı Çağrı Dergisi'nin 1957 yılında çıkarılmaya başlanması, sâdece bir dergicilik faaliyeti değil, aynı zamanda "Kültür Sanat Folklor Dergisi" açıklamasıyla köklü bir kültürel temelin atılmasıdır.
Çünkü; bunun hemen ardından, 1959 yılında, yine Feyzi Halıcı tarafından kurulan Konya Kültür Ve Turizm Derneği, sâdece Türkiye'de ses getiren değil, dünyaya açılan hamleleriyle, bir başka faaliyetin öncüsü olmuştur.
Bu mekân, Hazret-i Mevlâna gibi cihânşümûl bir kıymetin dünyânın en hassas muhitlerinde, Amerika'da, Japonya'da, İtalya'da, F(ı)ransa'da...tanıtılmasını sağlanmıştır.”
Başta, Çağrı’nın kurucusu Feyzi Halıcı olmak üzere, dergide şiir ve yazıları yayınlanan şâir ve yazarlarının bâzılarının da isimlerinin bilinmesinde fayda vardır:
Âşık Fezai/Feyzi Halıcı, Âşık Veysel, Anna Masala, Mehmet Çınarlı, Fatma Bahar Halıcı (Gökfiliz), Fazıl Hüsnü Dağlarca, Mehmet Kaplan, Ahmet Sevgi, Ahmet Tufan Şentürk, Ata Karatay, Gülhan Slem, M. Halistin Kukul, Mehmet Ali Kalkan, Ali Rıdvan Bülbül, Rabia Barış, Abdülkadir Güler, Seyit Küçükbezirci, Faika Sarp, Abdullah Satoğlu, Ahmet Özdemir, Hasan Ukdem, Yadigar Ünver, Ayten Gülçınar, Rüştü Şardağ, Ümit Yaşar Oğuzcan, Yavuz Bülent Bâkiler, Coşkun Ertepınar, Cinuçen Tanrıkorur, Hüseyin Yurdabak, Nevin Halıcı, Tamilla Abbashanlı, Mehdi Halıcı, Âşık Mustafa Aydın, Fikret Sezgin, Fazıl Bayraktar, Ali Kayıkçı, Turhan Doyran, Erdoğan Ünver, Muharrem Kubat, Mehmet Nuri Yardım, Âşık Şeref Taşlıova, Latif Mahmat, Halil Gürkan, Âşık Nurşah, Ali Işık, Yücel İpek, Monat Balkan, Necmettin Çanga, Yaşar Faruk İnal, Fahri Ersavaş, Lütfü Kılıç, Ahmet Tufan Şentürk, Ünal Şöhret Dirlik, Melda Özata, İsa Kayacan, Halise Öztürkmen, Neriman Saryal Duranoğlu, İbrahim Berber, Âşık Deryâmi, İlhami Demir, Öksüz Ozan, Temel Durabi, Tülay Koçak, Nuri Şahinoğlu, Musa Tektaş, Ertuğrul Şakar, Bekir Salim, Neriman Hasanzade, Behram Aktemur, Mustafa Emre, Aysen Aydemir, Salatın Ahmetli, Nurettin Özdemir, Emine Taştepe, Cemal Safi, Âşık Murat Çobanoğlu, Âşık Müdani, Şeref Oğuz, Ahmet Şener, Halenur Kor, Fatma Onur, Emmanuel Looten, Sonay Çelik Pekmezci, Sevinç Çokum, Ali Naili Erdem, Mehmed İsmail, Kul Nuri, Âşık Ali Oltulu, Esin Alaybeyoğlu, Fethi Gözler, Ahmet Şener, Talat Sait Halman, İbrahim Sağır, Halil Soyuer, İlhan Geçer, Nilgün Çelebi, Şamil Kucur, Sabire Mustafa...ve daha niceleri!
Temennim odur ki; ÇAĞRI DERGİSİ, Türk Dergiciliği’ndeki mümtaz yerini muhâfaza ederek, daha nice şâir ve ediblerin feyz ocağı ve barınağı olacaktır.
ÇAĞRI DERGİSİ, SAYI: 741, NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2022, SF. 6-7