Bütün târihî ve ilmî kaynaklar göstermiş ve ispat etmişlerdir ki; Türkler, Asr-ı Saâdet’ten sonra, İslâm’a en çok hizmet eden millet olma şerefini taşımış ve taşımaktadır.
S. Ahmet Arvasî’nin dediği gibi:
“ Haberdar olduktan sonra, bütün varlığı ve heyecanı ile İslâmiyet’e koşan Türk, hasretle beklediği “ vahiy nizamına” kavuşmanın mutluluğunu tâ yüreğinde duymuştur. “ Allah’tan başka ilâh yoktur.” Diyen, “ cihâd” emri ile “ alplik ruhunu” besleyen, “ Âlimlerin hak yolda akıttığı mürekkebi, şehid kanından daha mübârek” tutan İslâmiyet, kısa zamanda Türk’ü fethetmekle kalmamış, Türk’ü yeniden Türk’e buldurmuştur.”
(Bknz: S.Ahmet Avasî, Size Sesleniyorum-1, Model Yayınları, İstanbul 1989, Sy. 231)
Böylece; İmâm-ı Matüridîler, Muhammed b. İsmail Buharîler, İmam-ı Gazalîler, Mevlâna Celâleddîn-i Rûmîler,Yûnus Emreler, Mîmâr Sinanlar…sâdece ilâhî aşk önderleri olarak değil, tefekkür önderleri olarak da cihâna nam salmışlar; numûne teşkîl etmişlerdir.
Dünya şiirinin şekilde, muhtevâda, âhenkte, bediî zirvesi olan Yûnus Emre, bir beytinde şöyle diyor:
“ Gayrıdur her milletden bu bizüm milletümüz
Hiç dinde bulunmadı din ü diyânetümüz”
( Bknz: Yûnus Emre Dîvânı, Hazırlayan: Prof. Dr. Faruk Kadri Timurtaş, Babıali Kültür Yayıncılığı, İstanbul 2006, sy.79)
Yûnus Emre; “ bu bizüm milletümüz”ü tarife devam ederek şöyle der:
“ Bu din ü diyânetde dünyâ vü âhiretde
Yetmiş iki milletde ayrıdur âyâtumuz
Zâhir suya yunmadın el ayak deprenmedin
Baş sücûda varmadın kılınur tâatumuz
Ne Kâ’be vü ne mescid ne rükû’u ne sücud
Hakk’ıla dâim becid olur münâcâtumuz
Gerek Kâ’be’ye varlum gerek mescide girlüm
Gerek suyla yunalım çün bile illetümüz
Su ne kadar arıda çün yavuz huyun bile
Meger bizi pâk ide Hak’dan inâyetümüz
Kimün sözin kim bile akıl irmez bu hâle
Yarın anda bellü ola Müslüman mürtedümüz
Yûnus canun yinile kim dostlığun anıla
Ansuzın bir gün gele bilesin kudretümüz”
( Bknz; a.,g.,e., Sy. 79)
Demek ki; içtimâî bir mefhûm olarak “millet”, insan hayâtının önemli bir unsuru imiş ki, Yûnus Emre de, bunu, şiirlerinde sık sık tekrar etmek lüzûmunu hissetmektedir:
“ Bir kez gönül yıkdunısa bu kılduğun namaz değül
Yitmiş iki millet dahı elin yüzün yumaz değül”
( Bknz: a.,g.,e., Sy.107)