Bir şehrin, bir kasabanın hattâ bir köyün değer kazanması, yetiştirdiği şahsiyetlerin yaptığı güzel, faydalı ve hayırlı hizmetlerle ölçülür. Bir mekânda ne kadar ilim ve irfân ehli varsa, o mekân güzîde bir mekândır.
Seyyid Onbaşı, Havran/Balıkesir'i; Yahya Çavuş, Ezine'yi; Şerife Bacı, Kastamonu'yu, Nene Hatun, Erzurum'u ...bize hatırlatıyorsa, bu demektir ki, bu mekânlar, onlarla "hüviyet" kazanmakta, târih içinde, lâyık oldukları veya olması gereken mertebelere ulaşmaktadırlar.
Şüphesiz ki; bizim, dünyanın erişemediği daha nice millî kahramanlarımız, devlet adamlarımız, şâir, edib, yazar, mîmâr, müzisyen, kumandan ve mütefekkirlerimiz de bulunmaktadır.
Mevzûmuz; dünyâ güreş târihine, kendisinin ve mensubu bulunduğu Türk milletinin ismini altın harflerle, defalarca yazdıran Yaşar Doğu'dur.
Nezâkette ve sevgide de eşsiz bir mizaca sâhip olan bu büyük s(ı)por adamımız için, Samsun İlkadım Belediyesi, benim nezdimde, 'Yaşar Doğu'ya Vefâ ve Târihe Hürmet' heykeli dikmiştir.
Bu; bâzılarının ifade ettiği gibi bir "efsâne"nin heykeli değildir. Nasıl ki; bu mekânda, bir Millî Kahraman, Asker ve Devlet Kurucu olarak Mustafa Kemal'in heykeli varsa, Ay-Yıldızlı Türk Bayrağı'nı semâlarda dalgalandıran bir Yaşar Doğu heykeli de, bir gerçeğin ifadesi olarak dikilmiştir.
Yoksa; Samsun'da, tamamen sun'î / yapma / uydurma / sahte/ "efsâne bir ucûbe heykel" de inşâ edilmiştir ki, mevzûmuz, o değildir!
Fakat, şunun bilinmesini arzu ederim ki; lütfen, hakikati, gerçek dışı masallar ile, veya hurafeler ile, karıştırmayalım!
Yaşar Doğu; Türk milletinin bağrından çıkmış, özü sözü dosdoğru-eğrisiz büğrüsüz Müslüman bir Türk insanıdır. Soyu-sopu , anası-atası bellidir. Samsun İli'nin Kavak İlçesi'nin Karlı Köyü'nde doğmuş, Türk milletine onca madalyalar kazandırmış ve şanlı Türk Bayrağını defalarca dalgalandırma bahtiyarlığını yaşamış ve bize de bunun şerefini yaşatmıştır.
Dolayısıyla, O; Türk milleti olarak bizim, hem iftihar kaynaklarımızdan ve hem de şeref numûnelerimizden biridir.
İlkadım Belediye Başkanı Necattin Demirtaş'ın, açılışta yaptığı konuşma çok mânidârdır: "Türk gibi kuvvetli sözünü dünyâya yayan, Türk'ü tanıtan Yaşar Doğu'nun adını taşıyan mahalle ve adını taşıyan parkta heykelinin olmasının gereğine inanmıştık. Allah, bunu, bize nasip etti. "
Güzel işlere imza atmak, gerçekten " nasip işi" dir. Düşününüz ki; sâdece o mahallenin değil, bölgemizin, Türkiye'mizin ve belki de dünyânın bir ucundan gelip bu şahsın kim olduğunu soranlara, ne kadar iftihar ederek ve göğsümüz kabararak cevap verilecektir. Kişi olarak, bu iftihar ve şerefte hepimiz pay sâhibi olacağız. Müşterek 'değer', 'millî kıymet' budur!
İster, Yaşar Doğu Mahallesi'nden olunuz, ister O'nun doğduğu Karlı Köyü'nden, ister Kavak veya Bafra ilçesinden, ister Samsun'dan...Hayır, hayır! sâdece bunlardan değil; ister T(ı)rabzon'dan , ister Erzurum'dan, ister Eskişehir'den , Edirne'den olunuz...bir "millî sembol" olarak O'nunla iftihar edilmektedir/ edilecektir.
Dikkat ettim; ne yazık ki, açılışta devlet erkânından kimseler yoktu. Niçin? Bilemiyorum! Yaşar Doğu , bizim ortak hissiyatımızın temsilcisi değil midir?
Kavak Belediye Başkanı Şerif Ün , Kavak Dernekler Federasyonu Başkanı Dr. Yılmaz Karagöz ve Yaşar Doğu Mahallesi Muhtarı Ahmet Kutlu ile, Yaşar Doğu'nun oğlu Prof. Dr. Gazanfer Doğu, resmî sıfatlı kişiler olarak açılışta bulunmuşlar.
Oğul Prof. Dr. Gazanfer Doğu , açılıştaki konuşmasında: " Bu millet, O'na, sevgi besledi ve hak ettiği îtibârı verdi" demiş. Bence bu cümle bile, büyük bir tevâzû ifadesidir.
Çünkü Yaşar Doğu; Koca Yusuflar, Kurtdereli Mehmetler ve Adalı Haliller'den gelen şanlı neslin devamıdır.
Çünkü Yaşar Doğu; kendinden sonra gelen; Celâl Atikler'in, Ahmet Ayıklar'ın, Mustafa Dağıstanlılar'ın, Mahmut Atalaylar'ın, Hamit Kaplanlar'ın, Gazanfer Bilgeler'in, İsmet Atlılar'ın, İrfan ve Adil Atanlar'ın...hem arkadaşı, hem yol göstericisi ve hem de hocasıdır.
Biri, bu heykelin dibine gelip : " Bu kimdir?" diye sorduğunda, küçük-büyük, kadın erkek herbir kişimiz, göğsümüzü gere gere, büyük bir keyif ve haz alarak şöyle deriz/demeliyiz:
" Bu heykel, Yaşar Doğu'nundur. Ataları; 93 Harbi diye anılan 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi sırasında, Rus zulmünden kaçarak Türkiye'ye hicret ederek Samsun'un Kavak İlçesi'nin Karlı Köyü'ne yerleşmiştir.
Babası Osman Çavuş, Karlı'da doğmuştur. Yaşar Doğu da, 1913 yılında burada dünyaya gelmiştir. Henüz altı aylık bebekken, babası Osman Çavuş, Birinci Cihân Harbi'ne katılmış ve bir daha ondan haber alınamamıştır, geri dönememiştir. Bebek 'Yaşar', annesiyle birlikte, anne köyü Emirli'ye gitmiştir.Bu kadar mı?..Hayır!
Yaşar Doğu; 1939 ile 1951 yılları arasında katıldığı 47 güreş müsabakasının 46'sını kazanmıştır. 1939'da, tecrübesiz zamanında, , o da sayı ile, bir defa yenik sayılmıştır.
Grekoromen ve serbest s(i)tilde yaptığı güreşlerde; olimpiyat, Avrupa, Balkan ve Dünya Şampiyonlukları bulunmaktadır. Güreştiği müddet içersinde, sırtı yere gelmemiştir.
Güreşmeyi bıraktıktan sonra ise, "Türk Millî Güreş Takımı Antrenörü" olarak, çok sayıda güreşçi yetiştirmiştir. Nihayet,8 Ocak 1961 yılında Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur.
Yaşar Doğu; istavroz çıkararak ( haç işâreti yaparak) mindere çıkanlara hıristiyan güreşçilere karşı, Türk güreşinde hattâ Türk s(ı)porunda, duâ ederek veya namaz kılarak mindere (veya saha) çıkmayı ve müsabakadan sonra da şükür duâsı etmeyi an'ane hâline getiren âbidevî bir şahsiyettir."
İlkadım Belediye Başkanı Necattin Demirtaş, Türk kültürüne katkılarına bir halka daha eklemiş ve böylece, millî kültürümüz için döşediği her 'mânevî taş' ile, gelecek nesillerimize muhteşem bir 'iz' intikal ettirmiştir.
Târih; hurda yığını değil,' ibret hazînesi ve geleceğe pusula'dır.