Birçok anne-baba çoğu zaman ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor, ancak bazen geçmişte edindikleri bilgiler, kendi büyüdükleri aile yapıları ve birçok başka nedenle hatalı tutumlar sergileyebiliyorlar. Farkında olmadan ortaya çıkan hatalı tutumlar kimseyi ‘kötü anne-baba’ yapmaz. Çocuklarınız ile çatışmaların önüne geçmek, daha sağlıklı iletişim kurmak, onlara daha farklı davranmak sizin elinizde. Bunu sağlamak için de neleri yanlış yaptığınızı fark etmek ve değiştirmekle başlayabilirsiniz. Bu nedenle ebeveyn tutumları ile ilgili 1. yazımda önceliği olumsuz ebeveyn tutumlarını tanımlamaya ayırıyor oldum.
Aşırı Otoriter-Baskıcı Aileler
Aşırı otoriter aile tutumunda katı bir disiplin anlayışı vardır. Çocuklara sebepleri açıklanmadan kurallar koyarak kesinlikle bu kuralların dışına çıkılmaması beklenir, bu konuda anne-baba çocuğun karşı görüşlerini dinlemez ve kabul etmez.
Çocukların kişilik özellikleri, ilgi ve gereksinimleri dikkate alınmaz, istekleri bastırılmaya çalışılır.
Aile içerisinde korkunun hakim olduğu bir anlayış vardır. Bağırma, ceza verme, küçümseme, tehdit etme, şiddet gibi olumsuz yöntemler kullanırlar.
Bu tutumla büyüyen çocuklar;
Ailenin tepkisinden korktukları için yalan söyleyebilirler.
Kurallara doğru davranışlar olduğunu benimseyerek için değil korktukları için uyarlar.
Çevrelerine yönelik saldırgan davranışlar gösterebilirler.
Pasif ve çekingen davranırlar. Kendilerine güven geliştiremezler, kaygılı olabilirler.
Hata yapmaktan korkabilirler. En küçük hataya bile hoşgörüleri olmayabilir.
Yaratıcılıkları engellenir.
Aşırı Korumacı-Kaygılı Aileler
Çocuklarına sürekli müdahale ederler, onları kontrol ve denetim altında tutarlar.
Çocuklarına gelişim çağına uygun olmayan biçimde (bebekmiş gibi) davranırlar.
Çocuğun başına kötü olaylar gelmesine yönelik kaygıları nedeniyle kendi başına bir şeyler yapmasına izin vermezler. Çocuklarına yaşayarak öğrenme, deneyim kazanma fırsatı tanımazlar.
Çocuklarına hiçbir iş ve sorumluluk vermezler, her şeyi kendileri yaparlar, tüm ihtiyaçları aile tarafından karşılanmaya çalışılır.
Bu tutumla büyüyen çocuklar;
Bağımlı, güvensiz, utangaç vb. kişilik geliştirebilirler.
Kendi başlarına karar vermekte zorlanabilirler.
Sosyal ortamlarda ve ikili ilişkilerde iletişim sorunları yaşayabilirler.
Sorumluluk bilinci gelişemediğinden sorunlarını hep başkalarının çözmesini isteyebilirler.
Kendi başına bir şey yapamadığı gibi yapabileceğine de inanmazlar. Bu nedenle huzursuz ve kaygılı olabilirler.
Aşırı Hoşgörülü-Tavizkar Aileler
Çocukların davranışlarına sınır koyulmaz ve yaptırım uygulanmaz.
Uyumsuz ve saldırgan davranışlar dahil olmak üzere çocuğun her tür davranışı hoşgörü ile karşılanır.
Neredeyse hiçbir sınır ve kural yoktur. Çocukların her istedikleri yapıldığı için aile çocuklarına hizmet eder hale gelir.
Çocuklar belli davranışlarla sürekli dikkat çekmeye çalışabilirler.
Bu tutumla büyüyen çocuklar;
Anne babaların bu aşırı hoşgörülü tutumları çocuğun onlara hükmetmesine ve çok az saygı göstermesine neden olabilir.
Doyumsuz ve benmerkezci olabilirler. Eleştiriye açık değillerdir. Doyumsuzluk ilerleyen yıllarda zararlı alışkanlıklar edinmesine neden olabilir.
Her zaman her istedikleri olamayacağı için yaşları ilerledikçe yaşam şartlarına uyum sağlamakta güçlük çekebilirler.
Kuralsız yaşamaya alıştıklarından okul ve toplum kurallarına uyum sağlamakta güçlük çekebilirler. Ailenin dışında kalan sosyal ortamlarda kurallarla karşılaşınca hayal kırıklığına uğrarlar.
İlgisiz Aileler
Çocukların ilgi ve ihtiyaçlarını görmezden gelirler hatta kimi zaman tamamen duyarsızdırlar.
Çocuklarını ihmal ederler ya da yalnızca bazı ihtiyaçlarını karşılamanın yeterli olduğunu düşünürler.
Çocuklarına zaman ayırmazlar ve kendilerinden uzak tutmak isterler. Bunu bazen çocuğun tüm isteklerini sınırsızca vererek yapmaya çalışırlar.
Çocuklarına sevgilerini açıkça göstermezler.
Bu tutumla büyüyen çocuklar;
Saldırgan davranışlar gösterebilirler.
Çevrenin ilgi ve dikkatini çekmek için olumsuz davranışlar sergileyebilirler.
Anne ve babalarına güven hissedemezler.
İçe kapanık, kaygılı olabilirler, arkadaş edinmekte zorluk çekebilirler. Sevilmedikleri, sevilmeye layık olmadıkları yönünde olumsuz temek inançlar geliştirebilirler. Bu da sosyal ilişkilerinde problem yaşamalarına neden olabilir.
Zamanla aileden uzaklaşabilirler.