Hatırlarsanız 08.05.2018 tarihinde “24 HAZİRAN SEÇİMİ SONUÇLARI ÇOK SÜRPRİZLER ÜLKEMİZİ BEKLİYOR!.. KİMSE BU SEÇİMLERİ ÇANTADA KEKLİK GÖRMESİN !... DÜNYANIN EN ZOR SEÇİM TAHMİNLERİ BÖLGESİ ÜLKEMİZDİR ! ” konulu bir yazı yazmıştım
Ve iki seçimi bir arada yaşadık. Bu yazımı yazarken henüz seçim sonuçları tam açıklanmamıştı. Sandıkların % 50’lik bir bölümü henüz açılmamıştı. Aslında bu seçimle herkesim büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. İktidar hayal kırıklığı yaşadı! Çünkü büyük ihtimalle mecliste istediği çoğunluğu yakalayamayacağı görülmekte. Muhtemelen 600 vekilli meclisin 290-300 gibi bir çoğunluğuna sahip olacak. Belki Cumhurbaşkanlığı seçiminde de ikinci tur gibi bir risk henüz gözükmüyor görünse de olası. İktidarın ülke çapına göre geçmişte ki aldığı oyları düşündüğümüzde 2003 ten beridir % 70’lerden % 50’lere bazı bölgelerde kademeli olarak düştüğü gözükmekte. Bunu Sayın Cumhurbaşkanının Seçim sonunda konuşmasında yüz hatlarından rahatça anlaşılmaktadır.
Şu anki seçim sonuçlarını iyi okumak gerekirse halk, İktidar Partisine açıkçası bu ekonomik krizin belirtilerini göre göre, bile bile İktidar partisine “Bu krizi sen açtın şimdiye kadar bu krizi yok etmeliydin, krizi iyi yönetemedin, bu krizi düzelt” der gibi bu krizi bizzat giderme görevini verdi olarak da okunabilir. Aynı zamanda halk ülke yönetiminde meclis çalışmalarında koalisyonlu çalışmayı,uzlayışıyı hedef gösterdi olarak bu sonuçlar okunabilir.
Bu seçimde muhalefet partisinde bir önceki Cumhurbaşkanlığı seçiminde M.H.P faktörü vardı. Bu seferde M.H.P den ayrılan Meral ASKŞENER ve beraberindekiler İYİ PARTİ’yi kurmalarıyla kendileri siyasette yeni bir aksiyon olarak gözüktü. OHAL’in olması ve seçim çalışmalarında engellemelerle birlikte şimdilik palazlanmaması için yaptıkları engelleme başarılı olmuş gibi gözükse de yinede belli bir oran oy aldığı gözüküyor. En son gördüğümde İYİ Parti’nin oy oranı % 7 civarındaydı. Aslında 2003 öncesi M.H.P.’nin % 18 gibi bir oyu vardı. M.H.P nin bir önceki seçimlerde oy oranı % 11 civarında olduğu, C.H.P. nin de aynı oranlarda olduğu düşünülürse bu kayıbın AK Parti den ve kararsızlardan kaynaklandığı aşikardır. Aslında bu seçimlerde İktidar Partisi zafer kazanmış gibi gözükse de hala ileri boyutta kendileri için alarm zillerinin çaldığını söyleyebiliriz. Özellikle İYİ Partinin seçimlere girmemesi için yapılan tüm engellemelerin AK Partiden % 7’lik bir oy potansiyelini koparttığını da söyleyebiliriz. Hatta C.H.P den 15 milletvekilinin İYİ Partiye geçmesiyle bu kopmanın bedeli bir nevi ödenmiş gözükmektedir. Ne olursa olsun kriz o zaman o şekilde yönetilmemeliydi. Kriz iyi yönetilemedi. Sayın Bahçeli o krizin baş sorumlusu olsa da krizin en kazançlı çıkan olanı olarak görülmüştür.
M.H.P. ye gelince, biliyorsunuz Kapsam Haberde Hüseyin Kurt “AK KURTLAR YUVAYA DÖNÜYOR!” 19 Haziran 2018 tarihli bir yazısı vardı. O yazı da ki tespit ettiği “MHP’liler bizzat partisine oy vereceği” şeklinde tespiti vardı. Hatta Bayram dolayısıyla Samsun, Havza bölgesinde ki köyleri de dolandığımı, görüştüğüm bütün ülkücü arkadaşların Hüseyin KURT ‘un söylediklerinin bizzat gerçekleştiğini Denizevleri Ortaokulundaki tüm sandıkların oy sayımında dolaştığımda gördüm.
Yazımın başında belirttiğim gibi yazdığım o yazıda “24 Haziran seçimleri sonucunda muhtemelen iktidar partisi %44-46 civarında, muhalefet blokunun da % 41- 43 civarında oy alacağı tahmin edilmektedir. Bu seçimler çok şeylere gebedir. Bu seçimlerde en büyük yarayı M.H.P.’nin alacağı şeklinde siyasi otoriteler fikir belirtmekteler. C.H.P. ‘nin % 22-24, İYİ Parti’nin %19-21 oy alacağı, Saadet Parti’nin de sürpriz yapıp % 4-6 civarında oy alabileceği üzerinde tahmin edilmektedir. Tabi ki bunlar tahmin. Başkanlık sistemine gelince İktidar partisi % 46-48 aralığında oy alacağı ve akabinde çok sürpriz bir seçim yaşanacağıdır. Muhalefet partilerinin bu kez sandık güvenliğini yabana bırakmayacağı düşünüldüğünde çok sürprizli bir seçim olacağı kuşkusuzdur.” diye yazmıştım. Halkın Meral AKŞENERE’e tam güvenmediğinden bu oranı gelecek seçimlere milliyetçilere, ülkücülere birleşmeleri olarak bu % 7-10 arası sonuç değerlendirilebilir. CHP‘nin de kararsızları toparladığını anlayabiliriz. Yine o yazımda “Kısacası bu seçim sonucunda, bir çok siyasi ünlünün siyasi hayatı son bulabilecektir. Bilinen bir şey var ki bu seçim sonucunda mahkemeler, yüksek yargı bol bol çalışacak gibi” diye bir terim yazmıştım. Maalesef o gerçekleşecektir.
Bundan sonra İktidar partisi bu sonuçlardan sonra çok akıllı hareket etmek zorundadır. “Devletin yapısı ile uğraşacağına, halkın refah seviyesini yükseltmekle uğraşmalıdır.” Diğer taraftan bir “soğan, patates” krizinde bile krizi yönetemeyip hemen “soğan, patates lobisi” suçlusu aramakta, hatta daha ileri götürüp basından izlediğim kadarıyla “bol yağışlar sonucunda büyük şehirlerin alt yapılarının yetersiz olmasından dolayı oluşan sel, baskınları bile dış ülkelerin etkeni olarak önüne gelen beyanat vermektedir.” Bu Partinin adam akıllı dur diyecek, teşkilatlara çeki düzen verecek adamları yok mudur? Önüne gelen absürt beyan mı vermelidir.? En basiti soğan, Patates krizinde bile hemen kolaycı çözüm olan ithalata yönel inmektedir. O zaman seneye üreticiler soğan, patatesi neden eksin, üretsin ki! Hâlbuki bir üretim takvimi hazırlanabilirdi. Yine temel gıda olan et problemi halledilmelidir. İktidar tarım ve hayvancılık politikalarını gözden geçirmelidir. Ülkenin Tarım ve Hayvancılık bakanı olarak Veteriner Hekimler dururken Doktor bakan yapılırsa (Sayın bakanımı tenzih ederim küçümseme olarak belirtmiyorum ikisi farklı meslek erbabı olduklarını dile getirmek için belirttim) “soğan ve patates 50 kuruşken depolarda çok var dediler ihraç edilmesine izin verdik bu zam nasıl oldu anlamış değilim” diyecektir. Normaldir.
Yine İktidar Partisi halkın ekonomik, mali yapısal sorunlarıyla artık ilgilenmelidir. İstedikleri kadar dile getirmeseler de ülkemizde kendisini iyice hissettiren bir kriz mecuttur. Kısa vadede gerekeni yapmazlarsa belki bana kızabilirler, “krizle gelen iktidar krizle gidebilir.” Bu sefer dış güçler gerçekten bizi zor durumda bırakabilirler. Hatta uluslar arası saygınlığımıza da gölge düşürebilirler. Bize ağır dayatmalar dayatabilirler.
Hükümetin en kısa zamanda bankaları millileştirmesini öneriyorum. “Bankalarımızın % 70’i yabancıların elinde olduğu sürece ekonomiyi, enflasyonu dizginlememiz oldukça zordur.”
Muhalefet partilerine gelince, hesapsız, kitapsız popilist politikalarla halkın önüne çıkarsanız halk buna görüldüğü gibi rağbet etmiyor. Hamaset nutukları ile toplanan halka dikkat etmenin gerektiğini bu sonuçların muhalefete öğreteceğini umuyorum. Yine halk bu krizi iyi okuduğundan “bu krizi çıkaranlara bu seçimde yeşil ışığı yakmış olarak bu seçim okunmalıdır.” Temel konularda “ben 100 lira fazlasını vereceğim, şurayı satacağım, burayı satacağıma da halk rağbet etmiyor. Bir yönde hem iktidar hem muhalefet artık satma işini bırakın mutfaklarımızda ki yangını artık birlikte söndürün, hizipleşmeyin”demektedir. Halk, “akılcı politikalarla karşılarına çıkmalarınızı istiyor” da denilebilir.
Bu günlük burada keselim ileriki günlerde tekrar bu konuları irdelemeye devam edelim.
Saygılarımla