Antipati ne demektir?
Sevimsizlik, soğukluk, iticilik demektir...
Günün birinde böyle bir başlıkla yazı yazacağım hic aklıma gelmezdi.
Ülkemiz öyle bir hale geldi ki gün geçmiyor ki bir sivri zekalının birisi hangi aklın ürününe hizmet ettiği belli olmayan cins cins bir yazı yazsın ya da açıklama yapsın.
Geçtiğimiz günlerde Sevda Noyan adlı yazar Ülke TV'de Esra Elönü'nün programında bir açıklama yapıyor ki okuduğumda, dinlediğimde irkildim. Yani bu kadının akıl sağlığı yerinde değil ya da çok güvendiği birileri var diye düşündüm.
Şu yaptığı açıklamalara bakın :
"15 Temmuz kursağımızda kaldı, istediklerimizi yapamadık. Bizim aile 50 kişiyi götürür"
Ve devam ediyor :
"Şimdi ben 57 yaşındayım, 17 yaşındayken 12 Eylül'ü yaşadım ve ben bu yüzden üniversite okuyamadım darbe yaşadım. Ve 28 Şubat darbesi, bu darbeler ülkesinde bu yaşa kadar 4 tane darbe yaşadım. Bu 15 Temmuz darbesi de gerçekten hepimizde çok ciddi bir travma yarattı. Bizi öyle yakalayamazlar artık."
Bu arada Cüneyt Özdemir diyor ki; "Ya ne alakası var Canan Hanımla, Ayşenur Hanımla dediğiniz lafın? Bu sözlerinizden terlikle gitmeyeceğiz, başka şeyler yapacağız dediğiniz zaman silah çıkıyor…" dediğinde ise Sevda Noyan yanıt veriyor:
"Eee silah da gerekir, tamam gerekirse silah da olabilir" diyebilmekte...
Ne bu şimdi. Normal mi bu kadının bu şekilde konuşması. Yok mu bu ülkede "gel buraya" diyebilecek bir cumhuriyet savcısı...
Böyle bir konuşna normalse o zaman herkes konuşsun. Herkes tehdit etsin. Eğer herkesin ağzına kilit vuracaksanız onun adı demokrasi olmaz. İsmi faşizm olur. Herkes beyanatlarını anayasaya ve türk ceza kanununa uygun yapmak zorundadır. Eğer bir kere görmezden gelirseniz toplumun adalete olan güveni sarsılır ve orman kanunları işler. Kimse kimseyi silahla veya sözlü olarak tehdit edemez. Buradan tüm cumhuriyet savcılarına suç duyurusunda bulunuyorum. Toplumun huzurunu bozmaya kimsenin hakkı yoktur. Gereğini yapmak zorundalar....
Yine 24 Haziran seçimlerinden bir ay kadar önce de Ahmet Maranki, katıldığı bir televizyon programında "Olmadı artık Belgrad Ormanı'nda bir ağacın altında talim şeyimizi oraya gömdük. Çıkaracağız sokağa artık 'Bismillahirrahmanirrahim' diyerek" şeklinde konuşmuş, sunucu "O kadar da değil" deyince sözlerinde ısrar etmişti…
Yine gecen yazmıştım. Denizli Bayramyeri Camii İmamı Fettah Kahraman'ın sosyal medya hesabından "Elbet önümüze geleceksiniz, o zaman pamuk yerine rakı şişesi tıkayacağız" ifadelerini kullanabilmekte...
İmamın açıklamalarına ceza olarakda ödül gibi ceza. Lojmanı olmayan camiden lojmanı olmayan camiye tayin...
Peki bu vatandaşlar bu cüreti nereden buluyorlar. Bu tür davranışlar toplumda antipati yarattığı gibi toplumun adalete ve kolluk kuvvetlerine olan güvencini zedelemeyecek midir?
Bundan tüm ülkemiz zarar görmeyecek midir?
Aslında hükümet bunlara geçit vermemeli, anında cumhuriyet savcılarını harekete geçirmelidir. Ve bu gibi vatandaşların toplumun huzurunu bozucu davranışları yüzünden toplum indinde mutlaka zarar görecektir. Aynı zamanda hükümet de bundan ileriki zamanlarda zarar görebilecektir.
Evet bu işin şakası yoktur. Gün geçmiyor ki toplumun huzurunu bozucu, kutuplaştırıcı açıklamalar sağlı sollu dolu dizgin ardı ardına gelmekte....
Sonuç olarak diyorum ki!
Alemler kurulduğundan beridir içinde yaşadığımız Dünya gezegeninde sayısız devletler kurulmuş, yine nice devlet adamları gelmiş ve geçmiştir. Kimse bulunmaz hint kumaşı değildir. Tüm imparatorluklar bir bir batmıştır, batacaktır. Tüm devlet adamları da bir bir sönecek, gidecek ve toprak olacaktır. Baki olan sadece Allah'ü Azimüşşan Hazretlerinin c.c zatı ve imparatorluğudur.
Saygılarımla....