2018 yılında gazeteci Cemal Kaşıkçı İstanbul’daki Suudi Arabistan konsolosluğunda hunharca katledilmesiyle ülkemizin bu olayın aydınlatılması için gösterdiği çabaların ardından ülkemiz hakkında bölge ülkelerini de kapsayacak şekilde "Suudi Arabistan Türk ürünlerine ambargoyu genişletiyor, yeni yasaklar getiriyorlar"
Bende kendi sosyal sayfamdan ülkeme yapılan bu harekete karşı bir vatandaş olarak bir paylaşım yaptım.
"Biz bu vehhabiler için :
"Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdulaziz el-Suud'un vefatı sebebiyle; kendileri yas ilan etmediler biz bir günlük milli yas ilan ettik. Üstelik de bunlar için yaptığımızı kendi depremde v.s. sebeplerle ölen insanlarımıza yapmadık...
Alın size Arap dostluğu.. Bunlardan dost olmaz bir kez daha anlamış olduk....
Nûr, 24/61: “Köre güçlük yoktur, topala güçlük yoktur, hastaya da size de güçlük yoktur (Bunlara yapamayacakları görev yüklenmez; yapamadıklarından dolayı günahkâr olmazlar.)”
Fetih, 48/17: “Köre sıkıntı yok, topala sıkıntı yok, hastaya da sıkıntı yoktur. Kim Allah’a ve elçisine boyun eğerse onu, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Kim de yüz çevirirse onu da acıklı bir azaba sokar.”
Hazır Korona salgını varken, bu dönemde Kâbe bile kapatılabiliyorsa geçici bir süre hac ve umre vazifeleri başta olmak üzere bunlara gelir getirici ne varsa hepsini askıya alalım.
Onlara sarf edeceğimiz dövizi iç piyasamızda
harcayarak hareket getirelim. O namertlere dövizimiz gitmesin.
Bakın Kur'an-ı Kerim'de ayet de açık. Köre, hastaya, topala güçlük yok.
Bu koca Dünya'da bize petrol verecek başka bir ülke yok mu? Paramızla ile değil mi?
Burası kabile devleti mi? Sen gel bu ülkede tavuk boğazlar gibi adam boğazla ondan sonrada yaptırım yap!
Var mısınız bu Araplara bir ders vermeye ?
Yok mu duyarlı vatandaşlarımız!"
Paylastığımın hepsi buydu
Sonuç; herkez hayatından memnun. Bize bu hareketler yapılmış, yapılmamış hiç umurlarında bile değiller. Şunu bir kez daha öğrendim ki bu Korona salgınına rağmen bize bu milletler, Suudiler ne yapsa azdır.
Biz bunu hakediyoruz. Unutmayın her arabı saf müslüman sanmayın. Peygamberimize s.a.v. her türlü musibeti de yapan bunlardı. Yerinden yurdundan da kovan bunlardı. Dişini kıranda bunlardı. Hergün beş vakit namazda okuduğumuz Tebbet suresinde ki Ebu Leheb'de kimdi?
Biz tarihimizi bilmiyoruz. Ya da bize tarihimizi yanlış okutuyorlar! Peygamber efendimize s.a.v. acımayan bize hiç acır mı?
Arabistan 'da, yemen cephelerinde daha bir çok yerde bizi fransızlarla, ingilizlerle, italyanlarla bir olup, arkamızdan hançerliyenler kimlerdi?
Bu günkü Suudi'lerin dedeleri Abdullah bin Suud, 2. mahmud döneminde devlete isyan eder ve mekke ile medine'yi ateşe verip on binlerce masumun kanına girerler. Osmanlı devleti bu isyanı güçlükle bastırır ve Abdullah bin Suud'u mısır üzerinden istanbul'a getirir. üç gün boyunca sorgulanır ve 27 şubat 1820'de Padişah 2. Mahmud'un gözleri önünde idam edilir. Tarih kayıtlarını aćın okuyun bunları....
Abdullah bin Suud, vehhabilik mezhebinin temelini atan Abdulvehhab'ın torunudur ve ona göre düşünceleri yaymanın tek yolu kılıçtan geçmektedir. On binlerce başıbozuğu yanına toplayıp İstanbul’a Osmanlı'ya isyan bayrağını açar ve 1801’de Arap yarımadası’ndan Irak’a gidip Kerbelâ’ya saldırır. Çoluk - çocuk demeden üç günde 5 binden fazla kelle keser, sonra büyük dedesi Abdülvehhab’ın "dinde mezar yoktur" düşüncesini hayata geçirme aşkıyla Hz. Muhammed’in s.a.v torunu Hz. Hüseyin’in sandukasını ateşe verir. bu kadarla da kalmaz; ertesi sene Taif’e gider ve Taif'liler’i kıtır kıtır keser. Önünde artık mekke ile medine’nin yolu uzanmaktadır; gider, her iki şehre de girer ve oralarda yaşayan binlerce kişinin canını alır. Hışmından sadece insanlar değil, din büyüklerinin mezarları bile nasibini alır, Peygamber efendimizin s.a.v. Medine’deki türbesinin dışında ne kadar mezar varsa hepsini yerle bir eder. Bugünkü Suudi kralın dedesi sayesinde kutsal topraklara terör hakim olur. Hac yolu yıllarca kapalı kalır ve bu arada her şeye rağmen hacca gidenlerden haber dahi alınamaz.
Yemen Türküleri bu arapların mezalimlerinin sonucu çıktı. Benim Arap düşmanlığı yapna gibi bir durumum yok. Gercek bu Yemen türküsü Yemen'de çatışmada ölen Osmanlı askerleri için yakılmış bir ağıttır. Unuttuk mu bunları!
Osmanlı Yemen topraklarını ülkesine kattıktan sonra buradaki hükümdarlığını sürdürmek için çok şehit verdi. Beş cephe de birden çarpışan Osmanlı kuvvetleri Anadolu'dan asker sevkiyatı yaptı. Çarpışmalar o kadar şiddetli oldu ki aileler Yemen'e cepheye giden evlatlarının artık geri dönmeyeceğini biliyorlardı.
Bu türküleri kafanızı sağa sola sallıyarak dinlemeyin, orda canını verip yatan ecdadımızı içimizde birkez olsun hissederek dinleyin.
Mustafa Kemal Atatürk’ün, Suudilerin mezarlıkları ortadan kaldırma planı kapsamında Hz. Muhammed’in kabrini de yok etmeyi tasarlamasını öğrenmesi ile birlikte Suudi Kralına bir mektup / mesaj gönderdiği bilinmektedir.
"Suudi kralı dikkatine !! Tarafımıza ulaşan haberlere göre Allah'ın sevgili ve özel kulu, elçisi peygamber efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın kabrini yıkıp yerini degiştirecekmişsin. O Mezarın tek taşına dokunursan kurtuluş savaşını bırakır ordularımla aşağı inerim..
26 Haziran 1919 MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
(Mesajın orjinali Cumhurbaşkanlığı arşivlerinde saklanmaktadır denilmektedir. Bunlar halkımızdan saklanılmasın, halkımız dostunu düşmanını ögrensin.)
Dedesinin idam edildiği günden beridir Suudiler Osmanlı'ya, Türklere hasmane tutum ve davranış içerisinde olmuşlardır.
Kral Fahd, Cidde'deki evin kapısına "Bu ev, Osmanlı'ya karşı bağımsızlık savaşı veren Suudilere yardımcı olan İngiliz Thomas Edward Lawrence tarafından karargâh olarak kullanılmıştır" yazılı plaket bile astırmıştır :
* 1980'li yıllarda Kraliyet ailesinin emriyle Cidde, Mekke ve Taif'deki cumbalı Osmanlı evlerinin de yıkıldığı,
* Kraliyet ailesinin Medine, Mekke ve Taif'deki Türk şehitliklerinin bir bölümünü de buldozerlerle harabeye döndürdüğü,
* Dünya insanlığının mirası olan tarihi Ecyad Kalesi'nin buldozerlerle yıkılması....
Bu Suudi'ler daha neler yapmadılar ki !
Ben bir ülkücüyüm hiç saklamadım bunu. Elhamdülillah da müslümanım. Konu Osmanlı'ya sahip çıkmaksa işte Osmanlı'ya bu arapların hasmane tutumları!
Konu Türklükse, milliyetçilikse, müslümanlıksa bizlere yaptıklarını, İngiliz casusu Thomas Edward Lawrence'nin evini bile plaketle müze haline getiren bir müslümanlık anlayışı......
Halkımızda ki bu duyarsizlığa karşı pes diyorum doğrusu. Bu Suudiler, Araplar bize ne yapsa azdır velhesselâm ....
Saygılarımla...