Buzağı, kuzu ve oglaklarda İshal ve pnömoniye neden olan enfeksiyöz ajanlar, yetersiz bağışıklık ve kötü çevre koşullarında aşırı etkili olmaktadırlar. Bir başka deyişle; hayvan refahının sağlandığı işletmelerde ortamda doğal olarak bulunan enfeksiyöz ajanlar, bağışıklık sağlayarak hastalık yapma gücüne kavuşamamaktadır.
Patojen mikroorganizmalar, yeni doğan buzağı, kuzu ve oglakların vücuduna ağız, burun ve göbek kordonu olmak üzere üç yoldan girebilmektedir. Bu bulaşmayı önlemenin yolu, buzağıların temiz, kuru ve havadar ortamlarda tutulması ile göbek kordonunun doğum sonrası % 7 iyodin (Baticon) içeren antiseptikle ilk 3 günde 12 saat arayla dezenfeksiyonundan (Devamisin spreyde olabilir) geçmektedir.
Göbek kordonu dezenfeksiyonu yapılmayan buzağılarda ölüm oranının yapılanlara göre ortalama % 11 daha yüksek olduğu ortaya konulmuştur.
Yapılan araştırmalarda buzağı, kuzu ve oğlak ölümlerinin %50’sinden fazlasının ishallerden, yaklaşık % 25’nin de solunum sistemi hastalıklarından kaynaklandığı ortaya çıkmıştır.
BUZAĞI, KUZU VE OĞLAKLARDA İSHALE SEBEP OLAN MİKROBİYEL VE PARAZİTER ETKENLER :
* Bakteriler: Colibasillosis (Daha çok E. coli K99 ve E. coli CS 31A suşları), Salmonellosis (Daha çok S. typhimurium) ve listeria,
* Virusler; Rotavirus, Coronavirus, BVD (Bovin Viral Diare),
*Parazitler; Cryptosporidiosis (C. parvum ), Coccidiosis (Eimeria bovis, E. zuernii, E. alabamensis), Giardia (Giardia intestinalis), Strongyloides (S. papillosus).
BUZAĞI, KUZU VE OĞLAKLARDA PNEUMONİYE SEBEP OLAN PATOJENLER:
* Bakteriler; pastörellosis (Manheimia haemolytica, Manheimia multocida), mycoplasmosis (M. bovis),
* Virusler; RSV (Respiratory syncytial virüs) ile PI 3 (Parainfluenza virüs 3).
ENFEKSİYÖZ OLMAYAN İSHAL VE PNEUMONİ NEDENLERİ :
* Buzağı, kuzu ve oğlak barınaklarının kirli, rutubetli, havasız, aşırı kalabalık, çok sıcak ya da soğuk olması,
* Yeni doğan buzağılarla yetişkinlerin bir arada tutulması,
* Stres,
* Buzağının zamanında ve yeterli miktarda kaliteli ağız sütü alamaması,
* Besleme düzensizliği,
* İçirilen sütlerin soğuk ya da bozuk olması,
* Gebeliğinin 7. ayından sonra nakledilmesi ve güç doğum şeklinde sıralanabilir.
BESLENMEYE BAĞLI İSHALLER:
Normal koşullarda buzağılar tarafından içilen süt rumeni (işkembeyi) geçerek abomasuma (şirden) gelir. Süt burada kısa sürede pıhtılaşır ve yavaşça abomasusdan ince bağırsağa geçer. Aşırı tüketim, yanlış pozisyonda veya uygun olmayan emzikle (yerdeki kovadan süt içirmek, geniş delikli emzikler gibi) ve stres koşullarında; sütün bir miktarı pıhtılaşmadan ince bağırsağa geçer.
Patojen mikroorganizmalar sindirilmeden ince bağırsağa gelen sütteki laktozu ve proteini kullanarak kolay ve hızlı bir şekilde çoğalmaya başlar. Buna bağlı ishal şekillenebilir.
Sindirim ve solunum sistemi hastalıklardan korumanın en etkili yolu, uygun barınak tasarımı ve havalandırma ile birlikte buzağıya zamanında kaliteli kolostridium (ağız sütü) sunmak, aşılama ile işletmelerde ödünsüz refah ve hijyen gereklerine uyulmasıdır.
İSHALLERDE PPROBİYOTİK MUCİZESİ:
Bu sahada uzun süredir Ekşen Tarım olarak ekipce üzerinde çalıştığımız ve muhtelif il ve ilçelerde büyük baş ve küçük baş çifliklerinde buzağı ve kuzularda ishal vakıalarında kullandığımız canlı bakterili probiyotik, biyoferment ürün olan PROBİYO ile çok mükemmel sonuçlar alındı. Yine her zaman dedigimiz doğal bakım, beslenme tedavinin kaynağı probiyotigin mucizesine yine buzagı ishallerinde de tanık olmaktayız.
Aynı zamanda Kapsam haberin tarım ve hayvancılık üzerine araştırmacı gazeteci Mustafa Kemal Bektaş çiftliklerde teknik personel ile birlikte yapılan ishallerle ilgili çalısmalar ile ilgili:
"Laboratuvar şartlarında üretilen bakterileri yarım yağlı süt ile buzağı, kuzu ve oglaklara verdiğimizde bağırsaklarına yerleştirdiğimiz de canlı mikro organizmalar (en az 10-20 milyar) ve katkı maya ve vitaminler ile adi ishalleri hem durdurduk ve hemde hastalıklara karşı direnç kazanarak performanslarını artırdık. Crypto (Kripto) ishallerine karşıda nekahat döneminin hızlandığını gözlemledik. Yine buzagı çıkıslarının normalinden 10 kg kadar arttığı da tespit edildi. PROBİYO kullanılan çiftlik, ahır ve ağıllarda buzağı, kuzu ve oğlak kayıpları bu sayede minimuma indi. Çoğu işletmelerde hiç kayıp verilmedi.
Anne ve babalarında kullandıklarımızda sağlıklı yavrular aldık. Ve bu ahır ve ağıllarda İshal vakıaları ile daha az karşılaştık. Yemlerden tam istifade ettikleri, sağlık problemlerinin az olması dikkat çekiciydi"
"Ayrıca büyük baş ve hem de küçükbaş hayvanların performanslarını PRORUMİ probiyotigi ile artırdık. Sütün miktarı ile birlikte protein ve yağ oranının da % 5 ile % 8 arasında arttığını gözlemledik."
"Probiyotik uyguladigımız hayvanların, yavruların diğerlerine göre hastalıklara karşı oldukca dirençli oldukları ve yemden tam istifade ettiklerini, çiğ atma dedigimiz hazmedilmemis gıdayı sıfıra indirdiklerini, adi ishalleri önledigini, gaz şiskinliklerininde olmadigını (tympani), istahlarının arttığını, gebe olan hayvanların daha sağlıklı ve doğan yavrularında sorunsuz olduğunu gözle görülür fark edilebilir olduğunu tesbit ettik." diye belirtmekte.
BU BAĞLAMDA NE TEDBİR ALMALIYIZ :
° Kurudaki inek ve gebe düveler kirli ortamlardan uzak tutulmalıdır. Deri ve memeleri dışkı ve idrarla yoğun temas eden ileri gebe hayvanların; dışkı kaynaklı enfeksiyonlara maruz kaldığı unutulmamalıdır.
° Doğum bölümü geniş, rahat, ılık ve temiz tutulmalı, doğumdan sonra temizlenip dezenfekte edilmelidir.
° Sürüde iç ve dış parazit muayenesi yapılarak, gerekirse yıllık programlar dahilinde parazitlerle mücadele edilmelidir.
° Doğum esnasında buzağıların ve annelerin stres yaşamaması için tedbir alınmalıdır. Düvelerde ve doğum güçlüğü yaşayan ineklerin tohumlanmasında doğum kolaylığı olan boğaların sperması kullanılmalıdır.
° Gereksiz bir şekilde doğumlara müdahaleden kaçınılmalıdır. Buzağılarda ishalin başlıca nedeni olan E. coli, rotavirus ve coronaviruse karşı ağız sütüyle performans kazandırmak için PROBİYO biyoferment canlı bakterili probiyotik mutlaka kullanılmalı, gebe hayvanlar doğumuna 4-9 hafta kala mutlaka aşılanmalıdır.
° Buzağı Septisemi Serumu (hiperimmun serum), buzağı septiseminin hem tedavisinde hem de korunmasında kullanılabilir.
° Tedavi aşamasında oldukça başarılı olan serumun, koruma süresi anneden gelen antikorun sağladığı korumadan daha kısa sürelidir. Bu nedenle öncelik doğumuna 4-9 hafta kala anne adaylarının buzağı septisemisine karşı aşılanması yerinde olacaktır.
° Geviş getiren hayvanlarda gebelik esnasında anneden yavruya antikor geçişi olmadığı için, pasif bağışıklık sağlanmasının en etkili yol kaliteli kolostridiumdur. (ağız sütü) Bu nedenle doğan buzağı, kuzu ve oğlakların mümkünse ilk 20 dakika içerisinde kaliteli kolostrum alması sağlanmalıdır.
° Doğan yavruların ilk 6 saat içerisinde canlı ağırlığının % 10 kadar kaliteli kolostrum aldığından emin olunmalıdır. İlk 3 gün kolostrumla beslemek yavrularda mukozanın oluşumu açısından önemlidir.
° Bölmelerdeki havalandırma iyi yapılmalıdır. Yani hayvanın direk üzerine gelmeyecek şekilde kışın kısa aralıklarla, yazın sık sık yapılmalıdır.
° Buzağıların altıkları sık sık temizlenmeli, ıslak ve nemli bölgelerde tutulmamalı, yataklıklarının kuru olmasına dikkat edilmelidir.
° Yeni doğanlara mutlaka ağız sütü (colostridium) verilmeli, verildiği sıcaklığa dikkat edilmeli, içemeyenlere biberonla içirilmelidir. Böylece bağışıklık anne sütüyle sağlanacağı için ishal büyük ölçüde görülmeyecektir. PROBİYO canlı biyoferment probiyotiği kullanıyorsanız 39 C° ye kadar ısıtmaya gerek olmayıp 20-25 C° oda sıcaklığında bile verebilirsiniz.
° Günlük içmeleri gereken sütün her gün aynı saatlerde olmasına dikkat edilmelidir. Yavrular dengeli beslenmeli, aşırı ve düzensiz beslenmemelidirler.
° Yavrularda doğumdan sonra başlanacak yemlerine ek olarak A, D, E gibi vitaminlerle birlikte PROBİYO biyoferment probiyotik ile destek olunmalıdır. Bu sayede hem ishalleri durdurabilir, hemde performanslarını artırarak hastalıklara karşı direnç kazanımı sağlamış olursunuz.
° Buzağıları beslerken kullandığınız kovalar, biberonlar mutlaka temiz olmalıdır, içlerinde su v.s bırakılmamalıdır.
° Bölmeler aşırı kalabalık olmamalı, buzağı başına en az 2 m2 yer sağlanmalıdır.
° Süt ikame yemi kullanılıyorsa; kaliteli olmasına ve yağ oranının yüksekliğine, yağın hazmedilme oranının yüksek olmasına dikkat edilmelidir.