Samsun Çarşamba ilçesi Çay Mahallesi Terme Caddesinde bulunan Göğçeli Camii mutlaka ziyaret etmemiz gereken yerlerden birisidir.
Samsun’a yaklaşık 40 km. mesafede ve ilçe merkezinin 3 km. kadar doğusundaki Hasbahçe Mahallesi’nde Gökçeli Mezarlığı içinde bulunmaktadır. İnşa kitabesi bulunmayan caminin kayıtlı bir vakfiyesi de yoktur.
Samsun Valiliğinin çıkardığı Samsun’un Ahşap Camileri, 2011” adlı buroşüre göre benzeri 15 adet cami Samsun ili içinde mevcuttur.
Camiler kadar bazılarının etrafında hazire veya mezarlık denebilecek tarihi Osmanlı ve Selçuklu mezarları ve mezar taşları da araştırmacıların ilgisini beklemektedir.
Bilgileri çoğunlukla Cami görevlisinin verdiği bilgilendirme kağıdından aldık. Hasanbahçe Göğçeli (Gökçeli) Mezarlığı içinde ovadadır. Halk tarafından Çivisiz Cami denmektedir.
Çarşamba Yaycılar Köyü Camii ile yapıyla ilgili dendrokronolojik bulguların dışında fazla veri bulunmamasına karşın aralarında büyük benzerlikler vardır.
Dendrokronolojik (ağaç halkalarına dayanarak tarihlendirme) araştırmalara göre I.Gıyaseddin Keyhüsrev dönemine, 1206 yılına tarihlendirilmektedir. Camiinin revak bölümlerinin de 1335 yılından olabileceği Amerikalı Peter Ian Kuniholm tarafından belirtilmektedir Camiler bölgeye özgü ahşap mimarinin seçkin örneklerindendir. Yaycılar Köyü Camii’nde bezemeye rastlanmazken, Gökçeli Camii’nin tavanındaki kalem işi süslemeler bu bakımdan yine önemlidir. Cami, ahşaptan yığma tekniğinde inşa edilmişti r. İnşa kitabesi bulunmayan caminin kayıtlı bir vakfi yesine rastlanılmamaktadır. Dendrokronoloji alanındaki araştırmalarıyla tanınan Amerikalı bilim adamı P. I. Kuniholm, yapıdan aldığı ahşap numuneler üzerindeki testleri sonucunda caminin 1206’da inşa edildiğini, önündeki revakın 1335 yılında eklendiğini veya onarıldığını belirtmektedir. Cami, ahşaptan yığma tekniğinde, köşelerde kurtboğazı geçmelerle, duvar boyunca tek parça olarak uzatı lan, ahşap perdelerle inşa edilmişti r. Camii 2007 yılında kapsamlı bir restorasyon geçirmişti r. Harimde aşık, mertek ve direklerde aşı, çatı tahtalarında kök boyalarıyla yapılmış kalemişi nakışlar görülmektedir. Camideki klâsik moti f ve kompozisyon düzeni nakışların, erken Osmanlı döneminden başlayıp klasik devir sonuna kadar ki bir dönemde, 15. yy.–17. yy. sonu arasında yapılmış olabileceği düşünülmektedir. Gökçeli Cami, Türkiye sınırları içinde ayakta kalabilen en eski ahşap cami olarak kabul edilmektedir.
Kadastro durumu; pafta 60-62 ada 130, parsel 30 şeklinde tescillenmiştir.
Caminin değeri asli halini imuhafaza etmesinden kaynaklandığından ve giderek daha da çok değer kazanacağından Anadolu’da benzerleriyle kıyaslandığında olağanüstü koşullarda korunması gerektiği ortaya çıkar.
Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne ait cami, Selçuklu veya Abbasi gezici irşat ekibi tarafından 1195 yılında tahmin edilmekte olup ahşap çatı tekniğiyle veya Anadolu Selçuklu çantı tekniğiyle inşa edilmiştir. Minaresi yıkılmıştır.
Mahalli hikâyesi şöyledir:
Halk arasında Göçeli de denmektedir. Bir rivayete göre Karadeniz’den donanması ile gelerek bölgeye yerleşen ve halen ismi bilinmeyen bir İslâm hükümdarı tarafından yaptırılmıştır. Aynı hükümdar tarafından benzer dört cami daha yaaptırıldığı da rivayetler arasındadır. Bu camiler şunlardır: Terme Yavaş Köyü Camisi, Aşağı Kavacık Mezarlığı Camisi, Karagöz Mevkii Camisi, Yaycılar Köyü Camii.
Caminin üzeri aktarılırken kirişlerin birisinde 592 tarihine rastlanılmıştır. Arapça harflerle yazılmıştır.
Göğçeli adı o zamanlar mezarlıklara “Göç Eli” denmekete olduğundan adı da buradan gelmektedir.
Zamanla kullanıla kullanıla değişime uğramış ce eskilerin tabiriyle kesreti istimalden dolayı adı Göceli şekline dönüşmüştür.
Cami'de hiç çivi yoktur.
Ağaç yontma tekniğiyle inşa edilmiştir.
Caminin giriş sacağında hilâl şeklinde bir görünümvardır.
Yine caminin giriş kapısının üzerinde yaya şeklinde bir görünüm bulunmaktadır. Caminin ana giriş kapısı bir adet olup içeriye girince karşımıza gelen birinci direkte yukarıyı gösteren bir ok işaretine raslanır.
İşaret; başınız dik olsun, kimseye karşı eğik durmayınız şeklinde yorumlanmaktadır.
Sağda ve solda birer ışıklandırma penceresi ve çıkış kapısı bulunmaktadır.
300 metrekare ebadında bir alanı kaplar.
Mezarlıkta Osmanlı Türkçesiyle eski harflerle yazılmış mezar taşları vardır. Mezar taşlarının günümüz Türkçesine aktarılması gerekmektedir.