“Ukrayna’ya destek vereceğiz, Rusya’yla savaşmayacağız” diyen İngilizler öz Türkçe ne demek istiyor? Tavşana kaç tazıya tut demiş atalarımız. Hiçbir ülke bir şey almadan bir şey vermez. Kişisel olarak başından beri başta Amerika olmak üzere Batı ülkelerinin ikircikli tutumundan kuşkulanıyorum. Karamanın koyunu sonra çıkar oyunu demiş atalarımız. Bunun altından ne çıkacak? O zaman soruyu şöyle soracağız: Rusya nasıl ikna oldu?
doğusunda veya güneydoğusunda Bağımsız Kürt devleti kurulması karşılığında Ukrayna'yı Rusya'ya verdiler. Rusya’yı bu şekilde teskin ettiler. Rusya Ukrayna’nın kanadını kolunu kırpıp çırpıp bir ördeğe benzetecek ve karasal bir ülke yapıp her yönüyle kendine mahkum edecek. Şu anki gidişat odur. Bu işten en kârlı çıkacak olan ülke Rusya’dır.
Şu anki tek umudum Ukrayna’nın Avrupa’da bir Afganistan olmasıdır. Bu aşamada güvenebilceğimiz tek ülke Ukrayna’dır.
Türkiye'nin başı büyük bir belaya girerse bundan memnun kalmayacak tek ülke Gürcistan'dır. O da ne kadar önemlidir? Apaşikardırki Türkiye'nin bölünmesi için ne gerekirse yapacaklar. Bundan en çok memnun kalacak ülkeler Batı başta olmak üzere Amerika ve Ortadoğu'daki tüm İslâm ülkeleridir.
bu oyuna karşı nasıl hareket etmeliyiz sorusunu sormanın zamanı geldi. İsrail askeri yetkilileri açıkça vurguladıki biz bağımsız Kürdistan’ı destekliyoruz. Demek oluyorki bedeli ödenmiş bir Haçlı-Musevi ittifakı ülkemizi yeniden paylaşmak için nasıl bölecekleri plânlarını icra ediyor. İsrail Cumhurbaşkanı zannederimki cenaze marşının son melodisini çalmak için gelebilirse Türkiye’ye gelecek.
ülke dost yakın ülke düşman” kuralı bir Japon atasözü olup bizim için de fazlasıyla geçerlidir. Biz bu şansı mecburen kullanamadık. Bizim tek sorunumuz birbirimizle didişmek . Nostradamus’un 16. asır kehanetleri birbir çıkıyor. Yanılmak istiyorum. Aklımı kullandığımda böyle düşünüyorum. Hissimi kullandığımda ise gözlerimini önüne “kandan” başka bir şey gelmiyor. İngilizler derki “Türkler müzakerelerde uzun uzun bitmek tükenmek bilmeyen inat ve enerjiyle tartışmaları sürdürürler. Ardından sizde şu izlenimi bırakırlar. Türkler hiç ödün vermeyecek. İlişkiler kesilir. Ardından hiç ummadığınız bir anda umduğunuzdan daha fazla bir ödünle masaya oturarak sizi şaşırtırlar.” Şeklindeki değerlendirmeleri yeniden gözden geçirmeliyiz. Korkuyorumki durumu bu noktaya getirmek için büyük şirketlerin emriyle oynanan büyük bir oyunda figüran durumuna düşeceğiz. Yanılmak istiyorum . Birbirimizle didişmenin zamanı değildir. Çünkü bu Dünya artık bir köyün sokağı kadar büyük.