ve Doğu Cava düğünleri hiç tanımadığımız dindaşlarımız Endonezlerin İslâm dini zihniyetini yansıtır. Hiç ilgilenmediğimiz, karşılaştığımız zaman bile fazla merak etmediğimiz bu dinî zihniyete Amerikalı insanbilimci Profesör Geertz 1950’lerde yıllarını harcayıp Cava Dini (The Religion of Jawa) adını verdiği doktora teziyle adeta damga vurdu.
Bu düğünlere köy devlet dairesi (kantor desa) önünde rastlayabileceğiniz gibi evinin önündeki bahçede de icra edenlerle karşılaşabilirsiniz.
tam bir devşirme havası içine hanımlı-beyli Hindu-İslâm karışımı etkinliklerini izleyebilirsiniz. Geertz’in Cava Dini dediği budur. (Agama Jawa)
Mutlu bir evlilik (pernikahan bahagia) için uyuşturucunun yaygın olduğu köy- kentlerde bir nevi Yeşilay yapılanması olup hükümet tarafından destleklenen ve göğsündeki Karung Taruna yazısıyla Yeşilayı anımsatan bir teşkilat görevlisi olduğu anlaşılan bir beyle de karşılaşabilirsiniz Hepsinin aynı motifli milli kumaş süsüyle (batik) bezenmiş hoş giysilerle ortalıkta dolaştıklarını görebilirsiniz.
Kimilerinin göğsündeki yazıdan köy idaresi görevlisi olduğunu üzerinde sokak amiri (RT) yazan sandalyeyi taşımasından anlayabilirsiniz. ERTE denen bu kişiler vatandaşın ilk muhatap olduğu bir nevi devlet görevlisidir.
orkestrası et-tırnak gibi bir şey olup düğünlerin olmazsa olmaz figürüdür. Sırtı açık hanımlar ise bu işi ücretle yapan profesyonel şarkıcılar olup bir nevi köçekçe diyebiliriz. Sırtın açıklığı saflığın, haysiyetin simgesi olup bu kıyafetlerle mezarlıkları da ziyaret edebilirler. Orta zihniyetinde hanımlar bize Tanrıdan çocuk alıp getiren mübarek varlıklar olup önceklikli hürmet edilmesi (mengutamakan wanita) gereken emanetlerdir
Beyler kafalarına taktıkları Cava İslâmı (Kejawen Islam) simgesi Hindu sarığı (blangkon) ile Cava orkestrası eşliğinde musikiyi icra ederler.
tarz Japonya’da tiyatrolaşmış ve Buda kültürüyle özdeşleşmiştir. Düğünlerde icra edilmez. Kadınların saçlarını arkadan geniş topuz yapmaları (sari konde) Cava’da asalet, haysiyet ve yüceliği simgeler.
Geçen senelerde Sukarno’nun kızı Sukmawati Sari Konde Şiiri (Puisi Sari Konde) ile kamuoyunda çok tartışılmıştı. Dava edilmiş mahkemelere çıkmıştı.
giydikleri etek uzun giysi (kebaya) ise kadınların zengin ve asil olduğunu vurgular. Paketlerde gıdalar olup Hindistan cevizi türevleri olan bisküvit, püre vesaire olarak düğün yerinde bulundurulur.
Kafalarına İkinci Mahmut sarığı takan beyler ise (peci) klâsik İslâmı temsil edenler oluyor. Bunlar genellikle yatılı imam-hatip mektepli (santri) kökenlidir. Geertz adlandırmasında köy hocaları (abangan) ile ticaret yapan mektepli hocalara aynı zamanda beyaz giyenler (kaum putih) de deniyor. Bu iki katmana da üçüncü olarak köy muhtarı (kepdes) ve elemanlarını ilave edip Geertz’in üçlü sınıflamasının tepesindeki devlet memuru (priyai) ile prizmayı tamamlayayıp dikebiliriz.
konuşan ve takdim eden kişi genellikle erkek olup Endonezce Cavaca ve eski Cava lisanıyla hitap etmesi adettendir. İkram olarak bardaklarda baharatlı meyveli şerbet var. Çok lezzetlidir.
gördüğümüz, “tertemiz giyiniyorlar, hepsi üniformalı” deyip övdüğümüz Endonezleri daha yakından tanımaya çok ihtiyacımız var. Böylece daha sağlıklı ekonomik, idari ve siyasi ilişki kurabiliriz. Yargılamadan, sadece ne olup bittiğini izleyerek.
Cava Adası’nda geçirdiğimiz 2,5 yılda şunu anladık ki buna her iki milletin de ihtiyacı var.
(1) https://www.youtube.com/watch?v=_cUtmHhXMDE
(2) https://www.youtube.com/watch?v=9asnRkMGe14