Çok karıştı ortalık…
Kimin eli kimin cebinde bilinmiyor.
Vatandaş kime inanacak şaşırmış durumda.
“Ben gördüğüme inanırım” diyenler artık gördüklerine de inanmıyor.
Demek bir şeyler değişiyor ülkemizde.
Algı yeteneklerimizi mi yitirdik ne?
Akıl ve mantık eksenimizde mi bir kayıp var? Kıymet değerlerimiz veya hükümlerimiz mi yok edildi? Bazende düşünüyorum da acaba yediklerimize ve içtiklerimize adını bilmediğimiz ‘yeni mucize’ ilaçlar katılarak uyutuluyor muyuz? Yoksa bütün vasıflarımızın, duygularımızın, saygınlığımızın kaybolmasında başka bir kestirme yol mu var bilmiyorum.
Milletimiz hiç bu kadar sağduyusunu kaybetmemişti.
Milletimiz hiç bu kadar çaresiz ve gelişen hadiseler karşısında bigâne kalmamıştı.
Hiç bu kadar adalet, hak, hukuk ve vicdanını kendi içinde kaybetmemişti.
Ne oldu bizlere?
Yanlış tercihler ve teşhisler sayesinde güzel yurdumuz ve güzel insanlarımız bozuk para gibi harcanmakta, çeşitli mühendislik kliplerle her şey ters-yüz edilmektedir.
Bir aldanış içindeyiz…
Aslında aldanış içinde olduğumuzun farkındayız. Belki de aldandığımız noktayı ararken yeni aldanışlar içinde ne yapacağımızı şaşırıyoruz.
Her defasında vurulan neşterle yanlış uzuvlarımız kesiliyor. Hasta uzuvların salgıladığı virüs tümüyle bedenimizi hakimiyeti altına almaya çalışıyor. Her defasında bir ümidle neşterin altına bile bile yatıyoruz.
Gerçekten Ak’la Kara’yı bir birinden ayıramaz durumda olduğumuza inanıyorum. Ekonomik, sosyal, psikolojik ve siyasal meseleler her kişiyi öyle sarmalamış ki, kurtuluş reçetesi yazanın ardı sıra gitmekten başka bir çaresizliğin içinde kıvranıp duruyoruz.
Medya da kimin sesi fazla çıkarsa, billboard ve raketlerde kim kendini daha iyi gösterebiliyorsa, kim daha çok odun-kömür veya promosyon dağıtıyorsa, kim daha çok ‘sıkma’ projelerle sözler veriyorsa, kim korku imparatorluğunu hakim hale getiriyorsa, güçlü olarak addediliyor. dolayısıyla güç , sihirli hale geliyor.
Ben ülkemde esir gibi yaşamak istemiyorum. Ben ülkemin topraklarında öksüz bir insan gibi bulunmak istemiyorum. Adaletin, aldatmanın, vicdanın, adaletin, hakkın hukukun olmadığı bir ülkede yaşamak istemiyorum.
Ben, benim ülkemde insan gibi yaşamak istiyorum.
Benim vatanım, benim ülkem, benim milletim, benim bayrağım filhakika benim devletim derken bana ‘benim’ olduğunu hatırlatacak ‘benim’ olduğunu unutturmayacak ‘benim’ olduğunu fark ettirecek bir yönetim, bir sistem, bir ülkem olsun istiyorum.
Beni dünlerimden kopartarak yarınlarımdan ümitsiz hale getirecek, beni ben yapan milli ve insani değerlerimden süratle uzaklaştıracak, ‘Türk olmak şerefini’ yok kabul edecek, Türk olmamı ‘ırkıçılık olarak addederek beni ‘soysuz’ hale getirecek bir anlayışı kabul etmek ve böyle bir anlayışın yönetimi altında bulunmak zulümden başka bir şey değildir.
Sağlıcakla kalın....