Babamı bilenler bilir. İsmi Mustafa Bektaş, öğretmendir kendisi. Üzerimizde emeği çoktur. Konuşkandır. Kendi döneminde yaşadıkları ile ilgili usanmadan saatlerce anlatır.
1990 lı yıllardı. O kadar çok şey anlattı ki, bir ara bunaldım. Ağzımdan bir cümle döküldü:
"Babacığım senin zamanında uzun burunlu Magirus otobüsler vardı. Simdilerde 403 otobüsler çıktı. Şimdi de 403 lere binen yok" dedim.
Babamda :
"Oğlum benim yaşıma geldiğinde sende beni anlıyacaksın" demişti.
Aradan yıllar geçti. Kızımla sohbet ettiğimde şimdi onu daha iyi anlamaktayım.
Son zamanlarda tv. tartışmalarında politikacıların dillerinde bir "X", "Y", "Z" kuşaklarıdır gidiyor...
"Z" kuşağı, milenyumun çocukları
Bu çocuklar 2000 yılların başında teknolojinin kucağında doğdu. Bu nesil ''internet kuşağı'' şeklinde de adlandırılabilir. Politikacıların yaka silktikleri ve en çok korktukları bu kuşaktır.
2000 li yıllarda teknoloji tam olarak hayatımıza yerleştiği bu yıllarda bu çocukların ergenlik dönemlerinde giriş yaptığı için zeki kuşak olan bu kuşağa "Google kuşağı", ".com kuşağı" olarak da isimlendirilmektedir.
Bu kuşak:
- Oldukça çok iyimser, çok fazla hırslı olmasalar da kişisel hırslarına her zaman düşkündürler.
- Özgürlerdir, bağımsızdırlar ve onlar adına mümkün olmayan herhangi bir şey yoktur.
- Teknolojinin sayesinde her türlü bilgiye oldukça çabuk ulaştıklarından ötürü hızlı yaşamaya alışkındırlar. Onlar için engel koymak, engellemek telafuzu asla mümkün değildir. Bu yüzden de her şeyden çok çabuk sıkılarak vazgeçebilirler.
- Bu kuşaktakiler sokak oyunlarını dahi bilmezler..
- Bilgiyi çok hızlı işlerler, kendi kendilerini yönlendirebilmekteler,
- Grup çalışmasına çok önem vermekteler, yaratıcı ve işbirlikçidirler...
- Çevresel, sosyal ve ekonomik sorunlar daima ilgi alanında olup, çözme eğilimindedirler.
- Mantıklı gördükleri her şeyi desteklerler, bunların arkasında sağcıymış, liberalciymiş, solcuymuş, koministmiş hic bakmazlar. Anında örgütlenirler. Doğrularıdır önemli olan. Bu nedenle bu kuşakla siyasetçilerin işi oldukça zor. Biatcılık onlara ters gelir..
- Bu kuşağın hobileri arasında bilgisatar programı yazılım hileleri, bilgisayarlar, akıllı telefonlar, tüm bu teknolojik cihazlar yer alıyor...
Kısacası bilgisizseniz bu kuşağın karşısında adeta bir hiçsiniz. Hele hele de bu kuşaktakiler işsizse bu kuşağı asla zaptedemezsiniz. En son İstanbul seçimlerinde ve genel seçimlerinde seçim sonucuna nasıl damga vurduklarını gördük.
Gelelim kuşaklar niye çatışıyor, ne istiyorlar bir birilerinden ona bakalım :
İlk kuşak X kuşağı 1965 - 1980 yılları arasında doğan insanlardan oluşmaktadır. Ben dahil bir çok olgun yaştakiler bu kuşağa aitiz. Hem posta yoluyla hem de cep telefonu SMS ile bayram mesajı gönderen tek nesiliz. Merdaneli çamaşır makineleri, otomatik çamaşır makineleri, buzdolapları ile ilk tanışan kuşak biziz.
Renkli televizyonu ilk izleyen kuşak olmasının yanı sıra özel televizyonculuğun doğuşuna da şahitlik ettik. İnternetin icadı ve ilk kez kullanışı yine bizim X kuşağı dönemimizdedir.
"Y" kuşağına gelince :
1980 ve 1999 yılları arasında doğanlara da "Y kuşağı" adı verildi.
Bu kuşak grubundakiler televizyon ile büyümüşlerdir. Bu kuşaktakiler teknolojiyi yakından takip etme imkânı bulmuşlar ve daima yeniliklere açık oldular. Dünyadaki tüm gelişmeleri yakından takip ederek büyüdüler. Son zamanlarda yaşanan teknolojik gelişmelere de ayak uydurabildiler.
Bu kuşağın en önemli özelliği sorgulamaya açık olmalarıdır. Nedenini bilmedikleri şeyleri yapmaktan kaçınırlar. Düşünmeyi ve üretmeyi çok sevmelerine karşın bu kuşak harcamalarını bilinçsizce yapmaz. Faydasını görecekleri her şey için harcama yapmaktan da kaçınmazlar. Harcamalarını da hayattan keyif almak için yaparlar. Eğitim seviyeleri bu kuşağın yüksektir ve tembel değillerdir.
Şimdi zurnanın zırt dediği yere geldik. Bu kadar şeyi niye yazdım, anlatayım efendim:
Kuşak çatışmaları ülkemizde öyle bir boyutta ki maalesef a'dan z'ye yönetici kadroları, siyasi kadroları,hatta aileleri de bu kuşakların ya temel özelliklerini bilmeden ya da bilerek onları görmemezlikden gelerek onların yaşayış şekillerinden tutun hayatları ile ilgili çok önemli kararları kasten onlara dikte ediyorlar.
Çünkü "Z" kuşakları hesap hatası sonucu ortaya çıktı ve biz ailelerde dahil onlara komuta etmekte güçlük çektiklerinden onları zaptetmekde de güçlük çekmekteler. Onlar ne Osmanlıdan anlarlar, ne milliyetçilikten, ne Marx ve Lenin'den anlarlar, ne biatdan, ne de cami kültüründen anlarlar. Onlara 43 numara ayakkabı yerine 42 numara ayakkabı giydiremezsiniz. En son Deizm de bu kuşaklar üzerinde patladı...
Bence naçizane toplumumuzun tüm fertine tavsiyem, "Z" kuşağı dediğimiz bu çocuklarımızı çok iyi dikkatli izleyin. Onların seviyesine inmeden, ne istediklerini öğrenmeden, onları görmezden gelerek, siyasi ihtiras veyz muhtelif hırslar uğruna onların varlığını kabullenmezseniz bu çocuklarımızı zapt edemezsiniz, onları toplum olarak kaybederiz. Üstelik hasta ruhlu bir toplum haline geliriz.
Konuyu yakın zamanda olan bir anımla noktalayayım.
Geçenlerde bir sohbetin ortasında kaldım. Muhterem bir zat ta İmam-ı Gazali'nin eserlerinden okumuş bes belli o eserlerden pasajlar aktarıyordu.
Sohbetin bir bölümünde bana baktı tasdik etmemi ve konuya katılmamı bekledi muhterem zat.
Topu topu 5-6 kişilik gurupdan zatı muhteremle birlikte aynı yaş gurubundan ikimizdik. Diğerleri gençti. Onlarda uyukluyorlardı.
Dedim ki :
Burda ki gençlerin kısmen akaid ve ledünni ilminden anlıyacağını hiç sanmıyorum. Peygamberimiz s.a.v. dahi karşısında ki kişinin ilim ve kültür seviyesine göre konuşurdu. Şimdi bu çocuklara bilim ve teknolojiden söz verelim sana bana takkeyi ters giydirirler dedim. Muhterem zat bozuldu ama gerçekte bu.
Sevgili dostlar, bu kuşaklarla ortak müştereklerde anlaşamazsak bu kuşaklar bir çığ gibi önüne gelen iktidarı, devlet ve siyaset kadrolarını hatta ve hatta aile bütünlüğünü de alır götürür. Üstüne de sosyal patlama yaşanır, aile denen kurum yara alır. Ben anamdan, babamdan boyle gördüm mantığı ile artık bir sonuca varamazsınız.