Saddam Hüseyin El Tikriti, Irak'ı 23 yıl yönetti. ABD'nin Irak'ı işgaliyle iktidardan düşen ve yargılandığı Duceyl davasıyla ölüm cezasına çarptırılan Saddam Hüseyin kimilerine göre bir diktatör, kimilerine göre de bir halk adamıydı.
ABD'nin Saddam'ı ilk devirme girişimi olan Çöl Tilkisi operasyonu, 17 Ocak 1991'de başladı. Saddam yönetimi, 12 yıl süren BM ambargosunun ardından, ABD'nin Mart 2003'te başlayan askeri müdahalesiyle 9 Nisan 2003'te devrildi. Bir süre kaçak yaşayan Saddam Hüseyin, 13 Aralık 2003'te, doğum yeri Tikrit yakınlarındaki Advar'da gizlendiği yerde yakalandı ve yargılanmak üzere hapsedildi. Sonunda 05.11.2006 da asılarak idam edildi.
Kimyasal silah deposuna sahip olduğu söylendi ama ölümünden yıllar geçse de kimyasal silah izine asla rastlanılmadı. 25.11.2003 tarihinde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi devrik Irak lideri Saddam Hüseyin’e ait mal varlığını denetim altında tutmak amacıyla yeni bir komisyon oluşturmayı kararlaştırsa da öldüğünden beridir hala mal varlıkları ne oldu asla basına yansımadı. Bilinen sadece Saddam’a ait milyonlarca bir milyon doların piyasaya sürüldüğü ve servetinin ne olduğu hala belli değil.
Muammer Kaddafi. O da kimilerine göre ülkeyi yıllarca diktatörlükle yönetmiş kanlı bir lider. Kimilerine göre de Libya’daki refah seviyesini arttırmak için uğraşmış bir devrimcidir. Oda tıpki Saddam Hüseyin gibi Vladimir Lenin, Josef Stalin, Adolf Hitler gibi tartışmalı liderlerdendir. Yirminci yüzyılın en çok konuşulan siyasi kişiliklerinden biri olan Muammer El Kaddafi, Libya’yı 42 yıl boyunca demir yumrukla yönetti. Onun da akibeti Saddam gibi oldu. Ölümlerinden sonrada isimlerinin anılması bitmedi.
Belçika merkezli Le Vif dergisinin haberine göre Libya'nın devrik lideri Muammer Kaddafi yönetimine ait Belçika'da dondurulan banka hesaplarından 10 milyar euro kayboldu. Belçika Dışişleri Bakanı ise haberin doğru olmadığını öne sürdü.
Usame Bin Muhammed Bin Avad Bin Ladin.
Usame bin Ladin, 10 Mart 1957 tarihinde Suudi Arabistan'ın Riyad şehrinde doğdu. Babası Muhammed Bin Ladin Cidde'de inşaat işleriyle uğraşarak milyarder olan ve günümüzde Saudi Binladin Group adıyla faaliyet gösteren şirketin kurucusu olup, 2 Mayıs 2011 tarihinde Amerika birlikleri tarafından yapılan bir operasyon sonucu öldürülmüştür.
Dünya tarihinde bu ve bunun gibi irili ufaklı yüzlerce diktatörü, emeperyalist devşirmesi örnekleri vardır. Ben sadece üç tanesini örnek verdim. Bunlardan üç tanesini seçtim. Hepsinin ortak özelliği hayatlarının bir bölümünde Amerika ile çakıştığıdır. Önce Amerika tarafından nemalanan bu zatlar daha sonra da iktidar hırsının da etkisiyle Amerika’ya kafa tutmaları sonucu ile akıbetleri hemen hemen aynı olmuştur. Kullan işi bitince darağacına gönder.
Oysa Amerikalılar onların yaptığını kat ve kat mislisini her zaman aşikara yapmaktadırlar. Onlar diktatör ise Amerikalılar tescillenmişidir.
Ortadoğu’nun bölücü bir İngiliz ajanı olan Arabistanlı Lawrence görevini: “Türkiye’ye karşı bir Arap isyanı tahrik etmektir ve onun için de batılı olan dış görünüşümü gizlemek ve az da olsa Araplara benzemek zorundayım.” diyordu Lawrence. Osmanlı imparatorluğunun küllerinden doğan bu bölgenin devşirme milletlerinin sınırları Arabistanlı Lawrence lakaplı İngiliz ajanının kırık cetveli ile çizilmiş hepsinin de akıbetleri hemen hemen aynı olmuştur.
Ben burada diktatörleri övmek gibi bir işim asla olamaz. Günümüzde diktatörleri yetiştiren, devşirten, büyüten, besleyen Amerika ve İngiltere gibi emperyalist güçlerdir. Bir diğeri de S.S.C.B (Rusya) ve Çin’dir. Türk Cumhuriyetlerinde etnik kıyım yapan, dinini dahi yaşatmayan Rusya ve Çin değil midir? Benim ismim Rusya S.S.C.B. yıkıldı deyip işin içinden sıyrılamazlar.
S.S.C.B’nin (Rusya) uydusu Bulgaristan, Todor Jivkov liderliğindeki rejimin Türk ve Müslüman azınlığa yönelik 1984 ve 1989 yılları arasında uygulanan asimilasyon politikalarını 22 yıl sonra kabul etse de Bulgar Parlamentosu 1989 yılında sona eren komünist rejimin, Müslüman ve Türklere karşı uyguladığı asimilasyon sırasında yürüttüğü isim değiştirme, ibadet yasağı, anadilde konuşma ve zorunlu göç gibi etnik temizlik kampanyalarını unutmuş değiliz
Tibet ve Uygur bölgeleri Çin'deki 55 azınlık grubu içinde en büyükleri ve Pekin'in en fazla başını ağrıtanlar Tibetliler ve Uygurlardı. Geniş bir bölgede dağınık bir şekilde yaşayan iki azınlık grubunun da tarih boyunca bağımsız oldukları dönemler mevcuttu. Tibetliler ve Uygurlar, Çin'in toplam nüfusunun % 1'inden az olsa da, bu iki bölgenin bağımsızlığı Çin'in topraklarının yüzde 30'unu kaybetmesi anlamına gelmekteydi. Bu yüzden de Pekin makamları, daha fazla özerklik ya da bağımsızlık taleplerine sert tepki vererek yıllardır Han grubundan Çinlileri bölgeye yerleştirerek nüfus yapısını değiştirmeye çalışmakta ve etnik temizlik yapmaktadır.
Sevgili dostlar bunları ben size neden anlatıyorum. Eğer bu emperyalist güçlerin maşası ayağı olmak istemiyorsanız bunun adımları güçlü bir ekonomi ve güçlü bir sanayi ve teknolojiye sahip olmaktan geçer. Eğer olamazsanız önce tarım ve hayvancılığınızı çökertirler ki nüfusunuzu beslemekte kendilerine bağımlı yapsınlar, genleri değişmiş ürünlerle tank, top, silahla ele geçirilemeyen topraklarınızı zahmetsizce altınızdan çekip alsınlar, gelecek nesillerinizi hasta ve sağlıksız kılsınlar. Sonrasında bankalarınızı çökertirler ki ekonominizi ellerinde tutsunlar. Sonra sanayi ve teknolojiyi çökertirler ki teknolojide kendilerine bağımlı kılsınlar. Eğitim sisteminizi çökertirler ki eğitimsiz bir nüfusu daha kolay ele geçirsinler.
Bu nedenle;
Çocuklarımızı bilinçli bir şekilde Türk kimliğine uygun yetiştirmeliyiz.
Çocuklarımıza emperyalist ülkelerin uşaklığını yapmamaları için akli bilim, ilim eğitimli, kılmalıyız.
Çocuklarımıza tarihten örnekler vererek dostumuzu düşmanımızı öğretmeliyiz.
Muhasır medeniyet seviyesine ulaşmalıyız.
Bölgemizden bir milim sınırı bile olmayan milletleri uzaklaştırmalıyız.
Bu da ekonomik güç ve tam bağımsızlıkla mümkündür.
Onlara bağımlılıktan kurtulmalıyız.
Bağımsızlığın temeli eğitimden geçer.
Yoksa salyalı kuduz köpekler gibi bu emperyalist ülkelerin her an paçamızdan tutmaları mümkündür.