PİSA nedir?
PİSA; İngilizce, " Programme for İnternational Student Assessment " ifadesindeki kelimelerin baş harfleridir. Yâni; " Milletlerarası Öğrenci Değerlendirme P(u)rogramı " dır.
Bu milletlerarası " ölçme - değerlendirme " kuruluşu, üçer senelik dönemler hâlinde, onbeş yaş g(u)rubundaki öğrencilerin , okullarında kazanmış bulundukları her türlü bilgi ve becerilerini değerlendiren ilmî / objektif bir araştırma teşkilâtıdır.
Bu teşkilâtın maksadı; aynı yaştaki gençleri daha yakından tanımak, dünyâ ölçüsünde kıymetleri ortaya koymak ve ilgili devletlerin çalışmalarına öncülük yaparak ışık tutmaktır.
4 Aralık 2013 târîhi îtibâriyle PİSA, " Akademik olarak en başarılılar kimlerdir? " başlıklı bir rapor yayınladı. Bu rapora göre,kısa adı OECD olan Ekonomik İşbirliği Ve Kalkınma Teşkilâtı 'nın " Akademik Başarı Listesi " nde, Türkiye, " MATEMATİK, FEN BİLİMLERİ ve OKUMA SAHALARI" nın üçünde de başarılı olamamıştır.
Buna göre; Türkiye; " ALTMIŞ DÖRT ÜLKE " arasında ancak " KIRK ÜÇÜNCÜ " olabilmiştir.
Bu, şu demektir ki, Türkiye'deki onbeş yaş g(u)rubu çocuklarımız, dünyâ ölçülerinde, bu sahalarda, çok gerilerdedir. Yazık!..
Yine; bu, şu demektir ki, ister 5+3... , ister 4+4... ve ister bilmem ne kadar rakam yazarsanız yazınız, siz, maârif olarak " kendi sisteminizi " kuramaz ve içini dolduramazsanız, bu hâle düşersiniz.
Diyeceksiniz ki, bunu, " kaale alan " var mı? Kesinlikle hayır !
Şu ânda, millî eğitim câmiâsı nelerle uğraşıyor, bir görünüz! Bu durum açıklandığı gün, üç mühim salâhiyetli ve mes'ulden üç beyan arz ediyorum:
Avcı : " Dershanelerin envanterlerini yeniden gözden geçireceğiz. Çok farklı beşeri ve fiziki imkânlara sahip kurumlar var. Dönüşüm sürecinde ister istemez bazı kurumlar daha kolay adapte olabilir; bazıları da zamana ihtiyaç duyabilir. " ( 1 )
Erdoğan: " Manşetlere boyun eğmeyiz. Medya, baskı grupları ve sermaye kendisini Meclis'in üzerinde göremez, millet adına karar veremez. " ( 2 )
Gül : " Her şey rayına giriyor gördüğünüz gibi " ( 3 )
Bir memleketin ilmî seviyesindeki tablo dünyâ ülkeleri arasında en gerilerde bulunduğunda, bundan hiç habersizmiş gibi davranılması herhâlde bize mahsustur.
Hele bir düşünelim; matematiksiz, fizik, kimyâ, biyoloji ve astronomisiz bir ilim câmiâsının salâhiyetlileri, kendilerini nasıl rahat hissedebilir!
Sâdece bu kadar mı? Elbette ki, hayır! Bir de " okuma alanı " var! Demek ki, diğer sahalardaki hâlimiz de aynıdır. Peki, ondaki durumumuz nasıl, bir de ona bakalım:
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim Ve Kültür Kurumu ( UNESCO )'nun istatistiklerine göre, Türkiye, maalesef, yine aynı tabloyla karşı karşıya bulunmaktadır. Kitap okuma sıralamasında, " 86. " sıradadır. Türkiye'deki kitap okuma oranı ise; " binde bir " gibi korkutucudur. Ammâ; korkan kim!!!
Bu husustaki bir başka haber de şöyle : " Dönüşüm için 2015 Eylülüne kadar süre verilmesinin ardından Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı dün ÖZ-DE-BİR ve TÖDER yöneticilerinin de aralarında bulunduğu dershane temsilcilerini kabul etti. Düzenlenen basın toplantısında Bakan Avcı'nın esprili üslubu ve dershane temsilcilerinin neşeli tavırları uzlaşmanın âdeta bir göstergesiydi . " ( 4 )
Hani; " Güleriz, ağlanacak hâlimize" deriz ya, işte öyle!
Şimdi de, ilginizi çekeceğini umduğum bir nakil yapacağım. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Ronald Reagan, eğitim şûrâsında iki bin Amerikalı eğitimciye şu konuşmayı yapmıştır. Lütfen, dikkatle okuyalım:
" Bir yeni çağın eşiğinde bulunuyoruz. Bu çağ Computer çağıdır..Eğer çocuklarımız, dünyada yarının liderleri olarak bir mevki alacaklarsa; onları gerektiği şekilde eğitmeliyiz...Çocuklarımızın basiret, cesaret ve güce ihtiyaçları vardır; ve eğitim olmadan bu meziyet ve faziletlere ulaşmak mümkün değildir. Bir Cumhurbaşkanımızın dediği gibi: " Eğer bir millet hem cahil kalmak ve hem de hür olmadan mümkün olacağına inanıyorsa, yanılıyor. Böyle bir şey katiyen mümkün olmamıştır; hiçbir zaman da olmayacaktır.
( . ) Okullarımızın paradan ziyade bazı temelli reformlara ihtiyacı var. Kanaatime göre altı hususta reform yapmalıyız. ( Bu altı maddeyi hulâsa ediyorum )
( . ) Birincisi, eski usul, güzel bir disiplini ihya emeliyiz. Ülkemizdeki okulların pek çoğunda öğretmenlerimiz eğitim yapamıyorlar; çünkü öğrencilere, test yapacak ve ev ödevi verecek kadar otoriteleri yok...
( . ) İkincisi, yüz binlerce çocuğumuzu alkol ve uyuşturucu iptilâsından kurtarmalıyız.. ..Üçüncüsü; akademik standartları yükseltmeliyiz. Japonya'da, Batı Almanya'da ve diğer birçok ülkede akademik standartlar bizimkinden yüksektir.
Dördüncüsü; iyi eğitimi teşvik etmeli, ödüllendirmeliyiz. Öğretmenlerin maaş ve terfileri liyakat ve başarılarına göre olmalıdır. Beşincisi; ana babalar ve eyaletlerimiz eğitim sisteminde gerekli olan yerlerini tekrar almalıdır...
Altıncısı; öğrencilerimize muhakkak temel dersleri öğretmeliyiz. Diğer endüstriyel ülkelere nazaran fen derslerinde ve matematikte çok gerilerde kalmaktayız. Japonya'da matematik, biyoloji ve fizik ihtisas eğitimi altıncı sınıfta başlamaktadır. Rusya'da cebir ve hendese düşüncesini öğrenciler ilkokulda öğreniyorlar. Bundan dolayı, nüfusu bizimkinin yarısı kadar olan Japonya bizden fazla mühendis mezun ediyor...
Eğer çocuklarımıza bildiğimiz büyük fedâkârlıkları , büyük edebî eserleri öğretmezsek ve milyonlarca insanı bollukla ve hürriyet içinde yaşatan teknik bilgileri öğretmezsek bütün insanlarımız mahvolur, perişan olur..." ( 5 ))
Sâdece bu kadar mı? Elbette değil!..Ammâ; en azından, bize bir muhakeme ve mukayese imkânı veriyor, bu bile yeterli değil mi? Hem de kaç yıl evvel!..
DİPNOTLARI
1 .Türkiye Gazetesi, 4. 12. 2013, sy. 14
2 . a.,g.,Gazete, 4.12. 2013 , sy. 1
3 . a.,g., Gazete, 4. 12. 2013, sy.1
4 . a.,g.,Gazete, 4.12. 2013 , sy. 1
5 . Reagan'ın Eğitim Üzerine Bir Konuşması, Tercüme Aden: Sadri Sarptır, Türk Edebiyatı Dergisi, Kasım 1987 , sy. 17-18