Bir sabah kahvaltısında çocuk birdenbire, "Baba, bizim köyde de Allah var mı?" diye sorar. Çocuğun bu sorusunu merak eden babası, "Oğlum Allah her yerde vardır; ama niçin soruyorsun bu soruyu?" deyince çocuk, "Eğer orada Allah yoksa, oraya gidecektim de..." der.
Bunu niye anlattım şimdi ! Bakın şimdi konu nerelere gelecek...
"Anne sözü dinlemeyeni Allah taş yapar." "Yemeğini tabağında bırakanı cehennemde yakar."
"Kötü laf söyleyeni dilsiz yapar."
İşte biz böyle sözlerle büyütüldük. Öyle bir büyütüldük ki Dünya aleme örnek olduk maşallah.
Yetişdirdiğimiz çocuklarımız deizmi hortlattı, suç oranını patlattı.
(Deizm Allah'ı kabul eder, Peygamberleri ve Kutsal kitapları reddeder.) Ne ararsan her suçtan irili ufaklı elli şer gram mevcut. Şimdilerde ise Allah'ı hiç tınlamıyorlar, Peygamberimizi hiç takmıyorlar.
Dini öğretmek metazori olup, liyakatsız yaşlılara kalınca son model garip bir nesil ortaya çıktı. Eserimizle mutlu muyuz?
Bu düşüncemde haklı mıyım,? haksız mıyım? siz karar verin bakalım...
Biliyorsunuz Umre ziyaretinden gelen 10 bin 330 Türk vatandaşı koronavirüs tedbirleri kapsamında 15 Mart günü Konya ve Ankara'daki öğrenci yurtlarında karantina altına alınmıştı.
Konya Emniyet Müdürü Mustafa Aydın, umreden gelen bir kişinin kaçmaya çalışırken polis memurunun yüzüne tükürdüğünü ve 'Ben hastaysam sende hasta ol' dediğini belirtiyor....
Ne oldu şimdi kutsal topraklara gezmeyede olsa gittin. sözde dinin olgunluguna orada böylemi vardın vatandaş! Karantinayi duyunca pat diye polisine tükürüyorsun? O polis kimin evladi?
Dünya genelinde korona virüsü nedeniyle ölüm kol gezerken bu vatandaş tükürebiliyor. Soruyorum size bu anlayışta ki vatandaşın yetiştirdiği çocuktan bu vatana ve millete ne fayda gelir?
Umre neydi ! Umre, Müslümanların Kâbe'yi hac mevsimi dışında ziyaret etmelerine denir. Umre ziyaret, bir nevi turistik gezi demektir. Ama bu vatandaşlar kendilerine hacı dedirtebiliyorlar!
Ne oldu şimdi hacca da gitse demek ki değişen bir şey olmayacak.
Hac Kimlere Farzdı?
Sağlıklı olmak birinci şarttır. Peki ne anladık bu işten. İnsanların sağlıklarını tehlikeye atan, polisine tüküren, karantinaya uymayan hacı olsa ne olur, umreye gitse ne olur?
Isparta Milletvekili Recep Özel, şehirdeki 268 korona vakasının 245'ini umreden dönenlerin oluşturduğunu söylüyor. Twitterden mesajı atıyor sonra da siliveriyor. Sayin vekilimiz niye siliyorsa !..
Buda ayrı bir garabet.
Sayın Sağlık Bakanımız da açıkladı. Isparta ilimizde şu an 268 pozitif vakanın olduğunu vakaların 245’i misafir edilen umreden dönen vatandaşlarımızın olduğunu belirtiyor.
İyi de sayın bakanım Korona tehlikesini bile bile bu vatandaşları kim hangi düşünce ile umreye gönderdi. Ne oldu halkın sağlığı şimdi. Sizin göreviniz halkın sağlığını korumak değil miydi ?
Suudi yönetimi bile korona virüsü salgını dolayısıyla sınırlarını hacca dahil kapatıyor, biz bile bile umreye adamlarımızı gönderiyoruz! Bu ne perhiz! Bu ne lahana turşusu şimdi?
İşte biz böyle böyle bozulduk....
Devam edelim:
Gıda sağlığı konusu Kur’an’ın belki de en sık vurgu yaptığı konulardan birisidir. Öncelikle Kur’an ıstılahında temiz, yararlı ve helal olan tüm gıdalar “tayyibat” kavramı altında toplanmıştır. “Temiz ve hoş şeyleri helal, kötü ve çirkin şeyleri haram kılacak şeyleri… (Araf 157).” diye uyarır ve emreder.
En son hükümetimiz 14 Ocak 2020 de Gazlı içecekten, bala, çaydan zeytin yağına, çikolatadan ete kadar taklit, tağşiş (hile) veya ilaç etken maddesi tespit edilen toplam 229 firmaya ait 386 parti ürünü belirleyip halka yayınlıyor. Bu tarihe kadar yayınlamışlar tınlayan yok halâ!..
Körle yatan şaşı kalkar. Böyle vatandaşın yetiştirdiği evlatdan memlekete ne fayda gelir!....
Bu konuya devam edelim:
Araf Suresinin 16. Ayetinde Allah cc. Bakın ne beyan buyuruyor.
Biz her gün sıratı müstakimi isterken Şeytan o yol üzerinde oturarak o yolun yolcularını bazen Allah’ın c.c. adını kullanarak, bazen nefislerini azdırarak, bazen rızık endişesi, bazen malı-mülkü, bazen ailesi, bazen de dedelerinin veli olması ile güvendirerek sıratı müstakim yolundan alıkoyar. Bu yanlışa da düşmeyin diyor yüce Yaradan!...
Sonra ne emrediyor bakalım:
Ey insanlar! Allahın vaadi haktır. Dünya hayatı aldatıcıdır. Aldatıcılar Allah’ın c.c. adını kullanarak sizi aldatmasın. (Fatır Suresi 5. Ayet)
Devam edelim :
Hûd Sûresi (11) 18. Ayet
Kim Allah'a c.c. karşı yalan uydurandan daha zalim olabilir? Onlar (kıyamet gününde) Rablerine arz edilecekler, şahitler de: İşte bunlar Rablerine karşı yalan söyleyenlerdir, diyecekler. Bilin ki, Allah'ın lâneti zalimlerin üzerinedir!
Peygamberimizde (s.a.v) diyor ki :
“Kim, yalan olduğu bilinen bir sözü benim hadisim olarak naklederse o da yalancıların biridir.” (Müslim, Mukaddime, 1; Tirmizî, İlim, 9/2662; İbn-i Mâce, Mukaddime, 5/39; Ahmed, I, 112)
"Benden bir şey nakleden hakkı, doğruyu söylesin! Söylemediğim şeyi, bana isnat eden gireceği ateşe hazırlansın!)" [İbni Mace, Hakim]
” Ahir zamanda dünya menfaati için dini alet eden riyakârlar çıkar. Sözleri baldan tatlıdır. Bunlar kuzu postuna bürünmüş birer kurttur.” (Hz Muhammed s.a.v. )
"Ümmetim için en çok korktuğum şey bilgili konuşmasını bilen münafıklardır." (Hz Muhammed s.a.v.)
Yalan diz boyu, haram yeme ve hırsızlık diz boyu, Ahlâksızlık diz boyu!...
Bu toplumda Allah'ın - Peygamber efendimizin ve Kur'anın adını kullanarak aldatmak, çıkar sağlamak meslek oldu neredeyse !..
İstediği gibi Allah'ın c.c, peygamberimizin (s.a.v), Kur'anın adını yemin ederek hiç çekinmeden çıkarına uygun menfaat temin edebiliyorlar!
Peki kurttan kuzu doğar mı? Doğmaz ..
Kel başa şimşir tarak. Ne olacaktı. Allah çarpar, Allah yakar, Allah taş keser gibi sözlerle Allah'dan ürkütücü, korkutucu bir nesil yetiştirirsek, o çocukların gözünün içine bakarak türlü dalavereleri yaparsak o nesilden bir hayır gelir mi? gelmez..
Bir toplumda dini öğretmek, savunmak liyakatsız yaşlılara kalırsa büyüğünü ve küçüğünü tanımayan, aldatmayı, ahlaksızlığı meslek haline getiren bir nesil ortaya çıkar.
Tıpkı günümüzde ki gibi..
Rahmeti merhameti bol Rabbimizin yine de taş etmediğine dua edelim. Dindar bir nesil yetistireceğiz diyerek toplum olarak düştüğümüz durumlara bakalım. Cezaevleri tıka basa dolu halâ da cezaevi yapıyoruz..
Büyüğünü, küçüğünü sevmeyen saymayan, Allah'ı ve Peygamberini sevse ne olur!
Saygılarımla